Kıbrıslı iş adamı Halil Falyalı geçtiğimiz günlerde uğradığı silahlı saldırıda şoförü ile birlikte hayatını kaybetti. Vücuduna 16 mermi isabet eden Falyalı'ya yönelik saldırının ardından saldırganların kullandığı öne sürülen kiralık aracın şoförü Ömer Tunç, Kıbrıs'ta tutuklandı.

Ada'yı sarsan suikastle ilgili çalışma yürütülürken, İstanbul'da da hareketli saatlerin yaşandığı ortaya çıktı. Halil Falyalı'nın yakınındaki bir kişinin verdiği ifadeler üzerine İstanbul'da Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, önceki gün operasyon başlattı. Ekipler, "Söylemez Kardeşler" çetesinin beyni Mustafa Söylemez ve iki adamını gözaltına aldı. Yakalanan ikilinin suikastin tetikçileri olduğu, saldırının ardından sürat teknesiyle Türkiye'ye kaçtıkları iddia edildi.

 "ÇAPRAZ ATEŞ TEKNİĞİ PROFESYONELLİK GEREKTİRİYOR"

CNN Türk İstihbarat Şefi Nihat Uludağ, canlı yayında Falyalı cinayetine ilişkin şunları söyledi:

"Falyalı Kıbrıs için çok önemli bir isim. Yasal kumarhaneleri, otelleri, bahis siteleri var. Bu yüzden örgütlerin iştahlarını kabartıyor. Bu piyasada söz sahibi olmak isteyen çok insan var. Falyalı cinayetinin de bu sebeple işlenmiş olabileceği değerlendiriliyor. Suikastte kullanılan teknik, terör örgütlerinin de kullandığı bir teknik. Uzun namlulu silahlarla çapraz ateş sisteminde hedefteki kişinin kurtulma oranı yüzde 1 bile değil. Oldukça profesyonellik gerektiriyor. Falyalı tehdit aldığını biliyor belli ki. Ailesini zırhlı araca bindiriyor, kendisi önden başka bir araca biniyor. Saldırganlar onun hangi araçta olduğunu, otelinden kaçta çıktığını, kullandığı güzergahı biliyor. En ilginci de çapraz ateşe tutulduğu yer, evine 200 metre kala oldukça dar bir köşede. Araçla önünü kesiyorlar, arkadan da diğer aracın, korumaların gelmesini engelliyorlar."

Sabah'ın ulaştığı bilgiye göre ise Falyalı'nın saldırı öncesinde 10 gün boyunca adım adım izlendiği, bütün alışkanlıkları ve güzergahlarının belirlenip pusuya düşürüldüğü belirtiliyor.

"ÜNİFORMALI ÇETE" OLARAK BİLİNİYORLAR

Uludağ, Söylemez Kardeşler'in en büyük özelliklerinin ailede çok sayıda asker, polis ve avukat olması sebebiyle "üniformalı çete" olarak tanınmaları olduğunu söyledi. Mustafa Söylemez'in komiser rütbesindeyken müstafi sayılarak meslekten çıkarıldığı öğrenildi.

İSİMLERİNİ İLK KEZ 1996 YILINDA DUYDUK

Türkiye, Söylemez Kardeşler'in adını ilk kez 1996'da duydu. Adana'daki bir silahlı çatışma sonrası 11 asker, 24 polis hakkında soruşturma açıldı. İddianamede Söylemez Kardeşler'in Sedat Bucak ile Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinkaya'ya lav silahıyla saldırı planladıkları iddia edildi. Söylemez Kardeşler, 1997 yılında tutuklandı. 2002 yılında afla serbest kalan kardeşler hakkında 2 yıl sonra tekrar tutuklama kararı çıkarıldı. Ancak bu sırada Erbil'e gittiler. İşadamlarından haraç toplayan kardeşler Erbil'de gözaltına alınıp serbest bırakılınca Azerbaycan'a geçti. Kırmızı bültenle aranan Mehmet Sena Söylemez ve Mehmet Faysal Söylemez, Azerbaycan'da 2010 yılında yakalandı. 3 Haziran 2010'da da Türkiye'ye iade edildi. Çete hakkında, gasp, tehdit, yaralama ve ihaleye fesat karıştırma ile adam kaçırma suçlamaları bulunuyor.

TBMM tarafından hazırlanan Susurluk Komisyonu Raporu'nda da adı geçen Söylemez Kardeşler Çetesi'ne yöneltilen suçlamalar arasında işadamı Kudbettin ve İrfan Altay'ı öldürmek, işadamı Ali Açıkgöz'ün fabrikasına el koyup öldürmek de bulunuyor.