Psikolojik problemli olanların en belirgin özeliği içinde bulundukları durumu kabul etmememeleridir.


Birkaç mısra yeter bence günümüz İslam coğrafyasının içinde bulunduğu buhranı anlatmaya  ancak bugün yorumlayan bir kalem değil kâinatın sahibinin sözleriyle "Ey!" diye seslenen olacağım sadece.
Söz vardır ki:"O, devrede ise her şey sükut eder." İşte  güzelliklerden bir demet;kıssadan hisse...


Sapkın Yerlerden Uzaklaşma:

Rum suresi, Ayet 31-32:
"Bütün gönlünüzle O'na yönelin, O'na saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerini parçalayıp her bir grubun kendindekini beğendiği fırkalara ayrılanlardan olmayın."

Faiz:

Bakara suresi-275
Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, "Alım satım da ancak faiz gibidir" demeleridir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişte yaptığı kendisine aittir, işi de Allah’a kalmıştır. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir.

Toplumsal Değişim:

Bir toplumun değişmesi, ilerlemesi, refah düzeyinin artması kendi yaptıklarına bağlıdır! Tembelliğinizin ve sorumsuzluklarınızın bedelini kader maskesi altında Allah’a yüklemeyin!

“…Şüphesiz ki, bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez….” Ra’d 11

“Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” Şûra 30

“Bir toplum kendilerinde olanı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”  Enfal 53

Düşünme-Sorgulama- Araştırma! Bilgiye, Bilime Değer Verme!

“Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?” Bakara 44, Al’i İmran 65, En’am 32, A’raf 169, Yunus 16, Hud 51, Yusuf 109, Enbiya 10, Enbiya 67, Mü’minun 80, Kasas 60, Saffat 138

“Siz hiç düşünmez misiniz?” En’am 50, Yunus 3, Hud 24, Hud 30, Nahl 17, Mü’minun 85, Saffat 155, Casiye 23

“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” İsra 36

“Hâlâ Kuran’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.” Nisa 82

(Bilimsel olarak bir önermenin doğruluğu, mantık ilkelerinin işletilmesiyle anlaşılır. Mantık ilkelerinin en önemlisi çelişmezlik ilkesidir. Bu ayette bilimsel düşünme metotlarından çelişmezlik ilkesine vurgu yapılmıştır.)

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.” Bakara 164

Adalet-Eşitlik:

“De ki: “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl gerçekleştirdiğine bakın. Sonra Allah sonraki yaratmayı da yapacaktır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” Ankebut 20

“Allah’ın, (fethedilen) kentlerden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir güç(devlet) hâline gelmesin diye…” Haşr 7

(Bu ayet, zenginlerin iyice zenginleştiği, yoksulların ise iyice yoksullaştığı kapitalist düzeni eleştirmektedir. Böyle bir düzende, mal ve para sadece zenginler arasında dolaşan bir güce (devlete) dönüşür. Günümüzde bazı markaların, devletlerden bile daha çok sermaye ve güce sahip olması; ayette kullanılan devlet kelimesinin hikmetini ortaya koymaktadır.)

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa haklarını ver. İsraf ederek saçıp savurma.” İsra 26

 “Öyle ise akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” Rum 38

(Bu ayetlerde yoksula “yardım et” değil de “hakkını ver” ifadesinin kullanılması ilginç bir nüanstır. Yoksullar niye yoksuldur? Haksızlıklardan dolayı mı? Çoğunlukla öyle maalesef.)

“Dini yalanlayanı gördün mü?

İşte o, yetimi itip kakar

Yoksulu doyurmaya teşvik etmez

Yazıklar olsun şu namaz kılanlara ki

Onlar namazlarında yanılgıdadırlar

Gösteriş yapmaktadırlar

Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.” Maun Suresi

İyinin Yanında Kötünün Karsisinda Olma:

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Ali İmran 104

“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz…” Ali İmran 110

(Bu ayetlerde “iyilik” olarak tercüme edilen kelime orjinalinde “maruf” kelimesidir. Maruf, örf ile aynı kökten gelir. Toplumdaki “genel-ortak iyi” olan şeyleri ifade etmek için kullanılır.)

Fikir Özgürlüğü:

“O, size Kitapta: “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz” diye indirdi…” Nisa 140

(Bu ayet fikir özgürlüğünün bir garantisi niteliğindedir. Allah’ın ayetleriyle alay edildiğinde dahi “onlara kötü söz söyleyin, siz de onlarla alay edin, onlara şiddet uygulayın ya da onları öldürün” demiyor! “Onlarla asla bir daha konuşmayın” da demiyor. Sadece “başka söze geçinceye kadar o ortamda bulunmayın” diyor. )

Rüşvet Vermeyin!

“Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile insanların mallarından bir bölümünü haram yollarla yemeniz için onları hâkimlere vermeyin.” Bakara 188

Liyakat:

“Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Nisa 58

Adalet -Eşitlikçi Yaklaşım:

“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır… “Bakara 256

“… Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.” En’am 107

“Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendimi Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.” Ali İmran 20

“Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir tebliğden ibarettir.” Nahl 82

“Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir.” Şûra 49

“Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.” Ğaşiye 21

Düşünebilen bir birey olmak duası ile

Allah'a emanet olunuz.