Yeni Akit'ten Faruk Arslan'ın haberine göre, Son devrin en büyük mazlumlarından olan, gardırop devrimi kurbanı İskilipli Atıf Hocanın ebediyete irtihalinin 96. sene-i devriyesindeyiz. Şapka Kanunundan iki sene önce yazdığı bir eser nedeniyle dönemin “Üç Alileri” olarak bilinen heyetin yönettiği mahkeme tarafından idam cezasına çarptırılan İskilipli Atıf Hoca, 4 Şubat 1926’da idam edilerek şehitler kervanına katıldı. Şubat’ın şehadet ayı olduğunu tescil edercesine 1926’nın 4 Şubat günü idam edilen İskilipli Atıf Hoca, Müslümanların gönlünde ise adeta devleşti.

Aradan 96 yıl geçmesine rağmen milletin gönlünde aziz hatırası yaşayan ve evrensel bir hukuk kuralı olan “suç ve cezanın geriye yürümezliği” ilkesinin hiçe sayıldığı bir yargılama sonrası idam cezasına çarptırılan İskilipli Atıf Hoca, katledilişinin her yıldönümünde jakoben yobazların iftira ve hakaretlerine maruz kalıyor.

Beşeri ve İslâmi ilimlere hakimdi

Bir diğer şubat ayı şehidi ise Mahmut Esad Coşan Hoca. Müslümanların üzerinde estirdikleri zulüm fırtınasını bin yıl sürdürmekle tehdit eden 28 Şubat darbesinin mimarlarınca adeta sürgüne mahkum edilen ve vatan hasreti yaşatılan Mahmud Esad Coşan Hocaefendi vefatının 21. yıldönümünde rahmetle yâd ediliyor. Ümmet coğrafyasında İslam kandilleri yakan Coşan Hoca, ömrünün her anını Kur’an’a göre yaşadı.