Burada konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “Farklı partilerden insanların haksızlığa uğradıkları zaman da TBMM Başkanı olarak o haksızlıkların giderilmesi için özel çaba harcadım. Dolayısıyla TBMM Başkanlığını da özlediğimi ifade etmek isterim” dedi.

“Ciddi sorunlarımız var. Hepiniz bunları biliyorsunuz” diye seslenen Kılıçdaroğlu, “Hayatım boyunca hiç umutsuz olmadım. Türkiye güzel bir ülke. Dinamik bir ülke. Enerjik bir ülke. Bütün sorunlarını çözebilecek yetkinliğe sahip bir ülke. Biz bunu yapmak zorundayız. Demokratik kurallar içinde bunu yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

"ANAYASANIN DA GERÇEKTEN ASKIDA OLDUĞUNU BİLİYORUZ"

Hapisteki gazetecilere ve haberlere erişim engeli getirilmesine değinen Kılıçdaroğlu, “Doğru habere bile ulaşmanın yasaklandığı bir ülkeden geçiyoruz. Anayasanın da gerçekten askıda olduğunu biliyoruz” dedi.

"BASININ HÜRLÜĞÜ KALMADI"

Anayasada ‘Basın hürdür, sansür edilemez' hükmünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Ama sansür ediliyor. Hürlüğü kalmadı. Şu anda basın gerçekten bir risk altında. Olması gereken, basına yönelik sağlıklı ve tutarlı bir kültür oluşturmak. Her görüşten gazetecinin özgürce yazabildiği, siyaset kurumunu rahatlıkla eleştirebildiği bir ortama, bir kültüre ihtiyacımız var” diye konuştu.

Bütün gazetecilere seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Hiçbir politikacı şunu unutmasın. Bir politikacının en büyük avantajı özgür medyanın olmasıdır. Özgür ve bağımsız bir medya bizim göremediğimizi görür. Bizim yanlış yaptığımızı bize hatırlatır. Medya bu kadar değerli ve önemliyken biz medyayı doğru haber yaptığı için cezalandırıyoruz. Şunu ifade edeyim; artık az kaldı. İnşallah hep beraber, hep birlikte demokratik yöntemlerle sandığa giderek, özgür irademizi kullanarak Türkiye'yi bir kâbustan çıkarmak zorundayız. Bu hepimizin ortak görevidir. Kaderi değiştirecek olan da 6 milyon 300 bin genç yeni seçmen.”