Gazze’nin kuzeyinde bir insanlık trajedisi yaşanıyor. On yaşın altındaki yaklaşık 130.000 çocuk, 50 günü aşkın bir süredir açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor. Bölgeye yönelik abluka ve saldırılar, masum bedenleri temel yaşam kaynaklarından mahrum bırakıyor. Gazze’nin çocukları, bir yandan savaşın yıkıcı etkileriyle boğuşurken bir yandan da insanlığın sessizliği karşısında unutulmuşlukla yüzleşiyor.
Bomba sesleri, oyun oynaması gereken sokakların yerini alıyor. Bir çocuğun gülümsemesi, açlıktan ağlayan bir sesle değişiyor. Ailelerin çaresiz bakışları, ölümün soğuk yüzüyle birleşiyor. Gazze’deki çocuklar, insan hakları çağrılarının anlamını yitirdiği, vicdanların sustuğu bir dünyada hayatta kalmaya çalışıyor.
Uluslararası hukuka göre savaş bölgelerindeki çocukların korunması bir zorunluluk olarak kabul edilirken, Gazze’nin kuzeyinde bu kurallar kağıt üzerinde kalıyor. Bombardıman altında büyüyen bu çocuklar, sadece fiziksel değil, derin psikolojik travmalarla da yüzleşiyor. Çocukluğunu yaşamadan büyümeye zorlanan bir nesil, gözlerimizin önünde yok oluyor.
Müslümanların bakış açısından bu durum, sadece bir insanlık dramı değil, aynı zamanda dini ve ahlaki bir sorumluluk olarak görülüyor. Yetimlerin korunmasını, mazlumlara sahip çıkılmasını emreden bir inanç sistemi, Gazze’nin çocukları için daha güçlü bir dayanışma çağrısı yapmayı gerektiriyor. Ancak bu çağrılar, uluslararası arenada yankı bulamıyor. İnsanlığın ortak vicdanı sessizliğe gömülüyor.
Gazze’deki abluka, sadece yiyecek ve ilaçları değil, aynı zamanda umutları da engelliyor. Çocuklar, geleceğe dair her gün biraz daha fazla inancını kaybediyor. Açlık, susuzluk ve hastalıklarla boğuşan bu çocuklar, dünyanın gözleri önünde hayatlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Bu durum, yalnızca Gazze’nin değil, tüm insanlığın utancı olarak tarihe geçiyor. Gazze’nin kuzeyinde mahsur kalan 130.000 masum, sessiz bir çığlık atıyor. Bu çığlık, bugün duyulmazsa, gelecekte yankısı çok daha büyük bir utanç olarak geri dönüyor. Şimdi harekete geçme, çocukların sesini duyma ve bu trajediyi durdurma zamanı.
İsrail mallarını kullanmak bu masum çocukların kanlarına ortak olmaktır. Muadilinin bulunacağı bir Boykot ürünü almak ölüme mahkum edilmiş masum çocuklara bir kurşun sıkmaktır.