Tüm vicdan sahiplerinin kanını donduran olay 18 yıl önce bugün yaşandı. Ölüme karşı yaşamın sesini yükseltmeye çabalayan Corrie, tarihin aktif bir katılımcısı oldu ve öldürülmesi, devam eden Filistin özgürlük mücadelesine katkı sağladı.

"Zulüm bizdense ben bizden değilim" diyerek Filistin sahasında İsrail güçlerine karşı sivil bir eylemle ortaya çıkan Corrie’nin İsrail güçlerince öldürülmesi, Akdeniz kıyılarında yaşananların ve suskun dünyanın hak ve adalet arayışının sesi oldu.

Hayatını Filistinlilerin haklarını savunmaya adayan genç kadın, 2003 yılında dayanışma için gittiği Gazze'de "barışa olan inancını" tüm dünyaya göstermek istedi. Corrie, burada yürüttüğü faaliyetler ve çektiği videolarla İsrail'in hak ihlallerini de gün yüzüne çıkardı.

ABD'li aktivist, 16 Mart 2003'te turuncu renkli ceketini giyerek, eline aldığı megafon ile İsrail buldozerlerine yöneldi. Amacı Refah kentinde Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasına ve topraklarının elinden alınmasına engel olmaktı.

Yabancı olduğu için İsrail'in yıkım araçlarını durdurabileceğini düşünen Corrie, buldozerin önüne geçmişti ancak İsrail güçleri, Filistinlilere merhamet etmediği gibi ona da acımadı.

Corrie'nin ölüm haberini büyük bir şaşkınlıkla karşılayan Filistinliler, "şehit" olarak nitelendirdikleri Corrie için o dönem büyük bir cenaze töreni düzenlemişti.

Dünyanın her yerinde iyilik öncüsü olarak ebedileşen Corrie'nin adına Filistinlilerin Gazze'deki dramına ışık tutan çok sayıda film çekilirken, İrlanda'dan Gazze'ye yardım götüren gemiye de onun ismi verilmişti.

- Mücadele de zulüm de bitmedi

Corrie'nin bir buldozerle ezilerek katledilmesinin üzerinden 18 yıl geçti ancak vicdan sahibi insanların İsrail işgaline ve gerçekleştirdiği hak ihlallerine karşı mücadelesi hiç bitmedi.

Bununla birlikte Corrie'yi katlettiği için hiçbir bedel ödemeyen İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarında yürüttüğü ihlaller ise tüm şiddetiyle devam ediyor.

Doğu Kudüs ve Batı Şeria yarım yüzyıldan fazladır işgal altında. Gazze Şeridi ise 2006'dan bu yana acımasız bir abluka altında tutuluyor. Corrie'nin ölümünden bu yana İsrail yüzlerce Filistinlinin daha evini yıktı.

- "Hiçbir belgesel, hikâye bana buradaki olayı anlatamadı"

Her fırsatta "Filistin'de tanık olduğu olaylardan çok etkilendiğini" dile getiren Corrie'nin, öldürülmeden bir süre önce ailesine gönderdiği mektuplardan birinde şu ifadeler yer alıyordu:

"Herhangi bir akademik bir çalışma, okuma, konferans, bölge hakkında izlediğim belgesel, hikaye veya duyduğum olay, bana buradaki durumu anlatamamıştı. Buradaki durumu kendi gözlerinle görmediysen hayal etmen mümkün değil. Sonra uzun süre yaşadığın tecrübelerin, gerçeği yansıtıp yansıtmadığını düşünürsün."

- Rachel Corrie kimdir?

ABD'nin Washington kentinde 1979'da dünyaya gelen Rachel Corrie, Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) gönüllüsü bir insan hakları aktivistiydi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde, 16 Mart 2003'te Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına karşı çıktığı sırada İsrail Savunma Kuvvetlerine bağlı zırhlı bir buldozerle ezilerek öldürüldü.

Corrie'nin ailesinin olay hakkında açtığı dava, İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından reddedildi.

Adı Filistin'de pek çok okul, hastane ve yeni doğmuş çocuğa verilen Rachel Corrie'nin anısına çok sayıda film yapıldı, tiyatro oyunları oynandı ve kitaplar yazıldı. Corrie'nin Filistin'den ailesine yazdığı mektuplar derlenerek, "Bırakın Tek Başıma Direneyim" başlığıyla kitap olarak yayımlandı.