Mavi Marmara şehidimiz Cengiz Songür'ün oğlu ve Mavi Marmara Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür de yaptığı bir paylaşımla çetenin faaliyetlerine benzer bir olay yaşadığını ve felaketin kıyısından döndüklerini belirtti.

Bir başka sosyal medya kullanıcısı ise Sağlık Bakanlığının soruşturma kapsamında kapattığı Bağcılar Şafak Hastanesinde yenidoğan çetesinin çocuğunu nasıl ölüme götürdüklerini anlattı.

Songür, çocuklarına fecaat bir tedavi uygulandığını ve olaya müdahil olmak istediklerindeyse doktorların "siz bu çocuğu öldürürsünüz" diyerek onları uzaklaştırılmaya çalıştığını aktardı.

Songür, 8 yıl önce yaşadığı olayı şu şekilde anlattı:

Doğuma 1 hafta kala Bezmi Alem Hastahanesindeki doktor hanım Güngören’de bulunan Meltem Hastahanesine geçiş yaptığı için bizide oraya gönderdiler.
2. çocuğumuz olduğu için biraz daha tecrübeliydik çünkü ilk çocuğumuz Pakistan’da doğmuştu ve çok daha kötü şartlarda hayatta kalmıştı.

"'MASRAFLARINIZI SİGORTA KARŞILAYACAK' DEDİLER"

Evladımız doğar doğmaz dediler ki bu çocukta sarılık var ve ışın tedavisi olması lazım. Hemen apar topar küveze aldılar. Dediler ki o zamanın parası günlük 800 lira ücreti var ve sizin masraflarınızı sigorta karşılayacak.

"SİZ BU ÇOCUĞU ÖLDÜRÜRSÜNÜZ"

Çocuğu anasına bile göstermediler ve bizden bez alıp gelmemizi söylediler.
2. gün olduğunda doktora dedikki bırakın bu çocuk anasını biraz emsin yoksa sarılığı geçmez. Doktorda herkeze yaptığı gibi siz bu çocuğu öldürürsünüz durumu çok ağır gibi konuşarak bizi korkuttu.

O gece hanımımla konuşup bu işte bir iş var dedik, çünkü her ne sebeple olursa olsun çocuğu annesine göstermemeyi ben kabul etmiyorum. Hastahanenin sigortadan para almak için çocukları zorla küveze yatırdığını ve gereksiz bir sürü ilacı küçücük bedenlere yaptığını okuduk bütün gece internette.

3. günün sabahı doktorun odasına girip çocuğu hemen görmek istiyorum dedim. İlk önce olmaz tehlikeli falan dediysede biraz sert durunca elleri mahkum çocuğu getirdiler.

Çocuğa bakınca çok net bir şekilde açlıktan ölmek üzere olduğunu ve sarılığın arttığını farkettik.

Doktorun odasını tekmeleyerek girdim ve 15 dakika içinde çocuğu alıp gideceğimi ve hazır etmelerini söyledim. Yine aynı korkutma cümleleri ile çocuk ölecek gibi sözler söylediysede dedimki sadece 15 dakikanız var yoksa bu hastahaneyi yıkarım.

Elleri mahkum çocuğu getirip verdiler ve bize bir sürü kağıt imzalatmaya çalıştırdılar.

Uzun lafın kısası bebek o kadar aç kalmış ki, eve alınca bütün gün annesini emdi. Derideki sarılık 48 saat içinde normale döndü, gözlerindeki sarılıkta 72 saat içinde normalleşti. Oğlumuz şimdi 8 yaşına girdi ve gayet sağlıklı durumda.

''O GÜN DOKTORA O TEPKİYİ GÖSTERMESEYDİK...''

O gün doktora o tepkiyi göstermeseydik belki 3-5 kuruşun derdine düşmüş bir çete yüzünden bizde evladımızı kaybedecektik.

Her doktor kötü demiyorum ve asla diyemem çünkü çok idealist ve hastasının sağlığını önceleyen bir sürü doktorla da tanıştık bu süreçte.
Ama niyeti kötü ve para için küçücük bebeklerin canını tehlikeye atacak insanlıktan nasibini almamış adamlarında bu sektörde olduğunu unutmamak gerekir.

Eski İsrail Savunma Bakanı; Gazze'de olmak için neden yok! Eski İsrail Savunma Bakanı; Gazze'de olmak için neden yok!

BİR BAŞKA BABA, BAĞCILAR ŞAFAK HASTANESİNDE YAŞADIKLARINI ANLATTI

Sağlık Bakanlığı, bazı bebeklerin yoğun bakım ünitesinde ölümlerine ilişkin soruşturmada adı geçen hastanelerin ruhsatını iptal etmeye başladı. Bu hastanelerden biri de Bağcılar Şafak Hastanesi'ydi.

Evladını kaybeden acılı baba, yaptığı sosyal medya paylaşımında bu hastanede yaşadıklarını anlattı.

11 Haziran 2023'te Çam Sakura Hastanesinden doğan oğlu Harun Enes'in doğumdan birkaç saat sonra apar topar ambulans ile Bağcılar Şafak Hastanesine sevk edildiğini aktaran baba çetenin bebeklerin canına nasıl kastettiğini de gözler önüne serdi:

"OĞLUMUZ BİR HAFTA BİZE GÖSTERİLMEDİ"

Bir hafta bize gösterilmedi. İlk gördüğümüzde durumu yine iyiydi. Resim çekmemize kesinlikle izin vermediler. Doktoru Mehmet Gürül durumu çok iyi vs. ile bizi oyaladı. Bez ve mama ihtiyacını karşılayıp ayrıldık.

Sonraki haftalarda gittiğimizde ciğerinde problem olduğunu söylediler. Antibiyotik başladıklarını birkaç haftaya(!) taburcu edeceklerini söylediler. Yüzü solgundu titriyordu bebeğim. Mama verilmemesine rağmen her hafta mama istendi benden.

Sonraki hafta doktor bir arkadaşımla gittim, artık gözlerini açamıyordu. Biraz doktorun üstüne gidince hastanede ciğerleri enfeksiyon kaptığını öğrendik. Doktor “Müsterih olun atlatacaktır(!)” dedi.

"BİZİ AMBULANSA BOZUK OKSİJEN TÜPÜ İLE GÖNDERDİLER"

Kurban Bayramı'nın 2. Gün telefon ile aradılar. Çocuğunuz entübe edildi dediler. Apar topar/Kavga dövüş başka hastaneye sevkini istedik. Son darbeyide sevk edilirken vurdular. Bozuk oksijen tüpü ile bizi ambulansa gönderdiler.

"ÇOCUĞUN DURUMU STABİL' DİYEREK YALAN SÖYLEDİ, KAN DEĞERLERİ ÇOK KÖTÜYDÜ"

Mehmet Gürül yeni hastanedeki doktora bilgisi aynen şöyle “Çocuğun durumu stabil, bir sıkıntısı yok vs.vs.” Yeni hastane sevk edildikten sonra hemen tektikler yapıldı. Doktor benimle acil görüşmek istedi.

Eski hastane doktorunun kendilerini kandırdığını, şu anda bize bir enkaz gönderildiğini ciğer filmleri ve kan değerleri ile anlattı. Verdikleri ilaçları ve tedaviyi eleştirerek anlattı. “Resmen tüm tuşlara basmışlar” dedi.

Ve bize “Çocuğun durumu stabil” diyerek yalan attıklarını söyledi. Kandaki oksijen değerleri çok kötüydü. 100’ün altı büyük risk iken onun değerleri 70-80’lerde geziyordu.

Ertesi gün ziyaretine gittiğimde satürasyon değeri iyice düşmüştü. Hemşireler bu değerlerde birinin yaşamasının imkansız olduğunu morarması gerektiğini ve vefat etmesi gerektiğini fakat Harun Enes’in direndiğini söyledi.

Ama olmadı. Oğlum daha fazla dayanamadı. 02.07.2023 tarihinde vefat etti. Tam da hastaneye ziyarete gitmiştik. 10 dakika önce vefat etmiş. İlk defa dokunduk hala sıcacıktı. O günlerde neler yaşadığımızı Allah cc, bir de dostlarım biliyor."