Araştırmacı yazar Nurettin Taşkesen, Kudüs'ün işgal edilişindeki en büyük etkenlerden biri olan Siyonist Nili Örgütü'nün kuruluşundan çökertilişine kadarki süreci tarihi kaynaklardan derlediği bilgilerle tüm detaylarına değinerek aktardı.

İşte Taşkesen'in o yazısı:

Kudüs işgalinin göz ardı edilen en önemli etkeni: Siyonist NİLİ Örgütü!

* 103 yıl önceki Kudüs işgalinin en önemli etkenleri nelerdi?

* Siyonist NİLİ örgütü ne zaman ve nasıl kuruldu?

* Örgütün kurucuları ve üyeleri kimlerdi?

* Örgüt savaşın seyrini nasıl değiştirdi?

* Elde edilen istihbarat İngilizlere nasıl ulaştırılıyordu?

* NİLİ örgütü kimin tarafından nasıl çökertildi?

* Örgütün kurucularından Sarah Aronson’un akıbeti ne oldu?

İngilizlerin 9 Aralık 1917 tarihinde Kudüs’ü işgal etmelerinin üzerinden tam 103 yıl geçti. Birinci Dünya Savaşı’nın zor ve sıkıntılı yıllarında Kudüs işgali de diğer kaybedilen şehirler gibi algılandı. Halbuki Son Haçlıların o günkü temsilcisi olan İngilizlerin en önemli ve birinci hedefi Kudüs ve mukaddes beldelerdi. Bu hedefe ulaşmak için Lawrence ve Gertrude Bell gibi casusların Araplar üzerinde etkili olmalarının yanı sıra, İngilizlerin Filistin’deki gözü ve kulağı olan çok önemli bir örgüt vardı: NİLİ.

* 103 yıl önceki Kudüs işgalinin göz ardı edilen etkenleri nelerdi?

Birinci Dünya Savaşı’nın ağırlık merkezinin Mısır ve Ortadoğu’ya kaydırılması Avrupa cephelerinde zor durumda olan Almanların fikriydi. Ama Çanakkale’yi geçemeyen ve Osmanlı Devleti’nin parçalanma ve bölünme planlarını Mayıs 1916’da Sykes Picot gizli anlaşmasıyla yapan İngilizlerin de işine geliyordu.

Mısır’ı 1882’de işgal etmiş olan İngilizler, bu yoldan Kudüs ve Filistin’i kolayca ele geçireceklerini zannediyorlardı. Ama 1917 yılının Mart ve Nisan aylarında yaptıkları iki Gazze taarruzu, hasta adam dedikleri Osmanlı’nın hiç de öyle kolay lokma olmadığını göstermişti. Haziran ayında başarısız olan General Murray’ın yerine Mısır Seferi Kuvvetler komutanlığına tayin edilen General Allenby, Başbakan Lloyd George’a Kahire’den gönderdiği mesajda aynen şöyle söylüyordu:

"Sayın Başbakanım. Bu cephe Avrupa'ya hiç benzemiyor. Karşımızda Alman askeri değil, maneviyatı çok yüksek Osmanlı ordusu var. Bir Osmanlı askerine karşı dört İngiliz askeri olmadıkça taarruza geçmeyeceğim. Bu yüzden acilen takviye kuvvete, silah ve cephaneye ihtiyacım var."

Peki nasıl olmuştu da böyle güçlü bir savunma zaafa düşmüş ve beş ay sonra önce Bi’rüssebi, sonra Gazze ve 40 gün sonra Kudüs işgal edilmişti?

Bu zafiyetin en önemli üç etkeni şöyle sıralanabilir:

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...