İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Kurban Bayramı'nda İstanbul'daki aşırı yağışlar sırasında şehir dışında olması nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren İBB Başkanı İmamoğlu, İBB Başkanı seçildiği günden bu yana 25 gün izin yaptığını açıkladı.

Kurban Bayramı'nda İstanbul'da yaşanan yağışlarda büyük sorunlarla karşılaşılmadığını belirten İmamoğlu, 'çizme' eleştirilerine "Ben çizmeyi 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için giyiyorum" şeklinde yanıt verdi. İstanbul'da 3 bin 600 belediye çalışanı ile yağışlara karşı mücadele ettiklerini açıklayan İmamoğlu, İBB'nin tek adam anlayışıyla yönetilmediğini vurguladı.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın 'çizmeli fotoğrafı'na tepki gösteren İmamoğlu "Ben afete neden olacak siyaset uygulayıp sonra afet sahasında fotoğraf çektirsem açıkçası hem kendimden utanırım hem milletimize karşı da yüzüm kızarır" diye konuştu.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Yaratılan algıları değil. Yalın gerçeği konuşalım. İstanbul genelinde adına afet denilecek bir olay yaşanmadı. Sadece Esenyurt'ta sınırlı bir sorun yaşandı. Kaldı ki aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşandı.

Yağış gece yarısından sonra şiddetini arttırmıştı. Gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak an ve an takip ettim. Gelişmeleri ekibimizle yönettik.

Ne yazık ki son yıllarda Türkiye'de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını yaşamaktayız. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı. Tüm alanlarda tek adamlık anlayışı. Bu tek adamlık anlayışı yaygın bir hale getirilmek isteniyor. Ülkenin önemli noktalarında görev yapanlar kendi akıllarıyla değil hep o 'tek adam' dediği ne ise onun için harekete geçiyor. Her şeyi yapan o tek adam olmalı. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürümez, yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı süreci. Bu dejenere bir yönetim şekli ve iş yapma halidir. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi ve her alana yayılmaya çalışması çok tehlikeli bir durumdur.

ŞOV YAPMAYA DEĞİL, SORUN ÇÖZMEYE ODAKLANDIK

İBB 3 yıldır tek adam kafasıyla yönetilmiyor. Ülkeyi tek adam kafasıyla yönetenler bu gerçeği anlasın. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB tek adam anlayışı ile yönetilmeyecek.

O gece sabaha kadar 3 bin 600 belediye çalışanı ile sabaha kadar süreci bu dev kadro ile yönettik. Şov yapmaya değil, sorun çözmeye odaklandık ve gerçekten de sorunu çözdük. Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak çalışanlarımızın hiçbir emeği yok. Sabaha kadar benimle birlikte tüm süreci yöneten yöneticilerimizin emekleri yok. Öyle bir anlayışa hizmet mi edeceğiz?

Keşke Ekrem İmamoğlu'nun elinde sihirli değnek olsa, Superman gibi olay yerine gelince o problemi orada anında çözse ama bu tür şeyler ancak filmlerde olur. Bir de basına fotoğraf vermek için çizme giyerek tek adam anlayışına şov yapan bazı siyasilerin iş yapma biçimini başka yerde göremezsiniz.

BİNLERCE YOL ARKADAŞIMIN EMEKLERİNİ YOK SAYMAYA KİMSENİN HAKKI YOK

Benim üzerimden binlerce yol arkadaşımın emeklerini yok saymaya o arkadaşlarımın bütün çabalarını görmezden gelmeye kimsenin hakkı yok. Objektifin önüne geçip çizme görüntüsü vermeyle kimse bu emeğin üstünü kapatamaz. Ben huzurlarınızda o gece boyunca çalışan her bir mesai arkadaşımı İstanbul halkı ve kendi adıma yürekten teşekkür ediyorum. Küçük, büyük zarar gören tüm vatandaşlarımızın her zaman yanında olacağımızı belirtmek isterim.

BEN ÇİZMEYİ 25 YILDIR ÇÖZÜLMEMİŞ ALTYAPI SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN GİYİYORUM

'Çizmeni giy, alanda fotoğraf ver' şeklinde telefonlar aldım. Ben çizmemi gösteriş olsun diye değil, afet sonrasında değil, afet öncesinde altyapı çalışması yaparken giyerim. Ben çizmeyi 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için giyiyorum.

TÜM BUNLARI O ZİHNİYET YAPTI

Ciddi ihmaller var. Esenyurt'ta dere yatağını ben başka yere almadım. Dere yatağını ben daraltmadım. Esenyurt'u vahşi yapılaşmaya ben açmadım. Geçmiş dönemin Esenyurt Belediyesi ve İBB yönetimi dünyanın en çirkin şehrini var eden o zihniyet yaptı tüm bunları.

HEM KENDİMDEN UTANIRIM HEM MİLLETİMİZE KARŞI DA YÜZÜM KIZARIR

Popülizm yapa yapa bu şehirde pek çok sorunu kangrenleştirmiş zihniyeti eleştirecek açıkçası bu saatten sonra ne yetkisi ne de ahlaki hakkı var. Ben afete neden olacak siyaset uygulayıp sonra afet sahasında fotoğraf çektirsem açıkçası hem kendimden utanırım hem milletimize karşı da yüzüm kızarır.

BU RANTÇILARIN YARATTIĞI KAOSU AZALTMAK İÇİN BÜYÜK BİR ÖZVERİYLE ÇALIŞIYORUZ

O partizan kafa asla bizim karşımızda galip gelemeyecek. Her sabah işime giderken yeni kalpler kazanmak için işe başlıyorum. Ben İstanbul'un sorunlarını çözmeye kafaya taktım. Keşke her gece İmamoğlu eleştirileri yapılınca milletimizin yoksulluğu ortadan kalksa da her vatandaşımız insan gibi yaşasa.

Bu rantçıların yarattığı kaosu azaltmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Yağmur üç yıl önce yağsa hala selde kaybolanları arardık.

İstanbul'un makus su baskını sorununu çok büyük oranda çözmüş kalan az bir kısmı da tamamlayacak gururu yaşayan bir ekibiz. Ne yazık ki bu düzende ne bu çalışmalar konuşuluyor ne de sıkıntıların asıl sahibinin 20-25 yıllık aymazlıkları ele alınıyor. Ben televizyon kanallarınızı izlemiyorum. Çünkü dejenere edilmiş bu düzende insanımıza yakışan konuşmalar o kanalların çoğunda yapılmıyor.

MAKTULÜ YAŞAMA DÖNDÜRMEYE ÇALIŞAN İNSAN SUÇLANIYOR

Ortada bir cinayet var zanlı elini kolunu sallayarak olay yerinde geziyor, kurtarıcı gibi bir de poz veriyor. Herkes onun suçlu olduğunu biliyor ama her nedense maktulü yaşama döndürmeye çalışan insan suçlanıyor ve linç ediliyor. Basının yaratmak istediği bu.

Bize başka amaç gütmeden vicdanıyla eleştiri yapan tüm vatandaşlarıma, her gazeteciye sonsuz saygım var ama art niyetli insanların veya medya mensubu görünümlü propagandistlerin niyetini de aklımızdan çıkarmıyoruz ve vatandaşlarımızın da aklından çıkarmamalarını öneriyorum. Benim temiz kalpli milyonlarca dostum var. 'Sana çok yükleniyorlar ama sende aman onlara koz verme' diyorlar. Konu inanın koz vermek meselesi değil. Onların bir hesabı olduğunu unutmayalım. O hesap tutana kadar benimle uğraşmaya devam edecekler. Hangi tedbiri alırsanız alın uyduracaklar benimle uğraşmaya devam edecekler. Benim derdim İstanbul'un en başarılı, en hizmetkar ve en demokrat belediye başkanı olmak.

HER YIL AİLEME 1 HAFTA VAKİT AYIRDIM

3 yılda tam 25 gün izin kullandım. Yani her yıl aileme 1 hafta vakit ayırdım. Ailelerin birlikte zaman geçirmeye hakkı var. Ben İstanbul'a hizmet etmeyi kutsallaştırdım. Ben çocuklarımı dinlemeyi ve onlarla kaliteli zaman geçirmeyi de kutsallaştırmış bir babayım. Biliyorum iki tatilimde yağmura denk geldi. Ama tüm İstanbul çalışkanlığımı ve iyi niyetimi biliyor. Benim aile fertlerim siyaset ortamında gezmediği için ben onlara siyaset alanında vakit ayıramıyorum.

15 Temmuz Türkiye'nin en acı, en yüz kızartıcı günlerinden biridir. 15 Temmuz acı bir gündür. 15 Temmuz'un hesabı kolay kolay verilemeyecek.

Yarın 15 Temmuz'un yıl dönümünde bizde sabahleyin burada anma töreni yapacağız. Açıkçası bende ilanlarda gördüm. Benim şahsi görüntülerimin malzeme edilmesi de benim için değerliydi. Sayın Cumhurbaşkanının Saraçhane'de bir toplantı yapma kararını ilanlardan gördüm. Ben davet edilmedim. Ben hem Cumhurbaşkanından defalarca randevu istediğim gibi Saraçhane'ye davet etmiştim. Muhtemelen gelemediği için şu ana kadar bunu başka bir vesilesiyle yerine getirme arzusuyla bunu ilan ettiğini düşünüyorum. Bende davet edilmesem de aynı saatlerde burada kendilerini bekliyor olacağım

Sadece bir kelimeyi yorumlamak yanlış olur. Kazanılmış bir seçimi iptal eden akıl bizi görevden almayı da düşünebilir. İstanbul seçimlerinden sonra verilen ders ve vatandaşımızın attığı tokat sonrasında bunu düşünemezler ve cesaret edemezler diye düşünüyorum.