Bilgi olmadan fikirlerin havada uçuşmasına alıştığımız için, sırf  muhalefet yapmak adına her şeye karşı çıkan siyasi ve ideolojik fikirlerin temsilcilerini de daha fazla rezil olmasınlar diye bilgilendirmek bize düşüyor!

Gündem de Kanal İstanbul var.

Kanal'a karşı çıkanların ise gözlemlediğim kadarıyla Trakya hakkında en küçük bir fikri yok.

15 Temmuz hain darbe girişiminde Çorlu'daydım. Bir arkadaşım telefon açıp ‘’darbe mi oluyor?’’ diye sordu ve hemen bulunduğum yerden İstanbul'a doğru yola çıktım.

Daha henüz FETÖ'cü askerler Beylerbeyi'ndeydi.

İstanbul’a dönmek için sadece E5 ve E80 karayolu vardı.

Aldığım bilgiye göre her iki yolda güvenli değildi. Ancak her eski Trakyalının bildiği 3. alternatif yol eski Edirne asfaltıydı. Ve o yolu kullanarak tam 2 saat sonra Hasdal Kışlası’nın önündeydim.

Şuraya getireceğim.

''Kanal olursa askeri güvenliğimiz tehlike altında olur, İstanbul’dan yardım gitmez'' diye bir algı var.

Öncelikle şunu belirteyim, Trakya’daki kara birliklerimiz olası bir savaş durumunda hiç bir yardım almadan bırakın savunmada kalmayı hazır başlamışken Yunanistan’ı alır, sınırımızı İtalya'ya genişletir.

Zaten öyle bir durum şimdi olursa İstanbul’da yerinden kıpırdayamıyorsun. Askeri personelin sevk edilebileceği Tankın hızlı hareket edebileceği 2 adet yolun var.

E5 ve E80’nin, savaş durumunda bir işe yaramayacaklarını 15 Temmuz’da bizzat tecrübe ettim.

(TV'lerde askeri strateji uzmanı kesilen gazeteciler askerliklerini Mehmetçik değilde Mehmet bey olarak yaptıkları için bu işleri bilmezler. Bunlarında bir değeri yoktur.)

Kanal üzerine kurulacak ulaşım hatları düşünülenin aksine büyük destek olacaktır.

Böylece bu iddianın bir değeri yoktur.

Bir diğeri ise ‘’ABD'nin donanmasını Karadeniz’e geçirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir girişimde bulunduğu’’ iddiasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dile getirmeden önce de geçmişteki iktidarların hepsinin gündemine bu kanal projesi girmiş ve masasına konmuştu! Siyasi irade ve teknolojik yetersizlikten dolayı adım atılmamıştır.

Bu iş ABD'nin işine yarayacaktır doğru ama ABD bedeli ne olursa olsun bunu yapmayı kafasına koymuş olsaydı o dönemlerde zaten gelir ve yapardı! Hepimiz biliyoruz ki, geçmiş iktidarlar ABD’ye emir almaya giderdi. Sanıyor musunuz bir kaç yüzyıl sonrasını planlayan ABD, kendisine karşı hiç pazarlık yapmayan ‘’Emret Başkanım!’’ diyen geçmiş iktidarlar döneminde bu fırsatları oluşturamaz ve yapamazdı! 25 milyar dolar IMF’ten borç almak için 25 kanunun ‘’emir telakki’’ edilircesine TBMM’den çıkarıldığı günleri unutmadık! ABD ve BATI’ya tam entegre iktidarlar dönemi ise çok eskide değil! Biraz hatıralarınızı zorlarsanız bir çok örnek zihninize akın edecektir. Afyon ekiminden, NATO konsepti içinde aldığımız görevlere kadar çerçeve çok geniştir. (Rahmetli Erbakan Hoca’nın iktidar dönemini bu iddiamdan muaf tutarım)

ABD hiç olmassa soğuk savaşın bitmesinden sonra Sovyetlerin dağılma sürecinde Rusya’nın en zayıf olduğu dönemde bunu yapardı.

Peki Kanal İstanbul’a muhalefet edenler kim ya da ne adına muhalefetteler? Muhalefetin ve FETÖ’cü hainlerin kanala yönelik karşı faaliyetlerine bakılırsa burada ABD'nin bir çıkarı olduğu söylenemez. Yani nasıl oluyorda FETÖ, ABD’nin çok istediği bir şeye muhalefet etmiş oluyor? Muhalefet FETÖ üzerinden, FETÖ’de direk  aracısız ABD’den talimatları aldığına göre, nasıl olurda ABD çıkarına ters düşebiliyorlar? 

Bu Kanal Milli bir projedir.

Bu nedenle ABD çıkarı iddiasınında bir değeri yoktur.

Montrö üzerinden konuya bakarsak,

Lozan'da ağır ‘’tavizlerle’’Türkler bir Millet olduğunu, Cumhuriyet’in ilanı ile de devlet olduğunu ortaya koydu. Montrö’de ise Boğazlardaki ‘’egemenliğini’’ elde etti. Türkiye Cumhuriyeti kendi topraklarında ‘’egemenliğini tam olarak sağladı!’’

Montrö, Çanakkale ve İstanbul boğazını kapsar.

Bu kanala ulaşmak için Çanakkale’yi uçarak mı geçecek gemiler?

Dolayısıyla Montrö ile ilgili iddialarında bir değeri yoktur.

Ekolojik ve Tarımsal iddialara gelince; o bölgeler kanal olsa da olmasa da mecburen imara açılacak bölgeler. Ekoloji iddiasıyla gelenler o bölgeye gittiler mi hiç? Orada Ekonomiye etkisi olacak bir tarım alanı yok. Trakya'nın tarım alanları daha batıda kalıyor. Bilmem kaç dönüm tarım arazisi diye anılan yerlerde en son ne zaman tarım yapılmış? Köylü, ‘’devlet destek vermiyor’’ diye değil, tarlada çalıştıracak insan olmadığı için sırtını çoktan döndü tarıma o topraklarda.

Bildiğimiz bozkır oralar.

Elbette bir apartmanda yapsanız ekolojiye etkisi muhakkak olur!

Adını hatırlamıyorum ancak Amerika'nın kurucularından biri söylemişti. ''Kızılderililer bizon avlasın, at koştursun diye Amerika’dan vazgeçemezdik'' sözü her ne kadar aşırı emperyalist ve ürkütücü bir fikir olsa bile hayatın gerçeği. Amerika, Kızılderililerin kanları üzerine kendilerine bir devlet kurdular! Biz ise daha güçlü, etkin devlet olmak için kimsenin burnunu bile kanatmadan kendi topraklarımız üzerine istediğimizi mi yapamayacağız? 81 il de 81 milyon ağaç dikildiği gibi bölgede gereken tüm tedbirler alınır!

Dolayısıyla ekolojik tartışmalarıda değersizdir.

Ayrıca İstanbul Boğazındaki derin sularda var olan gemi mezarlığından kaç kişinin haberi var? 11'i yabancı bayraklı 28 kuru yük gemisi boğazın dibinde yatarken onlarcasının da kaldırmayı başarabildiğimiz enkazı var.

Boğazın tehlikeli ve akıntılı sularında şehrin içinden her gün onlarca bomba geçiyor. Bir açıdan da şehrin merkezi var.

Emin olun Cumhurbaşkanı Erdoğan bununda bir yolunu bulacak tüm yük gemileri o kanaldan geçecek. Boğazda bize kalacak.

Bu nedenle parayı veren kanaldan, vermek istemeyen boğazdan tartışmalarınında bir değeri yoktur.

Kanalın Rusya’yı rahatsız edeceği iddialarına gelince; bu bizim değil Rusya’nın sorunu. Rusya veya ABD ve hatta Müslüman devletler de dahil dünyadaki hiç bir devlet bizim dostumuz veya düşmanımız değil. Olmamalıda!

Güçlü devletlerin daimi dostu veya daimi düşmanı olmaz.

Sadece ulusal çıkarları vardır.

ve bu iddialarında bir değeri yoktur.

Bütün bu tarışmalarda ortaya çıkan en somut gerçek; bugüne kadar kendi belediyelerinin taş üstüne taş koymadığı, aldığı ağır göç ve aynı oranda ekonomik olarak ezilen Trakya bölgesine nefes aldıran ve aldıracak projelere sırf Erdoğan yapıyor diye karşı çıkan CHP gerçeğidir! Trakya’yı yıllardır CHP Belediyeciliğiyle yöneten CHP önce bir aynaya baksın sonra Kanal istanbul’un serin sularına vuran yakamoz da yansıyacak kendi silüetlerine! Yağmur altında duş alan İzmirlilerin kameralara yansıyan halleri ironiktir! Kanal İstanbul milli bir projedir! Tüm diğer ‘’yaptırmayız’’ dedikleri halde yapılan projeler gibi…

Şimdiden Hayırlı Uğurlu olsun!