Kavramların içini boşaltırsanız toplumları istediğiniz gibi yeniden dizayn edersiniz.
Ben kıssadan hisse birkaç kavramı, tanımıyla birlikte gündeminize yeniden taşımak istedim. Belki vesile olurum merak duygusuna ve yeniden bir bakış açısına.
Belki bu yazının sonunda sizde ;
Münafık,Fasık,Hain, Milliyet,Sevgi,Din,Ahlak, Şeref, Deccal, Süfyan, Sapkın, Kadın,Erkek,Aile, Meclis,Seçim, Demokrasi, Demokratik, Özgürlük...vb bir çok muhteşem kavramın asılları ile ilgili bilgiye ulaşır ve paylaşırsınız.
Unutmayın!
Yok etmek ve istenileni kabul ettirmek için önce kavramların içini boşaltmak gerek.
Örneğin;
Sömürgeci-Manada ve Himaye,
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki öfke kontrolü noktasında sıfır puan hepimizin hanesine yazılan tek geçerli puan.
Kavramların içi boş ve kavramlar manasız ise insanlar da bir o kadar içi boş ve manasızdır demektir.
Kavramlara geçmeden önce lütfen hatırlayalım!!
Neden eski bayramlar?
Neden eski aşklar?
Neden eski komşuluklar?
Neden eski Öğretmenler?
......
....
Neden? Neden?
Çünkü kavramların içi doluydu ve kavramlar bir mana taşıyordu.
Bayram- Komşu- Aşk- Öğretmen......
ELEŞTİRİ:
Bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir.
Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama.
  Eleştirinin Özellikleri;
•Eleştiri objektif olmalıdır.
•Eleştiride amaç yol göstermektir.
•Eleştirmenin kişisel duyguları kattığı eleştirilere öznel eleştiri, kişisel duyguları katmadığı, objektif olduğu eleştirilere de nesnel eleştiri denir.
•Eleştiri her yönden yapılabilir.
 YALAN VEYA YALAN SÖYLEMEK:
Doğru olmayan söz, hakikat ve gerçeğin aksi,haksız söz ve bir kimseden söylemediği halde söz nakletmek manalarına gelmektedir. Doğruluğun (sıdk) karşıtı, bir konuda kasıtlı veya kasıtsız olarak gerçeğe aykırı haber veya bilgi vermek anlamlarında da kullanılmıştır. Istılahta ise gerçeğin ve hakikatin aksini söylemeye yalan denmektedir. İnsanın en büyük ve en kötü sıfatlarından biri yalan söylemektir.
 EMPATİ :
Kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilmesi becerisi.
 EMPATİK DİNLEME:
Karşımızdaki kişinin duygularını onun bakış açısından anlamamızı sağlayan dinleme türü.
SADAKAT:
İçten bağlılık, sağlam, güçlü dostluk.
 MÜRAİLİK:
Kişinin sahip olmadığı duygu, düşünce, erdem, değer veya özellikleri, sanki sahipmiş gibi davranması veya sahip olduğunu iddia etmesidir. Çağdaş Türkçede bu anlam için sıklıkla ikiyüzlülük sözcüğü kullanılır, mürailik ise ikiyüzlülük sözcüğüne oranla bugün pek fazla kullanılmamaktadır, eskimiştir. Bazı Batı dillerinde ikiyüzlülük anlamında kullanılan sözcük Latince hypocrisisden türemiştir ki, bu sözcüğün kökeni de Yunanca ὑπόκρισις yani hypokrisis sözcüğünden türemiştir. Bu iki sözcüğün de anlamı "rol yapmak"tır.
 DOST:
Sevilen, güvenilen, sırdaş, yakın arkadaş ve iyi görüşülen kimsedir. Sevinçtir, üzüntüdür, anlamaktır, hatırlanmaktır, sonsuza dek olan arkadaşlıktır.
POLİTİKA:
Politika amaca ulaşmak için üretilen düşünsel yol-yöntemdir.
Devlet işlerini yürütmek için kullanılan yol anlamında kullanılan politika, Yunancada çok yüzlülük anlamına gelmektedir.
"Poli"=Çok
"Tika"=Yüz
Bu bir algı operasyonudur.Amaç halkı duyarsızlastırmaktır.
Politika yapan yalan söyleyebilir ve iki yüzlü davranabilir.
Oysa gerçek olan şudur:
Politika kelimesinin Yunanca “poli” (çok) ve “tika” (yüz) kelimelerinden türediği ve ikiyüzlülük anlamına geldiği iddiası doğru değildir. Politika terimi Yunanca’dan Türkçe’ye geçmiş olup, kökü şehir anlamına gelen “polis” kelimesidir, “poli” ve “tika” kelimeleri politika kavramının kökü değildir.
Polis (kent-site) kökünden türeyen Politika (politics) kelimesi ise, kökleri Eski Yunan düşünce geleneğine dayanmakta olup, kent (site) -devletinin yönetimi, devlet ile ilgili faaliyetleri anlatmak için kullanılır.
Mecazi anlamda politika; hedefe ulaşmak için kişinin karşısındaki kişinin zayıf yönlerinden faydalanması, onun duygularını okşaması ve benzeri yöntemler kullanması demektir.
SİYASET:
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış
Kelimenin kökü Arapça “siyasa”dan gelir ve yönetmek, eğitmek, yetiştirmek anlamına gelir. Kelime Bedevi toplumlarda at ve deve gibi hayvanların yetiştirilmesi ve terbiye edilmesi için kullanılmış olup, atları tımar eden kişiye de seyis denilmiştir. Şehir ve insanların yönetimi, onların müreffeh, iyi bir hayatı sürmelerini sağlama sanatı olarak siyasetin nasıl işlemesi gerektiğini anlatan eserlere de siyaset-nâme adı verilmiştir.
Osmanlı geleneğinde siyaset bir yandan erdemli bir toplum oluşturmak için idare etme (yönetme) sanatı ile ilgiliyken diğer yandan devlete karşı suç işleyen kamu görevlilerini (ölümle) cezalandırarak kamu düzenini sağlamayı ifade ediyordu. “Siyaseten katl” ya da “siyaset” sözünün anlamı da ölüm cezasına işaret eder. Kamu görevlilerinin tarihi romanlarda, kitaplarda ve filmlerde sık sık söyledikleri “demek ki hakkımızda siyaset var!” ifadesi bu cezalandırmayı anlatır