Peygamberimizin ahirete rıhletinden sonra, ümmet arasında türlü fitneler baş gösterdi. Özellikle Hz. İmam Ali’nin halifelik döneminde ümmet birbirleriyle birçok kez savaştı, savaştırıldı.

Hz. İmam Ali’ye baş kaldıran Muaviye, kendinden sonraki halifenin oğlu Yezid olarak kabul edilmesini ölmeden önce garantilemişti.

Yezid halife olunca- tıpkı babası Muaviye gibi- Hz. Peygamber’in getirdiği İslam inancını temelden değiştirmeye ve halka işkence etmeye devam etti.

Bundan özellikle Kûfe halkı rahatsız olmuştu. Bu nedenle Hz. İmam Hüseyin’e her gün yüzlerce mektup yazıp, kendilerini Yezid’den kurtarmasını istediler. Kufe’den 18 bin mektubun Hz. İmam Hüseyin’e ulaşması sonunda İmam ve taraftarı (ailesi, dostları) ile Kufe’ye doğru yola çıktı.

Kufelilerin mektuplarından haber alan Yezid, ilk olarak elçi olarak gönderilen Hz. İmam Hüseyin’in amca oğlu Müslim’i öldürtüp ve halka baskı uygulayarak Kufelilerin gözünü korkutmayı başardı. Böylece evvelce İmam’a biat edeceklerini belirten Kufeliler, korkularından saf değiştirip Yezid’e biat etmeyi kabul edip Hz. İmam Hüseyin’i ve taraftarlarını da Kufe’ye girmeden bulup biata zorlamak üzere Yezid’in ordusuna katıldılar.

İmam Hüseyin ve yakınları Muharrem ayının ilk günü Kerbela’da tutsak edildiler. Fırat nehrine yakın bulunmalarına rağmen su içmeleri yasaklandı. Kufelilerin ihanetine uğrayan Hz. İmam Hüseyin ve yakınları tutuldukları Kerbela’nın kavurucu çölünde 10 gün su içemediler. Muharrem’in 10.günü de Yezid’e biat etmeyi reddeden İmam Hüseyin’e, karşı taraftan ok atılmasıyla çatışma başladı. Hz. İmam Hüseyin’in oğulları, kardeşi, yeğenleri derken tüm yakınları tek tek şehit edildiler. Tüm sevdiklerinin gözü önünde can vermesine şahit olan İmam, son olarak 33 mızrak yarası ve 34 kılıç yarası aldıktan sonra Şimr isimli asker tarafından başı kesilerek şehit edildi.

Kerbela olayı gerek Alevilerin, gerek Şiilerin, gerek ise Sünnilerin ortak acısıdır.