Gazeteci yazar Fatih Altaylı, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın iki gün önce derneğin Yüksek İstişare Kurulu toplantısında yaptığı çıkışı değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da grup toplantısında tepki gösterdiği TÜSİAD için Fatih Altaylı, “Niyeyse, birdenbire, üstüne üstlük de çok da kendisi ile ilgili olmayan bir konuda, bir dış politika meselesinde, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği konusunda Türk halkının büyük bölümünün de katılmadığını düşündüğüm bir açıklama yaptı. TÜSİAD Başkanı. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tam da aradığı ortamı oluşturdu. Her seçim dönemi öncesi ringe birini alarak kendi tabanına güç odaklarıyla mücadele eden güçlü lider mesajı vermekten hoşlanan Erdoğan'a şahane bir fırsat verdi.” dedi.

Fatih Altaylı ilgili yazısına şöyle devam etti:

“Üstüne bir de dün İsveç'in PKK yanlısı tavrı eklenince iktidar ve iktidar yanlısı gazeteciler için duble kaymaklı bir ekmek kadayıfı servis edilmiş oldu.
Hiç kimse bana TÜSİAD'ın bu açıklamasının içerik ve zamanlamasının iyi niyetli olduğunu anlatamaz.
Hem seçtiği konu, hem konunun ele alınış biçimi hem de zamanlama olarak.
Hiç kimse anlatamaz…”

TÜSİAD BAŞKANI ORHAN TURAN NE DEMİŞTİ?

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, konuşmasında, “Terörden çok çekmiş, acılar yaşamış bir toplumun hassasiyetlerine dost ve müttefik ülkelerin daha fazla dikkat etmesini istemek elbette Türkiye'nin hakkıdır. Ancak en haklı olduğumuz konularda bile çıkarlarımızı korurken tercih edeceğimiz yöntem amaca varmamızı kolaylaştıracak şekilde formüle edilmelidir. Bu bağlamda İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye'nin dile getirdiği sıkıntıların ve taleplerin müzakere yoluyla, karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülebileceğini ümit ediyoruz. AB ile ilişkilerimizin hayli sorunlu olduğu herkesin malumu. Bu ilişkileri sığınmacı mutabakatına indirgemekten tarafların vazgeçme zamanı gelmiş de geçmektedir. Konuları tek tek pazarlığa açan yaklaşımın sona ermesi, ilişkilerin karşılıklı güvensizlikten arındırılarak canlandırılması, tedarik zincirleri yeniden tanımlanır ve sermaye kendisine yeni adresler ararken, büyük önem taşıyacaktır.” demişti.