İşte Prof. Dr. Mehmet Refik Korkusuz'un Mısır üzerinden yaptığı analizle ortaya koyduğu ifadeler:

Mursi döneminde, gerek Anadolu Ajansı yönetiminde olmam ve gerekse Uluslararası Hukukçular Birliği genel sekreteri olmam nedeniyle Mısır'a gittim. Arkadaşlarla beraber Mısır'da değişik kesimlerle görüştük. Bu nedenle, Mursi (ihvan ) hareketini de, gelişmeleri de yakından takip ettim. Öncelikle, Mursi, İhvan'ın çoğunluğunun birinci adayı değildi. Şatır'ın adaylığının kabul edilmemesi neticesinde, Mursi İhvan Hareketi'nin cumhurbaşkanı adayı oldu. Daha iktidarının altıncı ayında iken, Tahrir Meydanı'nda binlerce kişinin kamp kurarak Mursi'nin iktidardan indirilmesini istediklerine şahit oldum. Ayrıca göstericilere 10 Şubat 2013 tarihinde gece saat 02.00'da, Mısır ölçeğinde lüks deyebileceğimiz tabildot servisini de, arkadaşlarla birlikte, müşahede ettik.  

Aslında, Mursi' nin siyasi rakiplerinin çok dışında olmak üzere, Mursiye iktidarda kalmasına imkan vermeyen ve O' nu diktatör ve iktidardan indirilmesini sağlayan iki islami kanat var; 

1- Selefilerin Nur Partisi (herbirinin ortalama sakalı 25-30 santim)

2- İhvani musliminden ayrılıp, yeni parti kuran Ebulfutuh ve arkadaşları.

Bu iki kesim, Mursi iktidarına karşı, askeriyeyi desteklediler. Mursinin düşürülmesi ve "uluslararası islam düşmanı platformların temsilcisi" iddiasını ortaya attılar. Batı yanlısı güçler ile onların temsilcisi durumundaki Askeriye'ye hem çanak tuttular, hem de bunu imani bir sorun yaptılar. Sonuçta zaten % 50,25 ile iktidara gelmiş ( birinci turda ise % 25 aldı) Mursiyi devirdiler ve binlerce Müslümanın hapse girmesini sağladılar. Sonra da, destek verdikleri ve koalisyon yaptıkları güçler, onları da hapse attı. Mursi'yi batının oyuncağı ve Mısır'ı şeriattan uzaklaştırmak için getirilmiş proje olduğunu iddia eden kesimlerin, sonradan pişman olduklarını da müşahede ettim. Kendilerine, Abdulhamit Han'ın düşürülmesinde, M. Akif başta olmak üzere çok sayıda zamanın saygın kalem ve yöneticilerinin muhalefet ettiklerini ve sonradan da canını kurtarmak için Türkiye'den kaçtıklarını söylediğimde Ebulfutuh çok sert mukabelede bulundu. Aynı Ebulfutuh, en az 15 kişinin bulunduğu bir ortamda "bu hale gelmesini hiç ister miydik?" diyerek pişmanlığını dile getirdiğini hatırlıyorum. Uluslararası Hukukçular Birliği olarak ziyaretine gittiğimiz diğer arkadaşlar da hatırlıyor.

Peki ne oldu da, Mursi düşürüldü? Batı dünyası, seçim ile işbaşına gelmiş olan ve fakat batı dünyası ile işbirliği yapmayan iktidarları, halk iradesi adını verdikleri (kadife, kuruncu, gül v.b. ) isimlerle yıkma geleneğini sürdürdü. Biz bunu 28 Şubat sürecinde yaşamıştık. Bu dönemin çok acı çeken ve sorgusuz sualsiz üniversiteden atılan tüm Türkiye'de 5 kişiden biri olduğum için, elimden geldiği kadarı ile Mısırlılara anlatmaya çalıştıysak ta, zaten kararını vermiş Müslüman kardeşlerimiz, kendilerine sunulan Batı patentli hareketlere "Allah rızası için" katıldılar. 

2013 yılının Mayıs-Haziran aylarında; 

Mursi ekibini, Mısır'da halkoyuyla iktidara gelenleri Tahrir Meydanı'nda,

Tunus'da halkoyu ile iktidara gelmiş iktidarı, Tunus Meydanı'nda,

Türkiye'de halkoyu ile iktidara gelmiş iktidarı, Taksim Meydanı'nda,

2013 yılının Kasım ayında da; Ukrayna'da halkoyu ile iktidara gelmiş Yanukovych'in iktidarı, T..... (şu anda hatırlamadım) meydanında başlayan gösterilerle alaşağı ettiler.

Gösteriler,önceleri masum ve barışçıl iken, sonraları çok sert ve işgallere dayandı. Bu tip hareketlerin, her zaman olduğu gibi, kısa bir süre sonunda da, Batı dünyası olduğu açıklığa kavuştu. 

Ukrayna'da toplamda, yüzü bulmayan insan ölürken, Mısır'da yüzlerce ve binlerce müslümanın öldürülmesi süreci başlatıldı. O tarihte, Tunus'ta iktidarda bulunan Nahda Hareketi, hemen seçime giderek ve iktidarı barışçıl bir şekilde devrederek kurtardı. Türkiye'de ise, sert tedbirlerle, Taksim ve Gezi Parkı dağıtıldı. Batı dünyası, Türkiye yöneticilerini, zalim ve diktatörlük ile suçladılar. Ama çok daha yumuşak olan Mursi ve ekibi ise hem tecrübesiz, hem de güçsüzdü. Türkiye'nin olanca yardımına ve tenbihatına rağmen (sırf 500 adet çöp kamyonu ve çok ta maddi destek verilmişti), Mursi yönetimi, halkının arkasında olduğunu iddia ederek, karşı tedbire başvurma ve sonuçta da iktidardan düşürüldüler.

Mursi, hiç bir müslümana eziyet etmedi. Tam aksine, daha hukuki iktidarını fiili iktidarına tahvil etme imkanı bile sunulmadan, iktidardan edildi.  

Mursi, bu gün yaşasaydı, muhtemelen yine sözkonusu müslüman kardeşlerimiz, onun iktidarının düşürülmesini itikadi bir sorun olarak görür ve alaşağı edilmesi için "Allah rızası için direnme" iddiasıyla elinden geleni yaparlardı.

Şu anda ise, üzüntülerini dile getiriyorlar, geçmişte işbirliği yaptıkları zalimlere lanet okuyorlar. 

Bizim de şu anda yaptığımız farklı değil.