İnsanlığı, karanlıklardan aydınlığa, zulümlerden adalete, batıllardan Hakkın değişmez İlkelerine kavuşturmak için bizzat Allah (c.c) tarafından gönderilen Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’e kavuştuğumuz Bin aydan hayırlı paha biçilmez bir geceyi bu akşam İhya edeceğiz!

Ama hangi yüzle! 

Kur’an-ı Kerim Emir ve Yasaklarını ve Hayat Yasalarını; Kışladan, Mektepten, Mahkemeden, Aileden, Ticaretten velhasıl tüm Hayatımızdan çıkardığımız pürmelal halimizle mi? Mazlum Coğrafyanın açlık, sefalet, işgal, terör belalarıyla Can ve Namusların tarumar edildiği ve çığlıkların Gökyüzünü bile ağlatmaya devam ettiği bir atmosferde mi?

Kadir; paha biçilmez eşi benzeri olmayan Ölçü demektir! Mikdar demektir! İlke demektir!

“Kadir Gecesi” Ölçü gecesi, İlke gecesi manasına gelir! 

Ana Yasamız Kur’an-ı Kerim’i Mezarların ölü kitabı değil, Hayatımızın ölçüsü Kitabı yapmamız için Allah bu Kitabı Bize emanet ettiği Kadir gecesinin adını bizzat kendisi vermiştir.

O Mezarlıktaki ölülere okunmak için değil, ölmüş kalplerimizi diriltmek için gelmiş bir Şifa ve rahmettir! O Hayatımızın Hukukudur!

Okunması, dinlenmesi, ezberlenmesi, helal ve haramları ve tüm ilkeleri şifa ve rahmet olan tek Kitap! Çünkü O sadece Allah’ın sözü ve İlkesidir! Hiç yaratan Allah, Kullarını Yönetmeyi bilmez mi? 

Allah (c.c) İnsanı Yarattı ve Yaşama ve Yönetme İlkesini de İslam Nizamı nimetiyle belirledi.

Ama asrımızda Müminler; Allah’ın Ölçü ve İlkesi İslam Düzeni nimetini bırakıp, Ata’nın ilkesi diye yutturulan şeytanın Kapitalizm, Komünizm, Kamalizm, Laisizm, Faşizm vs. hilelerinin kul ve köleleri oldular!

Hayatımızın hangi ilkesi ve ölçüsü Kur’an-ı Kerim’in ilkesine ve ölçüsüne uyuyor? 

Eğitim Hukuku mu? Ana Baba Hukuku mu? Nikâh Hukuku mu? Aile Hukuku mu? Nesil Hukuku mu? Tesettür Hukuku mu? Kardeşlik Hukuku mu? Komşuluk Hukuku mu? Miras Hukuku mu? Ceza Hukuku mu? Ticaret Hukuku mu? Hayâ, Edeb ve Ahlak Hukuku mu? 

“Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım, Önderim, Peygamberim, Sana uymayan ölçü Hayat olsa teperim” denilen ruh ve aşk nerede?

Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin Din ve Devletin muhafazası için 23 yılda yaptığı savaşların tamamında öldürülen düşman sayısı kadar sadece bir Hava alanında masum İnsanları öldüren ve öldürten Siyonist ve Emperyalist Canavarlara ve maşaları Terör Örgütlerine aldananlar ne zaman uyanacaklar? Bilhassa bu katliamları Din adına yapan zalim zavallı mahlûklar ne zaman uyanacaklar? Ve ne zaman tövbe edecekler? 

Evet! Geçen iki hafta evvelki yazımızda  “Zalim Kâfirlerin her türlü zulüm ve şerlerinden kurtulmak istiyorsak, nefsine, nesline, ehline ve ülkesine zulmeden zalim Müminlerden olmamamız gerekiyor!” hakikatini bunun için haykırmıştık!

Tam bir asırdır, İslamsız bir Hayatla kendi nefislerimize, nesillerimize zulmettiğimizi idrak edip, Yakub’u Yusuf’una ne zaman kavuşturacağız!

Nefislerimizde, nesillerimizde ve Devletimizde Kur’an-ı Kerim ve Sünneti Seniyye ışığında İslami İlke ve ölçülerine kavuştuğumuz gün! Ve Eşsiz Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin örnek Hayatına ve güzel Ahlakına kavuştuğumuz gün!

Bu dua ve dileklerimizle, Allah (c.c), Kadir Gecemiz, Ramazan Fıtır Bayramımız ve Cuma Bayramımızı mübarek kılsın.

Selam, sevgi ve duayla