Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, herkesin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın en kısa sürede sona ermesini temenni ettiğini belirterek "Ancak ivedi bir şekilde global düzeyde yeni bir güvenlik mimarisi şarttır. Güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği, inşa edileceği, önümüzdeki yıllarda meydana gelecek olaylarla belirlenecektir." dedi.

Kalın, Katar'ın başkenti Doha'da "Yeni Dönem İçin Dönüşüm" temasıyla düzenlenen Doha Forumu'nun "Rusya-Ukrayna savaşının Orta Doğu üzerindeki jeopolitik yansımaları" başlıklı panelde konuştu.

Kalın, moderatörün "Dün Türkiye'nin UIkrayna ile Rusya arasında arabuluculuk yapma önerisinde bulunduğunu öğrendik. Katar da arabulucu olmayı istiyor. Eğer Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu olursa, Türkiye'nin Suriye ve Libya gibi ülkelerdeki menfaatleri için ne anlama gelecektir?" sorusuna "Hepimiz en kısa zamanda bu savaşın sona ermesini temenni ediyoruz. Ancak ivedi bir şekilde global düzeyde yeni bir güvenlik mimarisi şarttır. Güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği, inşa edileceği, önümüzdeki yıllarda meydana gelecek olaylarla belirlenecektir." yanıtını verdi.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmek adına atılacak her türlü adım ve hareketin söz konusu güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacağını kaydeden Kalın "Rusya bir yere gitmeyecek ve bir ülke olarak orada kalacaktır. Batı Bloku orada kalacaktır. Ukrayna egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip bir ülke olarak kalacaktır. Bu savaşı sona erdirmek için arabuluculuk için atılan tüm adımlar ve girişimler, yeni güvenlik mimarisinin şekillenmesinin anahtarı olacaktır. Bu yüzden şu anda atacağımız tüm adımlara çok dikkat etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Kalın bu ve buna benzer krizlerin, neyin üzerinde dikkatli şekilde çalışılması gerektiğine işaret ettiğini anlatarak, şunları söyledi:

"Bu da uluslararası düzeni şekillendiren güç dengesizliğidir ki Soğuk Savaş'ın sona erdiği son 30 yıl içerisinde, krizin tırmanması ve maalesef şu anda sonlandırmak istediğimiz mevcut savaştır. Bunu da düşünmemiz gerekmektedir. Güç dengesizliği meselesinin hangi yöntemlerle çözüleceğine inilmelidir. Rusya'dan İran'a, ABD'den Avrupa'ya, Türkiye'den Körfez'e tüm önemli aktörlerin uluslararası düzende kimsenin herhangi bir rahatsız edici eyleme başvurmadan ve yeterli derecede güvende hissettiği bir atmosfer yaratılmalıdır."

Gelecek 10 yılda enerjinin kilit öneme sahip bir rol alacağı ve bu savaştan sonra enerjinin jeopolitiğinin değişeceği değerlendirmesinde bulunan Kalın, "Bunun da yine şekillenmesi gerekmektedir. Uzun vadede petrol ve doğal gaz üretimini artırmanın soruna çözüm olacağı kanaatinde değilim. Özellikle pandemiden sonra enerji fiyatları, ham madde ve lojistik fiyatlarında ciddi artış yaşandı. Uluslararası toplum olarak bu meseleyi ele alabilmek için başka yollara başvurmalıyız." ifadesini kullandı.

Kalın, İslam alimi İmam Gazali'nin "sınırlarını aşan prensipler, kendi karşıtı oluverir" sözünü aktararak, "Bunu (sözü) siyasette, sosyal ilişkilerde veya herhangi bir şeyde uygulayabilirsiniz. Bu sözü anımsatmamın sebebi, şu anda sonlandırmak istediğimiz savaş için attığımız adımları çok ince ve düşünerek atmalıyız ki bir şeyleri inşa etmek isterken yıkımla sonlandırmayalım." şeklinde konuştu.

Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile iletişim kanallarını açık tutmayı sürdürüyor
Türkiye'nin Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk konusuna değinen Kalın, "Türkiye'nin arabuluculuk meselesine gelirsek, Rusya ve Ukrayna ile kanalları açık tutmaya devam ediyoruz. İki ülke ile çok kapsamlı ilişkilerimiz var." dedi.

Kalın, Türkiye'nin Suriye ve Libya gibi Rusya ile ters düştüğü birçok mesele olduğunu ve sahadaki işleyişe destek olması için tüm ihtilaflara rağmen Rusya ile iş birliği içinde çalışmayı başarabildiğini vurgulayarak, "Rusya güçleri tarafından desteklenen Suriye rejimine karşı olan tek denge biziz. Unutmamanız gerekir ki İdlib'deki durum, daracık bir alana sıkıştırılmış 3 milyon insan bulunmakta ve Türkiye olarak Suriye'den 2'nci bir göç dalgasının meydana gelmemesi için çalışıyoruz. Batılı partnerlerimiz Türkiye ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki askeri varlığı için müteşekkir olmalılar." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Suriyeli mülteciler konusundaki çabalarının takdir edilmesi gerekiyor
Afrin, İdlib ve diğer bölgelerde bu insanları tutabilen tek tarafın Türkiye olduğuna ve aksi takdirde Rusya ve Suriye rejiminin çok kolay bir şekilde Suriyeli sığınmacıları kuzeye yani Türkiye'ye itebileceğine dikkati çeken Kalın, "Çünkü bu insanlar güneye ve batıya gidemez, orada rejim ve Rus güçleri var. Tek yol kuzeydir ve bu da Türkiye'dir. Suriye'den şu anda yaklaşık 4 milyon mülteci var ve daha fazlasını alabilecek durumda değiliz. Suriye'deki durumu oldukça sakin tutmaya çalışıyoruz. Bunun da takdir edilmesi gerekiyor. Bunu söylememin nedeni bazen Batılı partnerlerimiz tarafından hak etmediğimiz davranışlar sergileniyor. Suriye'nin kuzeyindeki askeri operasyonlarımızdan dolayı halen bazı Batılı partnerlerimiz tarafından yaptırımlara maruz kalıyoruz. Ancak (operasyon) herkese yardım etmektedir. Aynı zamanda Libya, Güney Kafkasya ve Karabağ'da karşı denge olarak duruyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kalın, Türkiye'nin Rusya ve Çin ile de iletişim kanallarını açık tutmaya çalıştığına değinerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her iki liderle de iyi ilişkileri olduğunu söyledi.

"Ukrayna savaşı sonrası hepimiz yeni güvenlik mimarisini düşünüyor olacağız"
Sözcü Kalın, Ukrayna-Rusya savaşının sona erdirilmesinde liderlik diplomasisinin anahtar rol oynayacağı kanaatini taşıdığını bildirerek, "Elbette Ukrayna'nın kendisini savunması için gerekli olan tüm destekler sunulmalıdır. Hepimiz Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini destekliyoruz. Ancak Rusya ile de konuşmamız gerektiğini unutmamamız gerekiyor. Bu savaşın patlak vermesine neden olan Rusya'nın tüm güvenlik endişeleri temize çıkarılmamalı ama anlaşılmalıdır. Elbette savaş bir çözüm başvurusu değildir. Haklı görülemez ve tartışılamaz. Ancak uzun vadede Ukrayna durumu sonrası süreçte hepimiz yeni güvenlik mimarisini düşünüyor olacağız." diye konuştu.

"Günün sonunda, herkes köprüleri Rusya ile yakarsa kim konuşacak?" sorusu yöneltilen Kalın, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2-3 defa Başkan (Vladimir) Putin ve (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy ile görüştü. Önümüzdeki günlerde Başkan Putin ile yeniden konuşacak. Yine her iki tarafın müzakere masasına oturabilmesi için kendilerini güvende ve rahat hissedecekleri bir ortamı yaratmak için hepimizin çalışması gerekiyor." ifadelerini kullandı.