Haaretz, Olmert'in, görevinden ayrılıncaya kadarki süre içerisinde bir anlaşmaya varmanın zamanının geldiği düşüncesinde olduğunu ve şimdi Filistinlilerden sunduğu planla ilgili karar beklediğini bildirdi.

Olmert'in planının en önemli özelliğini, İsrail'in Batı Şeria'dan çekilmesini öngören kalıcı sınırlarla ilgili öneriler kısmı oluşturuyor.

İsrail'in Batı Şeria'da muhafaza edeceği topraklara karşılık, Filistinlilere, Gazze Şeridi'ne yakın bölgede, Necef'te alternatif bir toprak parçası da sunuluyor. Böylece, Filistinlilerin, Gazze Şeridi ile Batı Şeria arasında, herhangi bir güvenlik kontrolüne gerek olmaksızın geçiş yapabilecekleri de belirtiliyor.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, Filistinlilere önerilen sınırlarla ilgili bir harita taslağı verildiğini ifade etti.

Olmert'in önerisine göre, İsrail Batı Şeria'nın yüzde 7'sini elinde tutacak. Filistinliler ise bu öneriyle yüzde 5,5 oranında Batı Şeria toprağına daha sahip olacaklar.

İsrail, Gazze ile Batı Şeria arasındaki geçişleri, öngörülen bu yeni durum için ödenecek bir tazminat olarak değerlendiriyor: Resmen İsrail'in elinde kalmakla birlikte, bu geçiş koridoru, müstakbel Filistin Devleti'nin iki yarısını birleştirecek. Filistinlilerin böyle bir irtibata Gazze'nin Mısır yönetiminde bulunduğu, Batı Şeria'nın da Ürdün'ün bir parçası olduğu 1967 öncesinde sahip olmadıkları vurgulanıyor.

Olmert ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ın geçen günlerde 1949 ateşkes hatlarından görece uzak iki yerleşim olan Efrat ve Ariel'de yeni inşaat yapılmasına onay verdiklerinden hareketle Olmert'in bu yerleşimleri de İsrail'in ilhak ettiği araziye eklemek istemesinin beklenebileceği bildirildi.

Olmert'in önerisine göre, sınırın nereden geçeceğine karar verildiğinde, artık İsrail ilhak edilecek yerleşim bloklarında serbestçe yeni inşaat yapabilecek.

Yeni sınırın dışında kalan yerleşimlerse iki aşamada boşaltılacak. İlk olarak, ilke anlaşmasının imzalanmasının ardından hükümet kendiliklerinden İsrail içine ya da yeni ilhak edilecek yerleşimlere göçen İsraillilere tazminat verilmesi için yasal süreci başlatacak.

Geçen birkaç ay içinde Olmert, büyük çoğunluğu Kudüs yakınlarında olmak üzere bu yerleşim bloklarında binlerce yeni konut yapılmasını onayladı. Bu konutların bazıları, gönüllü göçmenlere ayrılmış durumda.

İkinci aşamada, Filistinlilerin bir dizi iç reformu gerçekleştirmeleri ve anlaşmayı tümüyle uygulayabilecek duruma gelmelerinin ardından İsrail yeni sınırın doğusunda kalan tüm yerleşimcileri geri çekecek.

Olmert, bu önerisini İsrail kamuoyuna, yükümlülüklerle ilgili program doğrultusunda sunmaya çalışacak; Abbas'ın da tüm yerleşimcilerin sınırlardan çekileceği sözü ile birlikte, İsrail'den topraklarının yüzde 98'ini almaya muvaffak olduğunu anlatabileceği ifade ediliyor.

Her şey Gazze şartına bağlı

Ancak anlaşma önerisinde en göze çarpan unsurlardan birini, İsrail'in yerleşim bloklarını hemen almasına karşın, Filistinlilere takas anlaşmasıyla bırakılması öngörülen toprağın ve 'geçiş koridoru'nun, ancak ve ancak Gazze Şeridi'nin kontrolünün Filistin Yönetimi'nce devralınması şartına bağlı olması.

Ancak bu şekilde Olmert'in İsrail'in Batı Şeria'da yüzde 7 oranındaki bir toprağı aldığını ve sınırlarla ilgili anlaşmayı izah edebileceği de vurgulanıyor.

İsrail, söz konusu öneriyle birlikte Filistin tarafına ayrıntılı güvenlik düzenlemeleri de sunuyor. Bu güvenlikle ilgili taslak
anlaşmasının, halihazırda İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İdo Nehoştan başkanlığında bir ekip tarafından hazırlandığı belirtiliyor.
 
Nehoştan, daha önce ordunun Plan ve Prensipler Başkanlığı'nı yürütüyordu. Hazırlanan taslak güvenlik planının, görüşmelerde İsrail'in pozisyonuna destek almak amacıyla Amerikan tarafına da aktarıldığı ifade ediliyor.

Öneri, Filistin devletinin askeri bir ordusunun bulunmamasını da içeriyor. İsrailli yetkili, 'Filistinlilerin, güvenlik güçlerinin dış tehditlere karşı koyabilecek kapasiteye sahip olmasını istediklerini' kaydetti.

Filistinli mültecilerin durumu çerçevesinde ise önerilen anlaşma taslağında 'Filistinlilere geri dönüş hakkı' tanınmıyor. Filistinli mültecilerin ancak Filistin devletine dönüş yapabilecekleri, ancak aile birleşmeleri doğrultusunda bazılarının İsrail'e gelişlerine onay verilebileceği kaydediliyor.

Taslakta, mülteci sorununun çözümü için ayrıntılı ve karmaşık bir formülün yer aldığı da ifade edildi.

Haaretz'in haberinde, Olmert ve Abbas'ın, Kudüs üzerindeki görüşmelerin ertelenmesinde mutabık oldukları, Olmert'in Filistinliler ile bir anlaşmaya varılmasını çok önemli gördüğü vurgulandı.
 
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da görüşmelerde ilerleme sağlanması amacıyla önümüzdeki hafta tekrar bölgede olacak.

FİLİSTİN NE DEDİ?

 Filistin Yönetimi, İsrail Başbakanı Ehud Olmert tarafından, iki taraf arasında bir anlaşmaya varmak üzere Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a sunulduğu bildirilen 'toprak takası, Filistinli mülteciler ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin' öneriler paketini 'kabul edilemez' bulduklarını ve bu önerilerin 'İsrail'in ciddi olmadığını gösterdiğini' bildirdi.

Filistin Devlet Başkanlığı sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna, İsrail'in önerisinin Filistin, Arap ülkeleri ve uluslararası toplumun beklentileri karşısında 'kabul edilemez' olduğunu ifade etti ve 'Filistin tarafı, bir coğrafya olarak birbirine bir bütün içinde bağlı, başkenti Kudüs olan bir devlet kurmak istemektedir' dedi.

Ebu Rudeyna, bu topraklar (Batı Şeria) içinde yerleşim bölgelerinin olmayacağını vurgularken, 4 Haziran 1967 sınırları ile bir devlet kurulmasını hedeflediklerinin altını çizdi.

'Bu öneriler, İsrail'in ciddi olmadığını ve yan yana iki devlet kurulması fikrinden uzak olduğunu gösteriyor' diyen Ebu Rudeyna, 'İsrail doğru bir barış yapmak istiyorsa ABD'nin ortaya koyduğu Yol Haritası ışığında, uluslararası kararlara da saygı göstermelidir' diye konuştu.

Ebu Rudeyna, Annapolis'te tarafların, yerleşim faaliyetlerinin dondurulması, 1967 sınırları üzerinde bir devlet kurulması ve toprak takası üzerinde mutabık kaldıklarını hatırlattı.

Filistin Yönetimi Başkanlık sözcüsü, İsrail'in söz konusu önerileri, sadece zaman kazanmak için sunduğu görüşünü de dile getirdi.