Merhum ve mağfur Arif Nihat Asya, ’’Seccaden kumlardı…’’ dizeleriyle başlayan Nat-ı Şerif’le, gönüllerimizde derin izler bırakmıştır. Zihnimize nakşedilen kelimelerle; teoriden pratiğe dökülmesi elzem bir yaşam biçimini o zor zamanlarda satır aralarında bir yaşam fıkhı olarak anlatmaya gayret etmiş ve bunu yaparken de ciddi risklerde almıştır. O vakitler ‘’Allah!’’ demek kolay mıydı? Hey gidi günler! Burçlarında İslam Sancağımızın dalgalandığı hisarımızın tarumar edilmesinden sonra imar çalışmalarının başladığı, bir milletin-devletin küllerinden yeniden doğum sancıları çektiği zor zamanlardı. Edebiyat mezunu bir öğretmen olarak Anadolu’yu il il gezmiş ve öğretmenlik yapmış, vatan sevgisiyle, dini-milli duygularla yetişecek yeni nesillerin gümrah bir ırmak gibi güçlenmesi için gayretkeş bir fedakarlık örneği sergilemiştir. Üstad, dini heyecanları işlediği şiirlerini, milli değerleri diri tutan şiirlerle süslüyor, toplumu motive etmek adına elinden geleni yapıyordu! Hayata gözlerini açtığı 1904 yılından, vefat ettiği 1975’e kadar, Türk milletinin geçirdiği evreleri özetler O’nun şiirleri. Mistisizm’den, milli duygulara, zeki ve nüktedan kişiliğiyle mecazi atıflara toplumun geçirdiği aşamaları kendine has uslubuyla kağıda dökmeye gayret etmiştir. Meşhur nidasıyla Arif Nihat Asya; ‘’… Tarihim, şerefim, şiirim, herşeyim: Yeryüzünde yer beğen! Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim!’’ haykırışıyla Bayrak Şairimiz,

‘’

Delikanlım!

İşaret aldığın gün atandan!

Yürüyeceksin...

Millet yürüyecek arkandan!

Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan… Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!’’ heyecanıyla Fetih Şairimizdir…

Amerika’da aylardır izlediğimiz tiyatro nihayet bitti! Joe Biden yeminini etti ve o artık Amerika’nın 46. Başkanı. Yakın ekibinin her birinin derin bağlantıları, kendisinin ve oğlu hakkındaki akıllara zarar bir çok şok iddiaya rağmen Oval Ofis artık Biden’ın. Siyasi uzmanlar, analistler, gazeteciler, sokaktaki adam bu yeni dönemin nasıl olacağı üzerine fikir beyan ediyor. Klişe bir süreç! Olağan akış! Bu yeni dönem nelere gebe hep birlikte göreceğiz. Kimler nerede duracak? Paradigmalar, eksenler, konseptler, paktlar nasıl şekil alacak hep merak konusu. Korona, Aşı, 5G, Gates, Musk, yeni normal, küreselciler, ulus devletler, Ab, NATO, Avrasya, Ortadoğu ve tabiî ki seçim kararı alan Filistin’de yaşanabilecek gelişmeler. Netenyahu’nun bozulan koalisyonu, Macron’un itibar kaybı, Şansölye Merkel’in titreyen elleri, Putin’in çarlık hayalleri, Kraliçe’nin Vatikan’la süregelen tarihi mücadelesinin geçirdiği değişim, Anglo Sakson’lar, Protestanlar, Katolikler, Cizvitler, teslisi red ettiği için aforoz edilip öldürülen Arianistlerin lideri Arius’un sızlayan kemikleri, HARVEY COX'ın Secular City'sine karşı Capitol as GOD'ı! ‘’İsa insandır O’na tanrı demeyin!’’ dediği için yakılarak öldürülen Unitaryenlerin kurucusu Mishel Servet'in savrulan külleri, klikler, lobiler, perde arkasındakiler, gölgedekiler ve öylece herkesin gözü önünde durarak kendini gizleyenler! Ve daha bir çok siyasi-dini-şeytani  ve esoterik bağlamlarla iktidar içinde etkin olmak için çekilen kılıçlar. Siyonist lobi, Küresel sermaye, Pentagon, NSI, CİA, FBI vs vs. Tüm kavgalarına ve anlaşmazlıklarına rağmen her bir yapının o an geldiğinde kılıçlarını kınına soktukları olgu; ‘’yekvücut bir Amerika yok ama tek bir Amerika var!’’ izafiyeti…

Kısıtlama altındaki evinde, televizyonda günlük Korona Tablosunu görmekten gına gelmiş vatandaş, düşen gelirlerine oranla artan pahalılık içinde, gelecek kaygısı karşısında içine düştüğü durumdan nasıl çıkarım hesabında. Artarak devam eden ve sistematik hale dönüştürülen ‘’yargıya olan itimatsizliği’’ perçinleyecek bir sürü tartışmalı uygulama ardı ardına gündeme getiriliyor, İçişleri Bakanı’na bile twit attıran gelişmeler, Adalet Bakanı’nın; ‘’sipariş üzere adalet bekleyenlere’’ karşı çektiği isyan bayrağının dalgalanmasına rüzgar olurken, Milli Eğitim’de ki açmazlar, Kadın ve Aile konusunda sarılmayı bekleyen, neredeyse kangren olmaya yüz tutan her geçen gün derinleşen yaralar. Nafaka mağdurlarının feryadı, canlı yayınlarda cinayet itirafları, toplumda yükseltilen ‘’değer yargılarından kopuyoruz, nereye gidiyoruz?’’ çağrılarına karışan siyasilerin üst perde salvoları, aşağılamalar, hakaretler, acaip hal ve hareketler! Sokakta sopalar, yumruklar, çekilen silahlarla  hem milliyetçi görüntü verip hem de ‘’III. Abdulhamid’i biz devireceğiz’’ diyen adamın sosyal medya görüntüleri, darbe çığırtkanlığında süregelen söylemin aldığı belirgin cüret, kiminde özgüven patlaması, kimi rol model, kimisi konu mankeni! Candaşlar, yandaşlar, körler, sağırlar, ağırlar dediklerimizde bile yaşanan hayal kırıklıkları, erkanlarda vıcık vıcık, yapış yapış bir seviyesizlik, saraya yakın kalem ve fikir erbabının kahir çoğunluğunun kayıtsızlığı, bu kayıtsızlığın endişe duvarının temellerinde ki bir takım ‘’çıkar kaybı’’ görüntüsünün mideleri bulandıran çorbadaki sineği! Güzel adamların bir bir beyaz atlara binip gitmeleri, bizi öylece ortada bırakmaları, ortalığı saran puslu hava, havasından geçilmeyen dünün sümüklüsünün cebinde ki mendil kadar kıymet verilmeyen titri, artık mendil değil maske taşımamız, aşı muamması, ‘’ben vurulcam abi kayınpeder kızı vermem yoksa‘’ diyor itirafı, köpeklere kart, insanlara aşı kıyasıyla uçuşa geçenler, irtifada yaşanan sorunlar, makamların değerinden düşüklerce ayağa düşürülmesi, baş eğip ayağa bakmayı haya bilenlerin ayaklanıp aramızdan bir bir ayrılması, ayrılık rüzgarlarının artık daha da sert eserek asıl rüzgarımızın kesilme tehlikesine karşı kayıtsızlığımız, tehlikelere karşı koruyan tılsımın kimliği belirsizler tarafından çalınma girişimleri, ‘’çelebilerin çekilip haremlerde kışlaması, yalan yanlış işleyen saatlerin artık neredeyse bozulması’’ ve tabi içeride pusuda bekleyenler. Kursaklarında nefes nefese bir heves, diller dışarıda, dişleri keskinlerin millete vurmak istedikleri darbe için patileriyle kurumları eşelemesi, Biden’ı bir umut ışığı görenlerin Erdoğan’ı; bahçelerine giren bir ‘’hırsız’’ gibi görmekten vazgeçemeyen kaçak bina meskunlarının  Amerika’nın yeni başkanına yaptıkları ‘’köpek muamelesiyle ‘’Yakala Jo!’’ Biden demeleri. Vs vs.

Ne kadar ayıp! Koskoca ABD Başkanı adam! Ne bu? Sizde bir özgüven duruşu belirdi! Bir heyecan ve motive hallerine bürünmeler, içten içe ‘’Az kaldı gününüzü göreceksiniz!’’ tavırları, ha siz ‘’Fetih Marşı’’ Ruhuna büründünüz aniden! İttihatçi damarınız tuttu! Mehteran çala çala Osmanlı’yı yıktığınız gibi şimdi Fetih Marşı moduna girdiniz! Ha sizde o an hali var! An’ınız tuttu! Da siz Arif Nihat Asya’nın şiirini yanlış mı anladınız ne? Siz o şiiri bir daha okusanız mı? Yoksa biz mi yanlış okuyoruz?

‘’Bileşenler!

İşaret aldığınız gün Biden’dan

Yürüyeceksiniz!

Cümle cuntacılar yüreyecek ardınızdan

Size selam geldi okyanus ötesinden ve Sam amcadan!’’

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin ! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

Yürü trolüm, twit at sen!

Darbe hazırlığı başlasın!’’

“Neyseki yarın var. Umutların en sevdiği gün”

Bülent Deniz – Habervakti.com Genel Koord.

@bulentdenizim

İnsta: @bulentsea

http://www.bulentdeniz.com

ARİF NİHAT ASYA OKUYOR! AŞK İLE AMİN DİYELİM...