Türkiye'nin ilk "İklim Kanunu'' meclisten geçerek yasalaştı...

Tasarının kamuoyuna ilk sunulduğu dönemde milyonlarca vatandaş “hayır” imzası vererek yasaya karşı çıkmış, gelen tepkiler üzerine süreç askıya alınmıştı. Kamuoyundaki karşıt görüşlere ve milyonlarca hayır imzasına rağmen yeniden gündeme getirilerek meclisten geçerek yasalaştı.

Yeni İklim Kanunu, çevreyi koruma amacıyla hazırlandığı iddiasıyla kamuoyuna sunulsa da, içeriği ve uygulanma biçimi birçok çevre, ekonomi ve hukuk uzmanı tarafından eleştiriliyor. Yasa, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri ciddi yükümlülüklerle karşı karşıya bırakıyor.
Bu yasa, gerçekten çevreyi mi koruyacak, yoksa büyük şirketlerin piyasa hâkimiyetini güçlendirmek için küçük ve orta ölçekli işletmelerin bilinçli şekilde tasfiye edilmesine mi yol açacak?

Muhammed Köse yazdı: Yeni Suriye yönetimine bakışlar ve bakamayışlar
Muhammed Köse yazdı: Yeni Suriye yönetimine bakışlar ve bakamayışlar
İçeriği Görüntüle

Yeni yasa, yıllık sera gazı emisyon raporu sunmayan işletmelere 10 milyon TL'ye kadar ceza öngörüyor.
Bu yükümlülük dev şirketler için küçük bir masraf olabilir ama küçük ve orta ölçekli işletmeler için büyük bir yıkım anlamına gelmiyor mu?

Sera gazı emisyon tahsisatı: Küçük işletmelere kapanış bileti mi?
Üç yıl üst üste tahsisat yükümlülüğünü yerine getiremeyenlerin emisyon izinleri iptal edilecek. Yani bu yasa, küçük ve orta ölçekli işletmelerin kademeli şekilde kapanmasını sağlamak için mi çıkıyor?

Piyasa kime kalacak?
Bu düzenleme hayata geçtiğinde, dev sermaye sahipleri piyasanın tek hâkimi haline mi gelecek? Küçük işletmeler kapandığında, halkın ultra zenginlerin şirketlerinden fahiş fiyatlarla ürün almak zorunda kalacağı bir düzen mi kuruluyor?

Çevreyi koruma bahanesiyle ekonomik soykırım mı yapılıyor?
Bu yasa gerçekten çevreyi mi koruyacak, yoksa sermaye sahiplerinin kasalarını doldurmak için küçük işletmelerin bilinçli olarak sistem dışına itildiği bir operasyon mu?

Halkın sırtına yüklenen yeni bir ekonomik pranga mı?
Küçük üreticiler ve esnaf yok olduğunda, piyasayı tamamen kontrol eden büyük şirketler halkı dilediği gibi sömürecek mi? Yükselen fiyatlar, artan maliyetler ve kapanan işletmelerle Türkiye’yi yeni bir ekonomik kriz mi bekliyor?

Bu yasa gerçekten çevreyi korumak için mi çıkarılıyor, yoksa ekonomik düzenin küresel elitlerin lehine yeniden dizayn edilmesi için bir bahane mi?

Öte yandan küresel ölçekte de iklim politikaları tartışma konusu olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ocak ayında ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiğini açıklamış ve bu karar Birleşmiş Milletler tarafından da doğrulanmıştı. Türkiye’nin şimdi yürürlüğe koyduğu yasa kamuoyunun eleştirilerinin odağında.

Küresel kirleticilerin bile taraf olmadığı yükümlülüklerin Türkiye'de dayatılması, adil bir düzenleme mi?