Hz Nuh peygamber olarak gönderildiği kavmi tarafından inkar edilmiş ve Allah da (c.c) ceza olarak dünya çapında büyük bir tufan göndermişti. İşte Hz. Nuh’un hayatı…

HZ. NUH’UN HAYATI

Hazret-i Âdem'den sonra insanlar çoğalmış, birçok yerleri imar etmiş fakat Allah'ın birliğine dayanan gerçek tevhid dinini bırakıp putlara tapmaya başlamışlardı. Kendilerine kırk veya elli yaşında bulunan Hazret-i Nuh aleyhisselâm peygamber gönderildi. Bu muhterem peygamberin dokuz yüz elli sene süren öğütlerini dinlemediler. Sonunda Hazret-i Nuh, Yüce Allah'ın emri ile gemi yaptı. Bu gemi tamamlandıktan sonra gökten yağmurlar yağmaya, yer derin sular fışkırma, denizler kaynayıp taşmaya başladı, sular bütün yeryüzünü kapladı. Dağların tepelerini bile aştı. Buna "Tufan" olayı denir ki, rivayete göre Hazret-i Âdem'in yaratılışından "2242" sene sonra olmuş, beş veya yedi ay devam etmiştir.

Nuh aleyhisselâm, Sam, Ham ve Yafes adındaki üç oğlu ile diğer müminleri ve uygun gördüğü hayvanlardan birer çifti gemiye almış, bunun dışında kalanlar suların içinde boğulup gitmişlerdir. Hazret-i Nuh'un Yam veya Ken'an adındaki oğlu da kendisine inanmayıp bu günahkâr kavim arasında boğulup gitmiştir.

Daha sonra yağmurlar kesilmiş, sular çekilmeye başlamış, Hazret-i Nuh'un gemisi de, Musul civarında "Cudi" denilen dağın üzerine Muharrem'in onuna rastlayan "Aşura" gününde oturmuştu. Rivayete göre kırkı erkek kırkı dişi olmak üzere seksen kişiden ibaret bulunan gemi halkı karaya çıkmış, Yüce Allah'ın dinine bağlı kaldıkları için selâmete ermişlerdi.

Hazret-i Nuh'a ikinci Adem denir. Çünkü yeryüzündeki insanlar Tufandan sonra bütün onun neslinden türeyip yeryüzüne dağılmış, aralarında başka başka diller meydana gelmiştir.

Rivayete göre Hazreti Nuh'un oğlu bulunan Sam, Arabıan. Farsların, Rumların, Ham Sudan kavminin, Yafes de Türklerin ilk babasıdır. Hazret-i Nuh Tufan'dan sonra altmış sene veya üç yüz elli sene kadar daha yaşamıştır.

Nuh aleyhisselâm ve diğer kimselerin çok uzun seneler yaşamış oldukları çok görülemez. Yüce Allah ilk insanlar, hikmeti gereği çok yaşatmıştır. Allah'ın kudretine göre güçlük yoktur. Zaten varlığımızın her anı onun kudreti ile ayaktadır. Yoksa bir an bile yaşamak mümkün değildir. Onun için Yüce Allah dilediğini uzun ömre kavuşturur. Artık bu seneleri ay ve mevsimlere çevirmeye gerek yoktur.

Tufan olayına gelince, bu alimlerin çoğunluğuna göre genel olmuştur. Bütün yeryüzünü kaplamıştır. En yüksek dağların tepelerinde görülen deniz hayvanlarının fosilleri de bunu kuvvetlendiriyor. Bazı alimlere göre de, özel bir bölgede olmuştur. Yalnız Hazret-i Nuh'un bulunduğu Babil bölgesine ve etrafına aittir. Gerçeğini Allah Teala Hazretleri bilir.

(Kaynak: Büyük İslam İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen s.478)