Yeniden Refah Partisi (YRP) lideri Fatih Erbakan, gündeme dair açıklamalar yaptı.

T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Erbakan, AK Parti’ninki şekilci bir Müslümanlık, ekonomi politikası adaletsiz paylaşıma dayalı" ifadesini kullanarak geçmişteki Başkanlık seçimlerinde ittifak oluşturduğu Cumhur İttifakı'na yönelik eleştiriler getirdi.

'Bir daha AK Parti ile asla'

AK Parti ile Yeniden Refah Partisi'nin ittifakının bittiğini açıklayan Erbakan, "Evet, ittifak bitmiştir diyebiliriz. Çünkü bizim çok samimi yaklaşımımıza, fedakarlığımıza ve ortada milletin huzurunda imzalanan bir mutabakat olmasına rağmen bunların hepsi hiçe sayıldı. Bu da bizim güvenimizi tamamen sarstı. O nedenle de bundan sonrası için bir birliktelik olması ihtimalini görmüyoruz." diye konuştu.

Din ve İmam Hatipler hakkında da yorumlar yapan YRF lideri, "Bugün maalesef iktidarın uygulamaları bizim dindar olmayan iktidarlar döneminde eleştirdiğimiz uygulamaların aynısı. Burada bir çarpıklık var. Bu görüntüyü gören genç insanlar İmam Hatip'te okuduğu halde deist olmaya karar veriyor, ateist olabiliyor. Veya başı örtülüyse başını açıyor. Şekilden ibaret bir anlayışla maalesef toplumun önüne çıkılmış, iktidar olunmuş. Ama asıl değerlerimiz, asıl savunduğumuz ilkeler uygulanmıyor, hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla da maalesef gençler üzerinde ciddi olumsuz bir etkisi oluyor bu durumun" ifadelerini kullandı

'Artık Cumhurbaşkanı yoruldu, yaşlandı, yıprandı'

AK Parti ve MHP'nin gündeminde olan anayasa değişikliği paketi üzerine de konuşan Erbakan, şunları söyledi:

AK Parti 'Rize'deki skandal açılış' için kararını verdi: Disipline sevk edildiler AK Parti 'Rize'deki skandal açılış' için kararını verdi: Disipline sevk edildiler

Artık onlarla ortak bir noktada buluşmamız mümkün gözükmüyor. Bu söylediklerinizin benzeri, hatta daha geniş çaplı bir versiyonu zaten 14 Mayıs mutabakatında vardı. O mutabakattaki maddelerin bir tanesi bile uygulanmadığı gibi pek çoğunda tam aksi istikamette hareket ettiler. Durum buyken bizim artık güvenmemiz mümkün değil.

Bir de bizim Yeniden Refah Partisi olarak artık düşüncemiz şu; Türkiye'de bir değişim olması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı yaşlandı, yoruldu, yıprandı. Kadrosu yıprandı, yoruldu. Metal yorgunluğu konusunu yıllar önce söylemişti, şimdi artık metaller çok daha fazla yoruldu. Artık aktörlerin değişmesi gerektiğine, iktidarın değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Millete verebilecek herhangi bir şeyleri kalmadı. Son şanslarını da maalesef ellerinin tersiyle ittiler. Bizim yaptığımız fedakarlığı maalesef değerlendirmediler.

Bundan sonra artık bir fedakârlık daha yapmamız, tekrardan aynı masada onlarla oturmamız bizden beklenmemelidir. Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatı. Dolayısıyla Türkiye'de artık mevcut iktidarla bir yere varılması mümkün değil. Bir değişim gerekiyor. Halk da artık aktörlerin de anlayışın da bu kadronun da değişmesi gerektiğini düşünüyor. 2028’e kadar ne milletin ne iktidarın dayanabileceğini düşünüyoruz.

'Erken seçim 2025 sonbaharında ya da 2026 ilkbaharında olmalı'

CHP'nin erken seçim çağrısı ardından konuşan YRF Genel Başkanı, 2028'de gerçekleşmesi beklenen seçim için ise, "2026 yılının ilkbaharında veya 2025'in sonbaharında bir erken seçim olabilir. Bir, bir buçuk sene içerisinde bir erken seçimde bir değişim olmasının Türkiye'nin faydasına olacaktır. Milletin de beklentisi bu yönde." diye konuştu.

'Erdoğan bugün IMF’den alacağından daha çok borç alıyor'

IMF konusunda da konuşan Erbakan, devletin 250 milyar dolar borcu olduğunu ve ekonominin git gide kötüye gittiğini belirtti. Erbakan, IMF'den alınan borcun arttığını da söyledi.

IMF'den çok daha fazla borç alıp çok daha yüksek faizle borç alıyor. Maalesef 8 trilyon lirayı merkezi yönetim borcu aşmış, geldiklerinde 130 milyar dolar civarında bir devlet borcu varken şimdi 250 milyar dolara yaklaştı. 14 Mayıs'tan sonra çok büyük ümitle getirdikleri ekonomi yönetimi, bırakın iyiye götürmeyi, verileri sabit bile tutamıyor, daha da kötüye gidiyor. Enflasyon %38'den %75'e çıktı. Akaryakıt 20 liradan 45 liraya çıktı. Döviz kuru 18 liradan 34 liraya çıktı. Yaşama maliyeti arttı. Faizler yüzde 8,5'den yüzde 50'ye çıktı.

Öte yandan, 22 senelik AK Parti iktidarında D-8 de âtıl kaldı. Amerika'nın ve İsrail'in Orta Doğu'daki planlarının yürümemesi bakımından D-8'in kurulması önemliydi. Tüm bunlara baktığımızda, 28 Şubat'ın dış güçlerin asıl amaçları bakımından başarıya ulaştığını görüyoruz. Türkiye borç faizi ödemeye devam ediyor. İsrail'in planları istedikleri gibi yürüyor. Yani 28 Şubat’ta mesele başörtüsü, imam hatip konusu değildi.

Rahmetli Prof. Arif Ersoy Hoca’yı anacağım burada. “Mesele paylaşım ve yönetim konusu. Paylaşıma ve yönetime müdahale etmezseniz, isterseniz çarşafa girin, isterseniz dizinize kadar sakal bırakın sorun değil. Ama paylaşıma ve yönetime müdahale eder, ‘Büyük İsrail'in kurulmasını istemiyorum, Amerika'nın planlarının yürümesine engel olacağım’ derseniz müdahale ederler.” Yani aslında rahmetli Erbakan Hoca'nın başbakan olduğu dönemde paylaşım ve yönetimle ilgili attığı atımlar aslında 28 Şubat'a sebep oldu. Ama o gün bunu işte “Laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor” gibi birtakım tiyatrolarla gösterdiler.