KUDÜS (AA) - İsrailli Arap Milletvekili Ahmed Tibi, hükümetin tartışmalı "yargı reformu"nun siyasi krize dönüşmesi ve ülke genelinde protestolara yol açmasını "Arap Baharı" adı verilen sürece benzeterek, "Halk rejimin düşmesini istiyor." sloganını paylaştı.

İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döküldü.

İsrail Meclisindeki Ortak Liste Partisi'nden Arap Milletvekili Ahmed Tibi, hükümetin yargı reformuna karşı düzenlenen kitlesel protestoları, Arap dünyasında 2010 yılında başlayan ve "Arap Baharı" olarak adlandırılan hükümet karşıtı ayaklanma ve isyanlara yol açan sürece benzetti.

Tibi, Twitter hesabından, İsrail’deki protestolara ilişkin, "Arap Baharı" sürecinde sıklıkla kullanılan "Halk rejimin düşmesini istiyor." sloganını paylaştı.

İsrail’de “yargı reformu” krizi

Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı dün akşam saatlerinde görevden alması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döküldü.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 12 haftadır protestolara neden olurken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Gallant'ın pazar akşamı görevden alınması bardağı taşıran son damla oldu.

Hükümet karşıtı protestocular, Gallant'ı görevden alarak yargı düzenlemesi konusunda geri adım atmayacağının mesajını veren Başbakan Netanyahu'ya tepki olarak başta Tel Aviv ve Batı Kudüs olmak üzere ülke genelinde meydanlara indi.

İsrail’in Kanal 12 televizyonu, başta Tel Aviv ve Batı Kudüs’te olmak üzere, ülke genelinde 600 binden fazla İsraillinin gösterilere katıldığının tahmin edildiğini aktardı.

Savunma Bakanı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısı yapmıştı

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkede siyasi krize ve kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması için hükümete çağrı yapmıştı.

Savunma Bakanı, "Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail'in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim." demişti.

Savunma Bakanı Gallant'ın çağrısına, Likud içinden de destek gelmişti.

Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant'a katılarak, yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulunmuştu.

İsrail basını, Likud Milletvekili ve Tarım Bakanı Avi Ditcher'ın da hükümetin yargı düzenlemesinin durdurulması yönünde görüş beyan ettiğini ileri sürmüştü. Ditcher yaptığı açıklamayla Netanyahu ve hükümetle koordinasyon halinde olduğunu duyurmuştu.

Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"

Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.

Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti.

Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.

İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıklamıştı.

İsrail'de iç ve dış istihbarat teşkilatları, diğer güvenlik kurumlarının çalışanları da yaptıkları açıklamalarla hükümetin yargı düzenlemelerine karşı itirazlarını duyurmuştu.

Devam eden tartışma ve tepkilere rağmen "yargı reformu" kapsamındaki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran" yasa tasarısı 23 Mart'ta Meclisten geçmişti.

Bugün Meclise getirilmesi planlanan diğer yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme başkanını belirleyebilmesini öngörüyor.

Netanyahu öncülüğündeki koalisyon, yargı düzenlemesine karşı çağrı yapan Gallant ve diğer Likud milletvekillerinin hükümetten desteğini çekmesi durumunda tartışmalı yargı paketini geçirmekte Meclis çoğunluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.