Prof. Dr. Metin Hülagü, Sultan Vahdettin’in İngilizlerin himayesinde İstanbul’dan ayrılması ve 1908 yılından beri Osmanlı'nın siyasi ve idari tarihinde süre gelen hadiseler, Vahdettin ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki ilişki ve Vahdettin üzerinde baskı kurmaya çalışan topluluğun rolü gibi konuları masaya yatırdı.

"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü ANADOLU'YA KİM GÖNDERDİ?" TARTIŞMASI

Hülagü, uzun zamandır tartışma konusu haline gelen "Mustafa Kemal'i Anadolu'ya kim gönderdi?" sorusunun cevabını da yanıtladı. "Mustafa Kemal'i Anadolu'ya gönderen Vahdettin'dir. Bu günlerde de çok konuşulan bir durum var ki o da 'Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Anadolu'ya hükümet gönderdi' Hükümet kim? Bugüne uyarladığımızda sayın Cumhurbaşkanı'nın haberi olmuyor ama hükümet birilerini bir yerlere gönderiyor. Böyle bir mantık ve ifade tarzını garipsiyorum. Tabii ki kararı bakanlık alacak, nazırlar alacak, hükümet alacak ve sonunda da padişah onaylayacak. 'Bir türlü Mustafa Kemal'i Vahdettin gönderdi' diyemiyoruz. Desek ne olur bilmiyorum ama bunu kabullenmememiz lazım. Eskiden Samsun'a gittikleri gemi için kırık dökük bir gemiden bahsediliyordu sonradan anlaşıldı ki gayet mükemmel bir gemiymiş, pusulası da sağlammış, cebine para da konulmuş, altına araba da verildi. Dolayısıyla Milli Mücadele'nin başlaması Vahdettin'in bilgisi dahilinde, onun müdahelesi olay bir mücadeleydi." dedi.

"MUSTAFA KEMAL İLE VAHDEDDİN ARASINDA İPLER KOPTU"

Mustafa Kemal Atatürk ile Sultan Vahdettin arasındaki ilişkiyi anlatan Hülagü, "1920'den sonra Anadolu'ya geçtikten sonra Mustafa Kemal ile Vahdettin arasında ipler koptu. Mustafa Kemal daha yenilikçi, batıcı, meşruti tarafta parlemento, meclis ve seçimi savunarak batı tarzda bir yönetim istiyordu. Çünkü biz Fransız Devrimi'nin etkisinde kalmış, ihtilalden ciddi derecede etkilenmiştik. Mustafa Kemal Atatürk, Fransız yazarları okumuş ve bu fikirlerle beslenerek daha modern ve çağdaş bir nesilden geliyordu. Sultan Vahdeddin ise gelenekçiydi. İslami örf, adet ve kültürüyle büyümüştü. Osmanlı geleneği vardı. Dolayısıyla devletin daha muhafazakar bir çizgide yönetilmesi gerektiğine inanıyordu. Biri yenilikçi biri muhafazakar kişinin devletin nasıl yönetilmesi gerektiği noktasındaki arasındaki ihtilaftan dolayı bir sürtüşme vardı. dedi.

VAHDETTİN ÜZERİNDE BASKI KURAN TOPLULUĞUN ROLÜ

1922 yılında Sultan Vahdettin ile ittihaçılar arasında ciddi bir sürtüşme yaşanıyordu. İttihatçılar Vahdettin'in gitmesi için propagandalar yapıyordu. Basının Vahdettin'in üzerinde ciddi bir tahrik uyguladıklarını belirten Hülagü, "Seni asacağız, keseceğiz... Seni Ali Kemal'in akıbetine çevireceğiz diyip kaçması için baskı uyguluyolardı. Vahdettin'in hiçbir iyi fiili basında yer almıyordu. Anadolu'da kazanılan zaferler için okuttuğu mevlüdden hiç bahsedilmedi. Çünkü hain ilan ettiler ve gitmesini istiyorlar. Saf dışı etmek için lehinde yazılan hiçbir şey yok aleyhinde yazılan birçok şey oldu." dedi.

SuperHaber