Kül Tigin Yazıtı nedir? Kül Tigin Yazıtı'nı kim yazmıştır? Kül Tigin Yazıtı ne zaman dikilmiştir? Kül Tigin Yazıtı'nın konusu nedir? Kül Tigin Yazıtı'nın boyutları ne kadardır?

Kül Tigin Yazıtı nedir? Kül Tigin Yazıtı ne zaman dikilmiştir?

3,35 metre yükseklikte, kireçtaşından yapılmış ve dört cephelidir. Doğu-batı cephelerinin genişliği aşağıda 132, yukarıda 122 santimetredir. Kuzey-güney cepheleri de aşağıda 46, yukarıda 44 cm’dir. Üst kısım kemer biçiminde ve yukarıda beş kenarlı olarak bitmektedir. Anıttaki satırların uzunluğu 235 cm’dir. Anıtın doğu yüzünde 40; güney ve kuzey yüzlerinde 13’er satır Göktürk harfli Türkçe metin bulunur. Batı yüzündeyse, devrin Tang İmparatoru’nun Köl Tigin’in ölümü nedeniyle gönderdiği Çince mesajına yer verilmiştir. Batı yüzde Çince yazılar dışında yazıta sonradan eklenmiş Göktürk harfli iki satır bulunmaktadır.

Kül Tigin Yazıtı'nın konusu nedir?

Yazıtın kuzeydoğu, güneydoğu, güneybatı yüzlerinde de Göktürk harfli Türkçe metinler vardır. Kültigin yazıtında Göktürk tarihine ait olaylar, Bilge Kağan’ın ağzından aktarılarak birlik, bütünlük mesajı verilir.

Kül Tigin Yazıtı'nı kim yazmıştır?

Yazıtın doğu, kuzey ve güney yüzlerinin yazıcısı, Yollug Tigin, batı yüzünün yazıcısıysa, Tang İmparatoru Hiuan Tsong’ın yeğeni Çang Sengün’dür. Köl Tigin yazıtının doğu yüzünde, bütün Türk boylarının ortak damgası olduğu sanılan dağ keçisi damgasına; doğuya ve batıya bakan “tepelik” kısımlarındaysa, kurttan süt emen çocuk tasvirleri vardır. Abide, geçen yaklaşık 1300 senelik süreç içinde önemli ölçüde tahrip olmuştur. Çünkü yazıtın doğuyla kuzey yüzlerini birleştiren kısım yıldırım düşmesi neticesinde parçalanmıştır. Orijinalinde kaplumbağa kaide üzerinde bulunan yazıt, bu kaidenin de parçalanması üzerine 1911 senesinde, sunak taşından kesilen granit bir blok üzerine oturtulmuştur.

Yazıtların bulunuşu ve çözülüşü nasıl olmuştur?

Rus Coğrafya Cemiyeti adına Moğolistan‟da araştırmalar yapmaya gönderilen Nikolay Mihayloviç Yadrintsev tarafından 18 Temmuz 1889’da Orhun vadisinde Bilge Kağan yazıtı ile birlikte bulundu. 1890 yılında bölgeye Rusya ve Finlandiya’dan gelen iki ayrı heyet anıtların kalıbını alıp fotoğraflarını çekti. Yazıtların çözümü için iki koldan devam eden çalışmalar, Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen’in, 15 Aralık 1893'te Danimarka Kraliyet Akademisi oturumunda yaptığı bildiri ile sonuçlandı.