13 Haziran’da İsrail ile İran arasında başlayan çatışmaların ardından, işgalci İsrail güçleri Mescid-i Aksa’nın kapılarını tamamen kapattı. O günden bu yana, kutsal mabede Müslümanların girişi engelleniyor.
İşgalci İsrail polisi, Cuma sabahı kılınan sabah namazının ardından Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek içerideki cemaati zorla çıkardı. O andan itibaren Harem-i Şerif’in tüm giriş kapıları kapatıldı ve bölge, ağır bir polis kuşatması altına alındı.
Bu gelişmelerin ardından dört gündür Kudüs’te Aksa semalarında tekbir ve salavatlar sustu. Sessizliğe bürünen bu mübarek mekânda ne ezan duyulabiliyor ne de cemaat toplanabiliyor.
Sessizliğe Gömülen Ümmet
İsra ve Mi'rac mucizesine tanıklık eden Kudüs-ü Şerif’in kalbi olan Mescid-i Aksa, siyonist rejimin baskıları altında bir kez daha zulümle karşı karşıya. İlk kıble, küffarın 108 yıldır süren işgalin ve ümmetin dağınıklığının simgesi hâline gelirken, Filistin topraklarında yaşanan bu son abluka da sessizlikle geçiştiriliyor.
Mezhebi ayrılıklar, ideolojik dağınıklıklar ve ekonomik sıkıntılar bahanesiyle içine kapanan İslam dünyası, 600 günü aşkın süredir devam eden Gazze kuşatmasına olduğu gibi bu yeni Aksa sessizliğine de bön bön bakıyor. Gazzelilerin kanı kurumadan, Kudüs yeniden dünya başkentlerinin suskunluğuyla kuşatılmış durumda.
Hiçbir Başkentten Kınama Gelmedi
Mescid-i Aksa’nın tamamen ibadete kapatılması karşısında şimdiye dek hiçbir İslam başkentinden açık bir kınama gelmedi. Uluslararası kuruluşlar ise olaya dair henüz bir açıklama yapmış değil.
Sessizliği Bozun!
Siyonist İsrail, 4 gündür Mescid-i Aksa'yı kuşatma altında tutuyor, kapılarını tamamen kapattı ve ibadet etmek isteyenlerin içeri girmesini engelliyor.
Kudüs’teki gelişmeler, bir ümmetin onur imtihanıdır. Mescid-i Aksa'nın kapalı kalması, sadece bir ibadet yasağı değil, Müslüman kimliğe ve ortak mirasa yönelik açık bir saldırıdır. Sessizliği bozun. Aksa için ses verin.