Hasan Kılıç Efendi kimdir?

1931 yılında bir dönem Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlıyken şimdilerde Dernekpazarı’na bağlı olan Taşçılar Köyü’nde doğdu. Ailesinin verdiği bilgilere göre 1929 yılında doğdu. Kasanevasoğulları’ndan Abdullah Efendi’nin ve Şehriye hanımın oğludur.

İlim tahsiline, sâlih ve sâliha şahsiyetlerden oluşan bir aileye mensubiyeti vesilesiyle erken yaşlarda başladı. Hıfzını, Şur diye de bilinen, Çaykara’nın Şahinkaya Köyü’nde, Hâfız Habeş ve oğlu Hâfız Mahbub Efendi’nin riyâsetinde dokuz yaşında ikmâl etti. Arapça ve İslâmî ilimler tedrisatına, Lekur Hoca olarak bilinen Muhammed Hanefi Kutluoğlu Hoca Efendi’nin rahle-i tedrisatında başladı. Daha sonra, Osmanlı ulemasından ilim tahsil ettiğini ve ilmî çevrelerde büyük bir şahsiyet olarak temayüz ettiğini duyduğu, Mahmud Efendi'nin de eniştesi ve İslâmî ilimleri tahsil edip icazet aldığı hocası Çalekli Hacı Dursun Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)nin Trabzon’un Of ilçesindeki medresesinde tamamlayıp icazet aldı.

hasan kılıç Mahmut efendi

MAHMUT EFENDİ'YLE TANIŞMALARI

Hasan Kılıç Efendi, Mahmud Efendi'yle Hacı Dursun Efendi'nin medresesinde tanıştı. Hasan Kılıç Efendi medreseye başladığı sene, tahsilini tamamlayıp icazetini almış olan Mahmud Efendi'nin talebe okutmaya başladığı seneydi. Resmî doğum yılları aynı olması hasebiyle askerlik vazifesine Mahmud Efendi'yle aynı dönemde başlayan ve askerliğini Bursa’da tamamlayan Hasan Kılıç Efendi, vatanî görevini Bandırma’dan sonra İstanbul Davutpaşa kışlasında tamamlayan Mahmud Efendi'yle irtibatları askerlik döneminde de sürdü ve birbirleriyle mektuplaştılar.

Mahmud Efendi'nin bir mektubunda Ali Haydar Efendi'yle tanıştığını belirtmesi ve o büyük zâttan bahsetmesi üzerine Hasan Kılıç Efendi gönlünde muhabbet ve ilgi hâsıl oldu. 1954 yılında askerlik vazifesini tamamladıktan sonra Bursa ili Muradiye/Azapbey Camii’nde imam-hatiplik görevine başladı. Burada altı ay boyunca imam-hatiplik yaptı. Bu sürenin büyük yokluk ve imkânsızlıklarla mücadele hâlinde geçtiği ve o sıkıntılar sebebiyle rahatsızlanıp bir süre tedavi gördüğü kaydedilir.

ALİ HAYDAR EFENDİ'YE İNTİSABI

Mahmud Efendi'nin daveti üzerine İstanbul’a gelen Hasan Kılıç Efendi, Mahmud Efendi ve merhûm İhsan Efendi'yle beraber Ali Haydar Efendi'ni ziyaretle şereflenip o yüce zata intisap etti. Mahmud Efendi'nin İsmailağa Taşmedrese’de ders okuttuğunu öğrenmesi üzerine, ona yakın olup istifade etmek niyetiyle İstanbul’a gelmek için müftülüğe başvurdu. Aynı sene İstanbul’a tayin olarak Fatih’te Kumrulu Mescid Camii’nde imamlık vazifesine başladı.

MAHMUD EFENDİ'DEN HİÇ AYRILMADI

Mahmud Efendi'ne yakın olmak gayesiyle İstanbul’a gelen ve Kumrulu Mescid Camii’nde vazifeye başlayan Hasan Kılıç Efendi, cami-i şerîfte sohbetlerini sürdürmekle beraber Tahtâvî, Nûru’l-Îzâh ve Mültekâ gibi fıkıh kitaplarını okuttu. Önce İsmailağa Taşmedresesi’nde ve daha sonra İsmailağa Kur’ân Kursu’nda, akaide dair Emâlî’yi ve Nesefî ile Celâleyn Tefsirlerini tedrîs etti.

İsmailağa Camii’ne yakın olduğu için Kumrulu Mescid Camii’ni tercih eden Hasan Kılıç Efendi, İsmailağa Camii’nde sabah namazından sonra yapılan hatm-i şerîflerin ardından Mektûbât sohbetlerini ilerleyen yıllara kadar devam ettirdi. Mahmud Efendi'nin şehir dışında bulunduğu durumlarda ona vekâleten erkeklere pazar, hanımlara pazartesi günü tertip edilen tekke sohbetlerini sürdürdü.

Güzel Ahlâkı, Tevazuu ve Şahsiyeti

Güzel ahlâkı, edebi, hayâsı, tevazuu ve sadakati ile kendisini ve inandığı değerleri çevresindeki insanlara sevdirebilen müstesna insanlardan olan Hasan Kılıç Efendi, sureti ve ahlâkının güzelliğine bağlı olarak, Mahmud Efendi tarafından “ak-pak hoca” olarak tavsif edilmiştir. Çevresinin kanaat önderi olarak halkın her türlü müşkülüyle yakından ilgilenmiş ve rehber bir şahsiyet olarak her kesimin yüksek muhabbet ve sevgisini kazanmıştır.

On çocuğu olan Hasan Kılıç Efendi'nin iki kerimesi, Mahmud Efendi'nin gelinleri olması hasebiyle dünür olmuşlardır. Bu vesileyle Mahmud Efendi kendisine “hısım” şeklinde hitap etmişlerdir. Hasan Kılıç Efendi aralarında hafızların, Diyanet’e bağlı eğitim merkezinde uzmanlık yapan ve imam hatiplik vazifesini deruhte eden kıymetli hocaların da bulunduğu çocuklarını ilim ve ahlâk yolunda özenle yetiştirmiştir.

İsmailağa Heyet Başkanlığı ve Hilâfeti

Mahmud Efendi'yle tanıştığı ilk günden itibaren ondan hiç ayrılmayan ve seksen sene onun manevî terbiyesi altında yetişen Hasan Kılıç Efendi, Mahmud Efendi'nin usûlü ve davasının, tarîkat-ı aliyyenin tekke hizmetleri ve ilmî medrese faaliyetlerinin bugünlere gelmesi konusunda en büyük destekçisi oldu. Her yıl Türkiye’nin muhtelif şehirlerine yönelik 15 günlük veya bir aylık emr-i bi’l-ma‘rûf ziyaretlerinde de daima onun yanında bulundu. Bazen üç-beş kişi ile beraber hususi olarak tarikat ve seyr-i sülûk için Mahmud Efendi'yle bir araya gelen Hasan Kılıç Efendi, hac ve umre ziyaretlerinde de o büyük velinin yanında yer aldı. Mahmud Efendi 'nin emriyle, 2003 yılında bir kısmı hâlen hayatta olan seçkin zevatın da şahitlik ve imzasıyla teşekkül eden İsmailağa Heyeti’nin başkanı olarak tayin edildi.

İSMAİLAĞA CEMAATİNİN ŞEYHİ OLDU

Mahmud Efendi'nin ilmî ve hayrî alanda faaliyetleri idare etmek üzere tayin ettiği heyetin başkanı olarak hizmetlere riyaset eden Hasan Kılıç Efendi, Mahmud Efendi'nin âhirete irtihâlinin ardından tarîkat ve irşâd vazifelerini îfâ etmek üzere altın silsilenin 37. halkası olarak insanlığa hizmetlerini sürdürmektedir. İsmailağa İstişare Heyeti tarafından yapılan açıklamada, “Bundan sonra, tarikatımızın 37. halkası (şeyhi) Hasan Kılıç Hoca Efendi’dir. Heyetimiz râbıta hususunu Hasan Kılıç Efendi Hocamızla istişare etmiştir. Onun emri üzere, eski ve yeni ders alacak ihvanımızın râbıtalarını eskiden olduğu gibi Mahmud Efendi Hazretlerimize (Kuddise Sirruhû) yapmalarına karar verilmiştir.” ifadeleri kullanılmıştı.