Şair ve yazar İbrahim Tenekeci yönetimindeki dergi, nisan ayında "Vefa Özel Sayısı", geçen ay da Akif Emre dosyası ile okuyucu karşısına çıkmıştı.

Soner Karakuş'un editörlüğünü üstlendiği dergi bu ay, 7 haziran 1987'de vefat eden, "İşaret Çocukları", "Yedi Güzel Adam", "Menziller" kitaplarının yazarı şair Cahit Zarifoğlu'na sayfalarında geniş yer ayırdı.

- "Zarifoğlu dosyası, ilk kez yayınlanan belgelere ev sahipliği yapıyor"

İbrahim Tenekeci sunuş yazısında, "Genç yaşta dünya hayatına veda eden büyük şair Cahit Zarifoğlu için, vefatının otuz üçüncü yılı münasebetiyle bir dosya hazırladık. Dosyamız, ilk kez yayınlanan ve edebiyat tarihine ışık tutacak belgelere ev sahipliği yapıyor. Beyaz haberlerimiz bitmeyecek. Cahit Zarifoğlu'nun elinden, kaleminden çıkmış ve yayınlanmamış metinleri önümüzdeki sayılarda da yayınlamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Cahit Zarifoğlu, şiirini ta baştan beri standart dilin dışına çıkarak, hatta o dili bozarak kurdu. Üstelik bu işi, standart dilin dışına çıkmayı, o dili bozmayı bilinçli olarak yaptığı da söylenemez. Kendisinin de belirttiği gibi “içinden öyle söylemek” geldiği için öyle söyler. Çünkü o, şiirine taşıdığı tabiat denli tabiîdir." tespitini okura sunan Arif Ay'ın "Şiir Savunma İstemez" başlıklı yazısıyla açılan dosyada, Mehmet Narlı, "Yedi Güzel Adam"la dilin ve şiirin doruğuna ulaşan şairin hayatını ele aldığı yazısında "Cahit Zarifoğlu'nun şiiri ayrı yerde, hayatı ayrı yerde olmamıştır. Kendi nerdeyse şiiri de ordadır." değerlendirmesini yapıyor.

Mustafa Özel, şairin "Okuyucularla" isimli kitabı üzerine yazdığı yazıda, insan yetiştirmeyi kendine gaye edinmiş kişi ve kurumların Cahit Zarifoğlu'nun okur mektuplarına verdiği cevaplardan öğreneceği çok şey olduğunu söylüyor.

Cahit Zarifoğlu'ndan Hüsrev Hatemi'ye yazılan bir mektubun yer aldığı dosyada ayrıca, Ali Ural'ın "Cahit Zarifoğlu Şiiri Nedir ?" makalesi, Mustafa Ruhi Şirin'in günlüğünden Zarifoğlu'nu andığı bölümler, aynı zamanda Şirin'in Zarifoğlu'na ithaf ettiği "Çocukların Anlamadığı" başlıklı şiir, Asım Gültekin'in Zarifoğlu şiirinin bilinmeyen kelimelerini incelediği yazı bulunuyor.

- "Babasından uzak büyümüş bir çocuk nasıl bu kadar güzel baba olmayı bilir?"

Usta şairin kızı Betül Zarifoğlu'nun "Babamla Tanışmamız" yazısı, oğlu gazeteci Ahmet Zarifoğlu'nun "Cahit Zarifoğlu'nun 'Yabancılık' Hikayesine Yabancı Bir Gözle Bakmak" başlıklı incelemesi ile gelini Elif Zarifoğlu'nun "Şaşkın Bakkal'da Üç Adam" isimli çalışması dergide okurların beğenisine sunuluyor.

Betül Zarifoğlu yazısında bir evlat, okur, yazar ve anne olarak babasına sormak istediği çok şey olduğunu belirterek, "Katıraslan en sevdiğim masal. Sormak isterdim yazarken nasıl bu kadar cesur olabilir insan? Dahası babalığı adına sormak isterdim ki babasından uzak büyümüş bir çocuk nasıl bu kadar güzel baba olmayı bilir?" ifadelerini kullanıyor.

Ahmet Zarifoğlu ise babasının "Yabancılık" hikayesinde hesaplaştığı en önemli şeylerden birinin sanat olduğunu söylüyor yazısında ve şunları kaydediyor:

"Cahit Zarifoğlu'nun bu hikayesinde hesaplaştığı ve/ya yabancılaştığı en önemli şeylerden biri de sanattır. Sanata hem çok değer verir, yüceltir hem de neredeyse yerden yere vurur. Saf bir sanatçı gayretiyle 'san'atı' baş üstünde tutar, sonra haddinden fazla önemseme hayretiyle karşı karşıya gelir ve önemsediği 'san'atı' İlahi nazarda şikayete yeltenir; bir takım manevi değerler söz konusu olduğunda çok basit ve somut kalan “'san'atı' yerer."

-"Benliği çok güçlü bir şair vardı karşımda"

Ahmet Edip Başaran "Zarifoğlu'nun Rilke'si", Said Yavuz "İslami ve Güzel Olanın Peşinde", İbrahim Tenekeci "Böyle Bir Çiçek Vardı" ve Tuba Kaplan "Yaşamak'ın Bizi Götürdüğü Cahit Zarifoğlu" başlıklı yazılarıyla dosyaya katkı sunan isimler arasında yer alıyor.

Mustafa Akar, "Şiirin Dünyayı Değiştirebilme Gücünü Zarifoğlu'nda Gördüm" başlıklı yazısında, şiir sanatını öğrenirken Zarifoğlu'nun yazdıklarından kazandıklarını şu sözlerle anlatıyor:

"Şiir sanatını yeni yeni öğrenen bir genç olarak neyime yarayacaktı Zarifoğlu'nun yazım tarzı. Kelimelerle insanın kafasında küçük küçük oyuklar açıyordu. Açılan çatlaklardan giren kelimeler hayat hakkında, ölüm hakkında, aşk ve avarelik hakkında bana bazı deneyimler kazandırırken, edebiyatın ve şiirin dünyayı değiştirebilecek güçte olduğunu da hissettiriyordu azar azar. Başka hiçbir şairde rastlamadığım kadar güçlü kılıyordu beni. Bir benlik oluşturuyordu içimde bu şiir. Çünkü 'Ben'liği çok güçlü bir şair vardı karşımda."

- Cahit Zarifoğlu'nun eserlerinde yer almayan "İşkence" şiiri gün yüzüne çıkıyor

Dosyanın "Cahit Zarifoğlu'nun Dörtyaprak Edebiyat Dergisi, Eskiz Defteri ve Kuracağı Be Yayınevi Belgeleri" bölümünde Zarifoğlu'nun ilk kez gün yüzüne çıkan eskiz defterinden çizimler bulunuyor. Yine aynı bölümde şairin vefatından 35 gün önce yayınladığı ancak eserlerinde yer almayan "İşkence" şiiri tekrar gün yüzüne çıkıyor.

Mustafa Ruhi Şirin, Zarifoğlu'nun ruh dünyasını, niyetlerini, son dönem eserlerinin arka planını gösteren ve saklayıp bugüne ulaştırdığı notlar ve çizimlerin hikayesini şu sözlerle anlatıyor:

"Zarifoğlu'nun son İstanbul döneminde şiiri hakkındaki 'zor ve anlaşılmaz şiir' eleştirileri karşısında savunma yapmak amacıyla Dörtyaprak adlı bir edebiyat dergisi yayımlama hazırlığı içinde olduğunun belgesi ilk kez yayınlanıyor. Dörtyaprak dergisinin kendisi tarafından yapılmış tasarımı ve Eskiz Defteri vefatından bir süre sonra İstanbul Radyosu binasının üçüncü katında bulunan Denetim ve Redaksiyon Müdürlüğü'nün 320 nolu 'Denetçi' odasındaki masasının üst çekmecesinde yer alıyordu."

Şirin yazısında, bu derginin başat işlevinin Zarifoğlu'nun şiirini açıklayacağı bir işleve yönelik olabileceğine işaret ederek, "Dörtyaprak Edebiyat Dergisi, şair Cahit Zarifoğlu’nun son döneminde kendine özgü ve bağımsız bir yol haritasının ipuçlarını barındırması bakımından önemlidir." ifadelerine yer veriyor.

Aralarında Hüseyin Atlansoy, Ali K. Metin, Mustafa Muharrem, Zeynep Kot Tan, Süleyman Unutmaz, Levent Dalar, Nurullah Genç, Dilara Ayşe Akdeniz, Nurettin Durman, Mehmet Aycı, Emel Özkan, Mehmet Tepe, Abdullah Kibritçi'nin de bulunduğu birçok ismin şiirleriyle okurların karşısına çıktığı derginin öykü sayfalarında Doğukan İşler'in "Yağmurlu Öykü", Yunus Emre Özsaray'ın "Son Cuma" ve Mustafa Nezihi Pesen'in "Bir Gün Çıkar Gelir, Olur ya!" isimli öyküsü ile Ali Emre'nin yakında yayımlanacak "Baybars / Şark'ın Kalkanı" romanından bir bölüm de Muhit'in altıncı sayısında okuyucuyla buluşuyor.