Mutlak bir hakikattir! Her mesleğin; bir şerefi, izzeti, haysiyeti ve onuru vardır! Ve o şeref, temsilcilerinin karakterleri ve ahlaklarıyla doğru orantılıdır. Meslek erbâbı; tamahkârlığı ve kanaatkârlığı nispetinde kıymet görür. Ve o kıymeti; erbâbının tavırları ve insani ilişkileri belirler.

Bakkal dan aldığınız bir ürünün 5 lira olan fiyatını sizde çıkan 4.5 liralık bozuklukla öderken ‘’Abi sıkıntı yok! Ne varsa onu ver!’’ diyen kişi esnaf ruhludur. Israrla beş lira vermenizi bekleyen ise tüccar kafalıdır! Ve her mesleğin; esnafı da vardır tüccarı da!

Malumunuz;

Esnaf, kanaatkârdır, müşteriyi önemser!

Tüccar, müşteriyi değil, parayı önemser!

Esnaf, ‘’gelen bir daha gelsin’’ der!

Tüccar, ‘’aldığım kâr ne gelecekse şimdi gelsin’’ der!

Esnaf geniş düşüncelidir, tüccar ise anlık çıkarı önceler!

Esnaf, para değil; insan kazanan adamdır! Para değil, insan biriktirir!

Milletimiz bu ve benzeri daha bir çok sebepten dolayı esnaf ruhlu, kanaatkar, babacan insanı sever! Sadece ticarette mi? Arkadaşlıkta, dostlukta, komşulukta, sokakta, kamu kuruluşunda, hayatın her alanında. Kadim medeniyetimizde bu, Ahiyân kurumuyla mücessem hale gelmiştir! Ahiyân ruhu mühimdir!

Ahiyân ruhlu siyasiler vardır mesela! Milletinin kendisine sandıkta gösterdiği teveccühten çok, milletine kendisinin yaptığı-yapacağı hizmeti önceleyen ve önemseyen. Misal; Merhum Muhsin Başkan böyle bir siyasetçiydi. Aldığı oy oranına bakmaz, özgül ağırlığa nazar ederdi. Derviş ruhlu, Ahiyan bir siyasetçiydi! Holding patronu olduğu halde milletimiz Sakıp Sabancı’yı apayrı bir yere koyardı. ‘’Sakıp Ağa’’ derdi! Merhum kadar kıymet gören ikinci bir işadamı-patron halen yoktur ve gelmemiştir. Merhum vali Recep Yazıcıoğlu, Bakan Adnan Kahveci, Eşref Bitlis Paşa gibi…

Ahiyân ruhlu adam, erbâbı olduğu şey neyse onun değerlerine sıkı sıkıya bağlı adamdır. Prensip sahibi adamdır. Milletimiz de, papucunun dama atılmasından endişe duyan ve itibarını her şeyin önünde tutan adamı sever.

Çünkü böyleleri için itibar, kaybettiğinde; sadece şahsının bir kaybı değil, temsil ettiği mesleğinde kaybı olacaktır. Ve buna sebep olduğu için kendi gibi aynı mesleği yapanların hakkını da gaspetmiş olacaktır. O nedenle korkar!

Allah’tan korkar!

Rüşvet alan bürokrat misal! O, Allah’tan korkmaz! Kendi tamahkarlığı ve açgözlülüğü nedeniyle devletine gelecek zararı önemsemez.

Kış lastiği olmayan arac sahibini görmezden gelip ruhsatın arasına sıkıştırılmış üç kuruşa tamah eden bir trafik memuru misal! Rüşvetçiliğinden dolayı devasa bir emniyet camiasını itibarıyla oynamaktan kaçınmaz. Bir uyuşturucu kaçakçısına göz yuman müdür hakeza!

Yada, kendisine can-ı gönülden bağlanılmış, ‘’manevi önder’’ görülmüş ama müridânın kalbini ve cebini boşaltan sözde tarikat şeyhi görüntüsündeki şeytan kılıklı, cüppe-sarık gezen din tüccarı, Allah’tan korkmaz!

Komşusunun namusuna göz koyan ahlaksız, Allah’tan korkmaz!

İhaleye fesat karıştıran, liyakata önem vermeyip hiçbir yeterliliği olmadığı halde sadece yakını, oğlu, kızı, damadı vs olduğu için kamuda görevlendirme yapan etkili kişi, yahut hatırı kırılamayan zat, Allah’tan korkmaz!

Misal; adrese teslim şartname ile ihale açan yada personel alımı ilanı hazırlayan, topladığı yardımları maksatı dışında kullanan yardım kuruluşu yetkilisi, klavyesine her dokunduğunda her bir harfi Amerikan $’ı olarak gören; fikri hür, vicdanı hür olmayan yazar müsveddesi! Yeter ki karşılığında para olsun; o tuşlara her bastığı harfte, klavyesindeki $, ₺, € simgelerine her şeyini peşkeş çekmeye hazır kıta bekleyen trol! Yalan haber yapan, emirle yazıp konuşan ve emirle susan sözde gazeteci misal, Allah’tan korkmaz!

‘’Sokak işsiz dolu, işine gelirse’’ deyip imkanı olduğu halde işçisine hakkını vermeyip ucuz iş gücü olarak çalıştıran patron! Zimmetine para geçiren müdür, vazifesini savsaklayan işçi! 300 lira etmeyecek kömürlüğü 1000 liraya Suriye’liye kiraya veren ev sahibi, Hastasına karşı vazifesini yerine getirmeyen, vazifesi olduğu halde bunu bir lütufmuş gibi sunup üste yeri geldiğinde ameliyat için para isteyen sözde doktor!

İmal ettiği ürünlerde tağyiş ve taklit yapan üretici…

Vs. vs.

Küresel şeytani düzenin sadece Türkiye’ye değil, tüm insanlığa yönelik açtığı savaşta Toplumsal Cinsiyet, 5G ve Covid’le başlattıkları saldırılar artarak devam ediyor. Ve biz bir kez daha anladık ki, tarım kadar, savunma sanayi kadar, ekonomi kadar, bilim-teknoloji kadar önemli bir şeyde sağlık sistemi ve bu sistemin dişlilerinde fedakarca, canfeda hizmet eden sağlık personelleri. Hemşiresinden, hasta bakıcısına, doktorundan, Başhekimine, Bilim Kurulllarından, Bakanlık Bürokrasisine kadar en stratejik kurum.  Ak Parti hükümetleri döneminden önceki zamanları bilenler, Türkiye’de sağlık sisteminin ve Sosyal Güvenliğin nereden nereye geldiğinin en yakın şahitleridir.

Kuyruklar, hastanelerin yetersizliği, hastanın bedeninden önce cebinin muayene edildiği, bir odada 10 hasta, 10 hastanın yanında 10 refakatçı, böbrek ameliyatına gidip prostat ameliyatı olduğumuz, erkek hastaların doğum yaptı gösterilerek SGK’nın soyulduğu, sıradan ilaçların bile bulunamadığı zamanlar. Böbreğini satıp, anasının sıradan bir fıtık ameliyatını yaptırmak zorunda kalanlar. Bıçak parası vs vs…

Şimdi ise Covid’le başlayan süreçte dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaşanan skandallar. Personel yetersizlikleri, bakım evlerinde insanların kaderine terk edilmesi, korona tedavisi olup iyileşen hastaya gönderilen milyon dolarlık faturalarla Batı, bizim yıllar önce yaşadıklarımızın daha fazlasını bugün yaşıyor.

İşte bu zor dönemde yukarıda belirttiğimiz Ahiyan ahlakına sahip sağlık personelimizin fedakarca kendilerini ispatladıklarını gördükçe göğsümüz kabarıyor. Ancak, bir takım kurumların, bir takım sorumlularının ‘’tüccar’’ mantığıyla Küreselcilerin sözcüsü Bill Gates’in tezlerini bilerek yada bilmeyerek savunarak, küresel oyunda elimizi zayıflattıklarını da şahit oluyoruz.

Gerek 5G konusunda ve gerekse Korona süresince kurulan küresel sirkte bir takım ‘’mecburiyetler’’ içinde olduğumuzu görüyoruz. Dün NATO’ya, AB kriterlerine, askeri vesayetlere hangi mecburiyetler bizi ittiyse, CEDAW neden imzalanmak zorunda kalındıysa, İstanbul Sözleşmesi’ne neden el kaldırıldıysa (ısrarla kaldırılmasının tam zamanıdır diyoruz) bugün de daha büyük riskler taşıyan ve tedbirle hareket etmemiz gereken hassas durumlar ve stratejiler nedeniyle yeni bir takım ‘’mecburiyetlerle’’ karşı karşıya kaldığımızı milletimizin derin aklı görmektedir.

Bu süreçte biz, Gates’in duyduğu hevesi aşan heveslerle küresel ağa hizmet eden ülkemizde bilim adamı kılıklı Bill’in adamlarına dikkat edilmesi gerektiğinin de farkındayız.

Türkiyemiz içinde bulunduğu zor şartlara rağmen esnaf ruhuyla hem milletine ve hem de tüm dünyaya el uzatarak tıbbi ve ekonomik yardımlar yaparken; Amazon, Microsoft, Alibaba gibi küresel şirketler Korona sürecinde paralarına para kattılar!  Bill, Musk, Soroz bunlar tüccar! Salgın sürecinde her 4 ABD'li milyarderden 3’ünün servetini artırdığını biliyor musunuz? Misal; Jeff Bezos'un serveti 186 milyar dolara, Elon Musk’ın 92 milyar dolara, Mark Zuckerberg’in 100 milyar dolara yükseldi. Virüs’ten dolayı insanların eve kapanması nedeniyle Amazon, Facebook, Google, Tesla ve Microsoft gibi şirketlerin direkt kar oranları kat kat arttı! Küresel ağa bağlı birçok milyarderin de salgında ekonominin gerilemesine rağmen borsadaki yükselişlerden servet kazandığı da ayrıca bir gerçek! Salgın sürecinde gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığını da düşündüğümüzde bu küresel operasyondan kimlerin ne götürdüğü de ortaya çıkmakta!

Tekrar söylüyoruz: bunlar tüccar!

Bunlar öyle tüccar ki, bulundukları sektörde kimseye acımazlar! Acıdılar mı?

Bill, boşuna mı aşı çalışmalarına 70 milyon dolar daha bağış yapacağını açıklıyor!

Derin milletin şaşmaz sağduyusu, içimizdeki Bilim adamlarının ve Bill’in adamlarının farkındadır. Bu küresel kumpastan çıkış zordur! Ama imkansız değildir! 5G, Gender, Kovid bu kumpasın enstrümanlarıdır!

Sırada aşı vardır!

Unutmayın bu şeytaniler tüccardır!

Esnaf değil!

Vahşi kapital Sektörlerine baltayı vuracak irade ise sabırla beklemekte, doğru zamanda doğru hamleyi yaparak bunlara hassektör çekmek için gün saymaktadır!

Evet zor olacak!

Ama olacak!

İçeride yaşanan tüm tartışmaların sebebi de aslında bu!

Oyun kurmadan, oyunu bozamasın!

..

Neyseki yarın var. Umutların en sevdiği gün.”

Bülent Deniz –Habervakti.com Genel Koord.

@bulentdenizim

www.bulentdeniz.com