Firavun, sadece, tarihin akışı içinde Mısır'da bir dönem yaşamış ve ölmüş bir kralın adı ya da kralların makamı değildir!


Hepimizi tahakkümü altına almakla tehdit oluşturan ve sonucu zillet olan "manevi bir hastalığın" adıdır!

Bu hastalığın diğer adı;


"KİBİR!"

Kendini herkesten üstün görmek..

"Enaniyet!"

Egosu, karakterinden fazla olmak..

. . .

Kibir; bir insanın servet, makam, ilim, ibadet, soy, güzellik ve kuvvet gibi her hangi bir meziyetinden dolayı, kendini başkasından üstün görme hastalığıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan bir kimse, cennete giremeyecektir.”

İnsanı şeref ve fazilet sahibi yapacak ve onu maddi ve manevi bakımdan yükseltecek olan en büyük meziyet ve en güzel haslet, “tavazu”dur. Kibir ve gurur ise, insanı alçaltır, zelil ve perişan eder.   

Akıllı insan, kendisinde bulunan maddi ve manevi nimetlerin Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve keremi olduğunu bilmeli, bir anda yazı kışa, kışı yaza çeviren Allah’ın, bu  nimetleri elinden her an alabileceğini unutmamalıdır ki, gurur ve kibre düşmesin.

İnsan bütün bu nimetleri Allah’ın ikramı olarak görür ve şükür ile mukabele ederse bu hastalığa düşmez!

. . .

Şimdilerde yukarıdan aşağıya toplumsal olarak, anlamsız bir "kibir sendromu"nun girdabında, manevi bir intihara sürükleniyoruz!

O nasıl bir "ego zehirlenmesi" öyle!..

Çirkin, acınası, tiksindirici ve zavallıca..

Bu garabet, "kindarlık sendromu"nu da doğurarak, bizi fert fert ve toplumsal bağlamda daha büyük felaketlere doğru hızla savuruyor!

Üzerimize asit yağmurları gibi yağan bu kirlerden ihlaslı bir tevazu ile acziyetimizin farkına vararak arınamazsak, bizi modern firavunlar olarak bekleyen ateşin azabı dokunduğunda çok geç olmuş olacak!..

. . .
 

Unutulmamalıdır ki;


KİBİR ABİDELERİNİN TAMAMININ SONU, MUHAKKAK ZİLLETLE VE HÜSRANLA BİTMİŞTİR!

. . .

"Kibirli davranarak insanlardan yüzünü dönme, çalımlı çalımlı yürüme! Çünkü Allah kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.” [Lokman, 18]

“Cehennem, kibirliler için ne çirkin, ne kötü bir yerdir.” [Nahl, 29]

“Hem, kibirli kibirli yürüme! Zira ne yeri yarabilirsin ne de boyca dağlara erişebilirsin!...” [İsra, 37]