KÜÇÜK BİR BİLEKLİK DEĞİL, KÜÇÜK BEYİNLERE ATILAN ZEHİRLİ BİR TOHUM
5 Haziran 2025 günü okuldan dönen küçük bir kız çocuğu, arkadaşında gördüğü bileklikten kantinden satın aldığını babasına sevinçle gösterdi. Ancak kızının kolundaki bileklik, babanın dikkatini çekti. Boncukların üzerindeki sembolleri inceleyen baba, bileklikte haç işaretlerinin olduğunu görünce adeta şok yaşadı. Bu durumu cep telefonu kamerasıyla kaydederek kamuoyuna duyurdu. Görüntülerde haç işaretlerinin çok net bir şekilde görüldüğü açıkça ortadaydı.
Peki bu bileklik o kantine nasıl girdi? Kim izin verdi? Hangi denetim mekanizması devredeydi? Yoksa devre dışı mıydı?
Benzer bir olay'da Gaziantep'te yaşanmış ve Kur'an-ı Kerim sayfaları tost kağıdı olarak kullanılmıştı! İlgili haberi okumak için resme tıklayınız!
VELİLER HAKLI OLARAK TEPKİLİ: “ÇOCUKLARIMIZI KİME EMANET EDİYORUZ?”
Görüntülerin sosyal medyada yayılmasıyla birlikte birçok veli duruma tepki gösterdi. “Okul gibi kutsal bir mekânda, çocukların en savunmasız ve en temiz dönemlerinde, bu tür sembollerle karşılaşması asla tesadüf değildir” diyen veliler, okul yönetimini ve ilgili tüm yetkilileri göreve çağırdı.
Bu yaşananlar bize bir kez daha gösteriyor ki; okul kantinleri sadece yiyecek ve içecek satılan yerler değil, çocukların ruh dünyalarına doğrudan etki eden alanlardır. Ve bu alanlar, denetimsiz bırakıldığında kimlerin neyi nasıl pazarladığı artık tartışma götürmüyor.
KANTİNLER NE KADAR DENETLENİYOR?
Bu olay, okul kantinlerinde denetimlerin ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne serdi. Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kurumlar okul kantinlerini sadece hijyen açısından mı denetliyor? Peki ya kültürel, dini ve ahlaki içerikler? Küçük yaşta çocukların eline bu tür sembollerin geçtiği bir ortamda, eğitimden nasıl bir netice beklenebilir?
Haç işareti taşıyan bileklikler, bir oyuncak gibi çocuklara satılıyor ve hiçbir yetkili bunu görmüyor, müdahale etmiyorsa ortada sadece bir gaflet değil, aynı zamanda açık bir ihmal hatta ideolojik bir kasıt söz konusudur.
SORUYORUZ: BU ÜRÜNLERİ KİM TEMİN EDİYOR, KİM ONAYLIYOR, KİM GÖZ YUMUYOR?
Her şeyin ötesinde bu olayın perde arkasının ivedilikle araştırılması ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına ciddi bir soruşturma başlatılması şart. Hangi tedarikçi bu bileklikleri kantine sokmuştur? Okul yönetimi bu ürünleri biliyor muydu? İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu olaydan haberi var mıydı?
Bu soruların cevabını beklerken, şunu unutmamak gerekir: Bugün bir bileklikle başlayan bu kültürel işgal yarın başka yollarla karşımıza çıkacaktır. Eğer eğitim kurumlarımızda milli ve manevi değerlerimizi koruyamazsak, çocuklarımızı kimlere emanet ettiğimizi yeniden düşünmek zorunda kalacağız.
ÇOCUKLARIMIZIN MANEVİ DOKUSUNA SALDIRIYI ASLA KABUL ETMİYORUZ
Sultangazi’de yaşanan bu olay, basit bir ihmalkârlığın ötesinde, çocuklarımızın zihinsel dünyasına yönelik derin ve sinsi bir tehdidin göstergesidir. Yetkilileri göreve, aileleri ise daha dikkatli olmaya davet ediyoruz. Bu milletin çocukları, kendi inancına, kültürüne ve tarihine yabancı sembollerle büyüyemez, büyümemelidir.
İşte dikkatli babanın fark ettiği o olay anı: