İletişim halinde olduklarımızla bazen onlara bazen de bize bağlı yanlış anlama, yanlış davranma ve bunlara bağlı olarak ta uyarma ve uyarılma durumu ile karşılaşabiliyoruz. Toplumsal olarak sanki genetik aktarım gibi dilimize yerleşmiş yıkıcı bir eleştiri biçimi var. Yapılanı değil yapanı görüyoruz, daha iyisini yapmaya motive etmek yerine moralini bozup yaptığı iyi şeyleri bile görememesine sebep oluyoruz. Böyle olunca süreç daha iyiye değil daha kötüye gidiyor. Oysa bu tutum, insanın kendisini daha iyi hissettirebilecek ve yanlışını görüp daha doğru bir şekilde hayata geçirilebilmesine fırsat verecek şekilde hayata geçirilebilir.

İyi sözler olanı gördürür kendisi ile savaşa yol açmaz

Konuşma biçimimiz, çoğu kere karşımızdaki ile ilgili algımıza, konuyu doğru anlayıp anlamadığımıza ilâveten karşımızdaki insanın ne kadar anlaşılır olduğuna da bağlıdır. Gerekçemiz ne olursa olsun, sonuçta bizden yansıyan her şey, muhatabımızı etkiliyor. Ya daha iyi, ya da daha kötü hissettiriyor. Bir insanın kötü hissetmesi demek, psikolojisini, iç salgı bezlerini, yapması gereken işleri yapabilme ve sürdürebilme gücünü vb. etkileyeceği için, ağzımızdan çıkanın çok dikkatlice seçilmesi lâzım.

Belki de karşımızdaki değil biz yanıldık

Hepimizin zaman zaman uyarılmaya, bazı yaptıklarımızın dışarıdan nasıl göründüğünü bilmeye ihtiyacımız var, biz de aynı şekilde uyaran durumunda kalabiliriz. Burada önemli olan, kişiyi değil yaptıklarını mevzu etmek ve suçlayıcı konuşmamak. Kullandığımız dil, onarıcı olmalı, yıkıcı değil, değer katıcı olmalı aşağılayıcı ve rencide edici değil.

“Konuşmanızda şu şu hususlar gayet güzel açıklanmıştı, Allah (c.c) razı olsun. Sadece şu konudaki şu sözünüzü ben şöyle anladım ve şöyle düşündüm, acaba doğru mu anladım diye size sormak istedim” dediğimizde, ben dili ile konuşmuş, güzel yönlere vurgu yapmış, konunun bizim anladığımız şeklinde olup olmadığını iyi niyetle öğrenmek isteyen birisi olmuş oluruz.

Her insan iyi muameleyi hak eder, davranan da

Her insan konuşurken ve ya davranırken hata yapabilir. Yanlış bir şey konuşması ve ya davranması insanı kötü yapmaz. Yanlışını düzeltme ve daha iyisini yapma fırsatı herkese verilmeli ve yaklaşım biçimimizle de bunu desteklemeliyiz. Bu, hem iletişimimizi bundan sonra da iyi tutmamıza hem de bizim doğru bir dili yakalamamıza vesile olur. İnsanın her zaman iyi sözlere, iyi davranışlara ve değerli bir insan olarak muamele görmeye hem hakkı hem de ihtiyacı vardır. Bizler büyük insanlık ailesinin birer çok kıymetli fertleriyiz. Bir birimizi korumaya ve yüceltmeye yönelik bir anlayış ve yaklaşım biçimini tercih etmemiz, dünyanın gidişine bile katkı sağlar. Biz bunu hak ederiz, muhatabımız bunu hak eder ve insanlık âlemi bunu hak eder.