Şu anda toplumumuzda var olan şikâyetlere baktığımızda, iki şey ortaya çıkıyor; 1. İlim tahsili ile aklımızı büyütmek ve meselelere daha doğru yaklaşmaya gayret etmek bizim önceliğimiz değil. 2. Karşımızdaki insan bizim davranışımızla daha iyi ya da daha kötü olabilir. Ben daha iyi olmasına yardımcı olabilmek için nasıl davranabilirim? Sorusunu genelde sormuyoruz.

Her iyi şeyin başlangıcı, önce kendini görmek üzere edinilen bilgidir.

Öyle insanlar tanıdım ki, bir dolu şikâyetle hayatını sürdürürken, edindiği doğru bilgilerle aradığı şeyi değiştirmiş, şikâyet ettiklerinin asıl derdi olmadığını anlamış ve başka dertler edinmiştir. O dert ki bizim Yaradan’ımızla aramızı düzeltmemiz ve insanı kâmil olabilmemiz için bizi yollara düşürür. Sonucunda asla yorgunluk olmayan, her adımında huzur bahşeden bir dinginlikle soluklandığımız ve tek bir derdimiz kalıncaya kadar yüklerimizi azaltmanın yolculuğuna düşmektir bu dert. Hayatın anlamını kavradıkça, gerçek dert edinmemiz gereken şeyin, kendimizi aynada görmek olduğunu keşfederiz.

Peygamber efendimiz (s.a.v) Ebu Leheb ve Hz Ali (r.a)  ile yaşadığı bir diyalogdan sonra, “İnsan insanın aynasıdır. Kişi kendisi nasılsa karşısındaki insanı da öyle görür” buyurmuştur. Bu durumda asıl meselemiz; aynada gördüğümüzün kendimiz olduğu idrak etmek, aynaya kızmanın anlamsızlığını fark etmek ve aynaya teşekkür mertebesine yükselmiş olmak. Bu da, aklımızı büyütecek, ahlâkımızı güzelleştirecek ve kulluğun en büyük mertebe olduğu idrak ettirecek ilim talebesi olmamızı gerektirir hem de ömür boyu.

Din bizim sorgulamamızı, araştırmamızı, bu dünyaya geldiğimizden bu güne kadar edindiklerimizle terakki etmiş bir akıl ve ahlâk sahibi olmamızı istiyor. Bilgi bizi dönüştürür, yönümüzü ve arayışımızı değiştirir, baktığımız yere ve gördüklerimize yeni anlamlar katar.

Mevlâna Hz., “Kişinin değeri aradığı şeydir” buyurmuşlar. Rabbimiz ise şöyle buyuruyor.

“ …Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Zümer Suresi 9

“…Eğer bilmiyorsanız ilim ehline sorunuz” Nahl 43    

Peygamber efendimiz ise şöyle buyurmuştur.

“Beşikten Mezara kadar ilim tahsil ediniz” H. Şerif

“Her şeyin bir yolu var. Cennetin yolu ilimdir” H. Şerif

“İlim Çin’de bile olsa, gidiniz, alınız, tahsil ediniz” H. Şerif

“Kadın ve erkek her Müslümana ilim öğrenmek farzdır” H. Şerif

Şu anda sorun dediğimiz şeyler, ilimle büyütmediğimiz aklımızın egolarımız tarafından kuşatılmasının sancısıdır.

“Bunlar iman edenler ve Allah’ı (c.c) zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı (c.c) zikrederek huzura kavuşur. Rad. 28