Ramazan 2021

Koronavirüse en çok benzeyen hastalık: Verem

Abone Ol

Yapılan araştırmalarda Türberküloz Bakterisinin tarihsel kökeninin 15 bin yıl önceye dayandığı keşfedilmiştir. Evcilleştirilen sığırlardan geldiği öne sürülmüştür.

Orta Çağ Avrupa’sında feodal kraliyet ailesi, hükmetme hakkının ve yeteneklerinin ilahi bir kaynağı olduğunu öne sürerek, kral ve kraliçenin basit bir dokunuşla Veremi iyileştirdiğini öne sürüyordu. Özellikle İngİltere ve Fransa kralları düzenledikleri törenlerle verem hastalarına dokunuyor, haç işareti yapıyor ve bir sikke altın veriyordu. Böylece halk Verem’den kurtulduğuna inanıyordu. Kralın dokunuşu denilen bu törenler 18. Yüzyıla kadar Avrupa’da devam etti.

Verem de tıpkı bugün etkisi altında olduğumuz koronavirüs gibi öksürme hapşırma ve kapalı ortamlardan ağız yoluyla bulaşan ve ciğer enfeksyonuna sebep olan bir hastalık. Aynı zamanda yüksek ateş öksürük ve balgam gibi belirtileri de yine koronavirüsle benzerlik gösteriyor.

Bu enfeksyon tedavi edilmezse ciğerlerin iflas etmesine iştahsızlığın beraberinde gelen kilo kaybınında büyük etkisiyle ölümle sonuçlanmaktadır.

Verem hastalığının teşhisi için yapılan araştırmalar esnasında Steteskop keşfedilmiştir. Fransız hekim Rena Laennec Paris sokaklarında oynayan çocuklardan ilham alarak bir kağıdı rulo haline getirip hastasının göğsünü dinlemeyi denedi. Göğsündeki doluluğu net şekilde duyabilen hekim bu fikri geliştirip steteskopu icat etti.

Hastalığın tedavisi için kayda değer ilk çalışma Alman hekim Kobert Koch tarafından 1882 yılında gerçekleştirilmiştir. Koch hastalardan alınan örneklerle Tüberküloz’un bir bakteri olduğunu keşfetti. Sonrasında Nobel ödülüne de layık görülen Koch’un bu buluşu hastalığın tedavisinde çığır açmıştır.

Sonrasında geliştirilen çeşitli antibiyotiklerle hastalığın ölüm oranları azaltılmıştır ancak en etkili ilaç şüphesiz iki Fransız araştırmacı Calmette ve Guerin tarafından keşfedilmiştir.

Verem hastalarının uzun süren tedavileri için tüm dünyada ‘sanatoryum’lar kuruldu. Heybeliada Sanatoryumu da Türkiye’nin en çok bilinen sanatoryumudur. 2005 yılında kapatılmıştır.

Hastalık potansiyeli olmayan mikroplardan verem aşısını geliştiren bu araştırmacılar Aynı yıl Paris’te tüberkülozlu annelerden doğan 600 bebeğe aşıyı uyguladı ve bebeklerden hiçbiri daha sonra hastalanmadı.

Sonuç olarak hastalık 1980’li yıllara gelindiğinde 3 ay içerisinde kesin şekilde tedavi edilebiliyordu ancak 20. Yüzyıl sonlarına gelindiğinde dünya genelinde yeniden nüksetti ve 1993 yılında DSÖ acil durum ilan etti.

Her yıl yaklaşık 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan Verem hastalığı günümüzde dünyada ölüm nedenleri arasında 5. Sırada bulunuyor. Bugün halen daha Türkiye’de Verem Savaş Dispanserleri adı altında Veremle mücadele ediliyor.

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }