Uyku apnesi dediğimiz uykuda nefes durması ve horlama yaygın bir hastalık olmasına rağmen maalesef insanlar arasında normal bir durum gibi kabul ediliyor. “Herkes horlar” veya “horlayan insan derin uykudadır” gibi yanlış bir inanış mevcut. Ancak horlayan insan ne yazık ki derin uykuya geçemiyor. Derin uyku bizim gerçek anlamda dinlendiğimiz uykunun evresidir. Normalde bir uykuda en az 4 defa 90 dakikada bir derin uykuya girilmesi lazım. 

Horlayan ve uyku apnesi yaşayan kişiler maalesef yüzeyel uykudadır ve bunlar günde 10 saat de uyusalar dinlenemeden uyanırlar. Yorgun kalkarlar ve gündüz dikkat eksikliği problemi yaşarlar. Uyku apnesi ise çoğu zaman insanın uykuda fark edemediği bir durumdur. Genelde hastalarımızın eşleri bu konudan şikayetçi olmaktadırlar. Bu durum hastanın uykuda nefesinin durduğu birkaç saniye sonrasında tekrar horlamaya devam ettiği şeklinde tarif edilmektedir. Bu, kısa vadede uykusuzluk, gündüz dikkat eksikliği, yorgun uyanma gibi olumsuzluklara yol açsa da uzun vadede çok daha ciddi problemlere neden olmaktadır. Ayrıca yıllar içerisinde kilo alımı artmaktadır. Hipertansiyon, İnsülin direnci, metabolik sendrom, kalp yetmezliği gibi problemlerin uyku bozukluğu ile bağlantılı olduğu gösterilmiştir. 

Tanı için başvuran hastalarımıza kulak burun boğaz muayenesi ve uyku testi dediğimiz polisomnografi yapmaktayız. Ardından kendilerini bir gece hastanemizde misafir edip uykuda kaç defa nefeslerinin durduğunu, kanlarındaki oksijenin ne kadar düştüğünü kayıt altına alıp rapor ile uyku apnesi ve horlamalarının şiddetini ortaya koymuş oluyoruz. Bu sonuca göre hastaya cerrahi mi yoksa başka bir tedavi mi (CPAP gibi) uygulayacağımıza karar veriyoruz. Eğer cerrahiye karar verirsek hastamıza uyku endoskopisi dediğimiz bir işlem uyguluyoruz.

Uyku endoskopisi birçok yerde uygulanmayan ama cerrahi yapılacaksa başarı şansını artıran tanısal ve hastaya hiçbir zararı olmayan bir görüntüleme yöntemidir. Uyku endoskopisi işlemi hafif ilaçlarla uyutulan hastanın burnundan girilerek horlamaya neden olan problemin tespit edilmesini sağlamaktadır. Bu aşamadan sonra sorun eğer dil kökünden, yumuşak damaktan ya da bademcikten kaynaklı ise ona göre cerrahi sürecini planlıyoruz. Cerrahi sonrası hastaların ortalama bir haftalık bir iyileşme dönemleri oluyor. Ardından başarı durumumuzu test etmek için üç ay sonra hastamıza ücretsiz uyku testi yapıyoruz.

(Kaynak: medipol.com.tr)