Sevgili yurtseverler, Lozan da Boğazların etrafında ASKER bulundurma yetkimizi alamamıştık. Boğazlardan geçiş hususunda hiçbir müdahale yetkimiz de yoktu. Yani boğazlar ve Marmarayı " Mavi vatan " yapamamıştık. Vesayet altında idik. Tüm gücümüz ANCAK TC. DevletiMİZi ve Türkiye vatanımızı TESCİL etmeğe yetebilmişti.
Mustafa Kemal Atatürk daha sonra MONTRÖ anlaşması ile boğaz ve çevresinde askeri güç bulundurmak ve boğaz geçişlerinden ücret almak yetkisini KOPARABİLDİ. Mamafih " dar geçit " ten geçiş döneminde fırsatını bulup Hatayı da aldı.
TC biraz daha güçlenince İstanbul boğazına İLK köprümüzü yapabildik.
İsmi şimdi 15 temmuz şehitler köprüsü olup o zaman Boğaziçi ismi ile bu köprüyü yapmamız tüm dünyaya
"  İstanbul ve Çanakkale boğazları ve Marmara Denizi Türkiye'nin MAVİ  VATANI dır. " ilanını ZIMNEN yapma hareketidir.
İşgal kuvvetlerinin içimizdeki TC yurttaşı kimliğine sahip köleleri VASİLERİ namına bizim mavi vatan teşebbüsümüze KARŞI olarak " Boğazda köprüye HAYIR " diye bağırmış çırpınmışlardı. Meselenin özü budur.
O işbirlikçi köleler bu günde TürkiyeMİZin her " dar geçitten çıkış " hamlemize VASİLERi namına karşı çıkmaktadırlar.  
Mustafa Kemal Atatürk'ün ZEHİRLENEREK öldürülmesi de dahil TürkiyeMİZdeki TÜM darbeler, TürkiyeMİZin " DAR   GEÇİTTEN " çıkmak için yaptığı hamleleri durdurmak ve cezalandırmak için yapTIRıldı .
Mamafih köleler 15 temmuz KIYAMımıza KARŞI 15 temmuz İŞGALCİLERini desteklemişlerdi, halen de destekliyorlar ve dışarıdan bir müdahale ile DOSTLARININ eli ile Türkiye'de bir REJİM değişikliğini ümit ediyorlar.
Gerisi kuru laf, meselenin özü bu.