Peçenekler kimdir? Peçenekler  nerede yaşamıştır? Peçenekler bir Türk boyu mudur?

Peçenekler Türk boylarından. Oğuzların Üç-ok koluna mensupturlar. İslâm kaynaklarında “Beçene, Beçenek, Biçene”; Anadolu ağzında “Peçeneke, Beçenek” olan boyun adı, “iyi çalışır, gayret gösterir” mânâsındadır. Peçeneklere Bizanslılar “Patzinak”, Lâtinler “Bissenus”, Ruslar “Peçennyeg”, Macarlar “Beşennyö”, Ermenilerin “Badzinag” dedikleri, kaynaklarda yazılıdır. Asıl yurtları, Orta Asya’da, Seyhun (Siriderya) ile İdil (Volga) nehirleri arasındadır.

Peçenekler veya Beçenekler, Göktürk Devleti'nin sona ermesinden sonra ana yurtları olan Batı Sibirya'dan, Ural Dağları ve Yenisey Nehri arası bölgeden, köklü şekilde yerleşip kendilerine yurt ettikleri Koban Bölgesine göç edip yerleşmişlerdir. Koban Bölgesini kendilerine merkez edip oradan Kafkaslara, (Hazar ve Karadeniz arasındaki bölgeye) ve Doğu Avrupa Bölgelerine akınlar ve etkileri olmuştur.

Peçenekler, Orta Asya'dan Avrupa'ya göç ederek tarihte etkin olmuş; ama devlet kuramamış Türk halklarından birisidir. Daha sonra çoğunluğunun Hıristiyanlığı kabul ettiği ve Avrupa halkları arasında eriyerek yok oldukları ileri sürülür.

Divânu Lügati't-Türk'te Peçenekler, Oğuz - Üçok Boylarından oldukları ifade edilir. Bizans devrinde Anadolu'ya göç etmelerinden dolayı  "Rum yakınında oturan Türklerden bir bölük" şeklinde tasvir edilerek Peçeneklerin Bizans ile yakınlığı dile getirilmiştir.

1071 yılındaki Malazgirt Meydan Muharebesinde Büyük Selçuklu Devletine karşı Bizansın tarafında yer almışlardır. Sonradan Büyük Selçuklu tarafına geçen Peçenekler, Büyük Selçukluların bu savaşı kazanmalarında önemli rol oynamışlardır.

Peçenekler'in tarihi:

"Peçenekler", Göktürk Döneminde Oğuzların 19. Boyu olarak Türk Birliğine bağlı olarak yaşamaktaydılar. Ana yurtları olan Issık – Balkaş Gölü civarında kalabalık boylar halinde yaşayan Peçenekler, Göktürk Devletinin yıkılmasıyla Türkeşler’e tabi oldular. Türkeşler Devleti, Çin’in politikalarıyla zayıflayıp yıkılınca ortaya İç Asya’da yeni bir Türk Devleti olarak Karluklar ortaya çıkmıştı. Türkeşlere bağlılıkları gereği Karluk devletiyle iyi ilişkiler içerisine giremeyen Peçenekler, Karlukların kendilerini tabi etme çabaları ile mücadelelere girişince güçlü Karluk Devletine karşı koyamayıp Karluklara tabi olmak yerine batıya doğru göç etmeyi tercih ettiler (780).

Konar-Göçer yaşam tarzları sebebiyle yerleşik olarak belli bir coğrafyaya konuşlanmayan Peçeneklerin bu göç dalgası yaklaşık 50 yıl içerisinde onları Hazar Denizine kadar sürükledi. 

830’lu yıllarda Hazar Devletine komşu olan Peçenekler, bağımsız olarak yaşayarak herhangi bir devletin tabiiyetini de tanımıyorlardı. Hazar bölgesi, Peçenekler için politik açıdan İç Asya’ya göre daha yaşanılabilir bir coğrafyaydı. Zira bu bölgede varlıklarını sürdüren Hazar ve Oğuz Türkleri kendilerine karşı ilhak politikası yürütmüyorlardı. Ancak Hazar bölgesi Asya bozkırlarındaki gibi hayvancılık ve oba hayatı içinde yeteri kadar elverişli değildi. Bu sebeple Hazar Devletinin ticaret yolları üzerinde yağmacılık yapmaya yöneldiler.

Hazar Devleti, Peçeneklerden bu nedenle rahatsız oldu .Peçeneklerle mücadele etmesi için Peçenekler gibi konar-göçer yaşayan başka bir Türk Kavmi olan Oğuzlarla anlaştılar

Oldukça kalabalık bir boy olan Peçenekler, Oğuzların bu baskıları neticesinde mağlup olmadılar ancak yoğun Oğuz saldırılarına karşı üstün gelemeyince daha uzak coğrafyalara ulaşmak için Hazar Denizinin kuzeyine doğru göç hareketine giriştiler 

Peçenekler'in konar göçer hayatı bununla sonlanmadı.Hazarlarla mücadele etmeleri ve yine göçmek zorunda kaldılar.Daha sonra dönem dönem Macarlar,Slavlarla mücadele eden Peçenekler ,1071 Malazgirt savaşı sonrası Selçuklarla ittifak yapmışlar Romen Diyojen'in yenilmesine yardımcı olmuşlardır.

Ancak Roma, bu iki büyük Türk gücüne karşı başka bir Türk Kavmi olan Kuman-Kıpçak devleti ile işbirliği içerisine girdi. Kuman-Kıpçak başbuğu Tugorhan ve orta kağan Bönek liderliğindeki Kuzey Türkleri Peçenekler üzerine 40 Bin süvariyle saldırarak ağır bir yenilgiye uğrattılar (29 Nisan 1091). 

Peçenekler bu yenilgiden sonra Selçuklular ile irtibata geçemeyince iki düşman olan Roma İmparatorluğu ve Kuman-Kıpçak devletleri arasında kaldılar. Bu yenilgi sonrası Peçenekler tarih sahnesinden silinmiştir.

İnsanlığın geçmişinde Peçenekler'in üç yüz yıllık bir işlev ve etkinlik süreleri vardır.

1.Yedinci yüzyıl ortalarından, Peçeneklerin, İdil Irmağı'nı geçişleri olan 889'a kadar geçen dönem.

2.Kıpçak bozkırlarında kaldıkları dönem (890-1040)

3.Bizans'la yakın ilişki ve Macaristan'a göç dönemi.

Peçenek Kültürü:

Peçenekler 300 yılık tarihleri boyunca yerleşik hayat düzenine geçemediler ve merkezi bir devlet kuramadılar. Oba, oymak, boy, urug şeklinde teşkilatlanmışlardı. Her uruğun bağımsız olarak hareket edebilen bir başbuğu vardı.Peçenekler devamlı olarak savaşla uğraştıklarından at ve silaha çok değer verirlerdi. Silahları ok, yay ve kılıçtı. Peçenekler genellikle Şaman dinindeydiler. ölümden sonra da ruhun yaşadığına inandıkları için mezarlarına yiyecek ve ölünün hayattayken kullandığı eşya ve silahlarını da gömerlerdi. Mezarlar kalın bir toprakla örtülür ve bunun üzerine balbal dikilirdi.

Peçenekler'in kökeni ve dili:

Yine Peçenek mezarlarında bulunan kafa tasları ile iskeletlerin incelenmesinden onların Moğol yüzlü olmadığı ortaya çıkmıştır. Peçenekler’in Göktürk yazısına benzer bir yazıları olduğu kabul edilir. Macaristan’daki kazılar sonucunda elde edilen Sen Nagi Mikloş hazinesindeki altın sürahi, tas ve kâse üzerindeki şekillerin Peçenek yazısı olduğu anlaşılmıştır. Hazarlar’a ait olan Sarkal’da bulunan çanak ve çömlek parçalarının üzerindeki bazı yazıların da Göktürk yazısına benzediği ve Peçenekler’e ait olduğu ileri sürülmüştür.

Peçenekler’in “çor”, “boyla” ve “yula” unvanlarını kullandıkları bilinmektedir. Konuştukları Türkçe, Kâşgarlı Mahmud’a göre kelimelerin sonu kesilmiş ve kısaltılmış bir özellik arzeder.