Usta yazar Abdurrahman Dilipak, sosyal medyada en çok hakarete maruz kalan isimler arasında yer alıyor. Aleni bir şekilde yapılan bazı hakaretlerin soruşturulmadan suç unsuru kapsamı dışına alınması tepki çekti.

'PEZEVENK' HAKARET DEĞİL Mİ?

Dilipak hakkında 'İlk.. K.' isimli bir FaceBook kullanıcısının "Pezevenk.. Demek ki o tutuyormuş. Pezevenk” şeklindeki paylaşım nedeniyle Dilipak’ın avukatı Faruk Keleştimur suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık “kaba hitap tarzı ve eleştiri niteliğindeki sözlerin, katılanın şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması, kaba hitap ve ağır eleştiri mahiyetinde bulunduğu, bu nedenle hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, Açıklanan nedenlerle; kamu adına; KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA” karar verdi.

TDK'YA GÖRE 'PEZEVENK'İN ANLAMI

Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Pezevenk” kelimesinin “Ermenice”den geldiği ve “kaba konuşmada Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse, dümbük, godoş, muhabbet tellalı, kavat, astik, dasnik.”, “Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden anlamında kullanılan sövgü sözü” şeklinde tanımlanıyor.

KELEŞTİMUR: KARAR KARŞISINDA ŞAŞKINIZ!

Dilipak’ın avukatı Keleştimur, “Karar karşısında şaşırdık. Tabi karara itiraz edeceğiz. Yargı’da garip şeyler oluyor. Özellikle cinsiyet ve cinsellik konusunda ne yapacağımızı şaşırdık. Mesela LGBTQİ+’ın İngilizce karşılığı uluslararası sözleşmelere göre cinsel yönelik, tercih ve deneyim alanına giren, kendini bu şekilde tanımlayanlar için onur duyulacak bir davranış. Bu anlamda korunması , saygı duyulması gereken bir hadise iken, Dinen Lanetlenen, 10 emirden biri ile ilgili bir konu. Dindar bir insana böyle bir sıfat yakıştırılması açıkça hakaret ve iftira anlamı taşımaktadır. Yine Fuhuş, Fuhşiyat’la ilgili bir konu olduğu için Anayasada gençlerin korunması gereken bir husus. Öte yandan Lanzarotte’ye göre 14 yaşındaki bir çocuk, cinsel yönelim, eğilim ve deneyimi ile bunlardan birini tercih edebilir” dedi.

“PEZEVENK” SUÇ DEĞİLSE, “DÜMBÜK”, “GODOŞ” DA SUÇ DEĞİL

Av. Keleştimur, ''Tamam “Pezevenk” kelimesi Azericede “yol arkadaşı / Yoldaş, mesai arkadaşı” anlamına gelebilir. Ama burada söyleyen kişiye, söylenen kişiye, söyleme şekli ve maksadına bakmak gerek. Söyleyen kişi Azerbaycan Türk’ü değil. Söylenen kişi de öyle. Savcı bey de Azerbaycan Türk’ü değil. Söyleyen kişinin maksadı ve uslubu belli. Tarafların tamamının ana dili Türkiye Türkçesi. Hakaret kastı var. Pezevenk suç değilse “Dümbük, Godoş, Kadın pazarlayıcısı, Beyaz kadın tüccari, Genelev pazarlamacısı” demek de suç olmasa gerek” dedi.

DİLİPAK:”FAHİŞE” DEDİM DİYE KIYAMET KOPARIYORLARDI

Dilipak konuyla ilgili olarak “81 ilde hakkımda kadınlara fahişe dedim diye dava açtılar. Kasım ayında hem Ceza, hem Hukuk davası var, biri İstanbul’da biri Ankara’da. Ben, Bazı Holdinglerin, LGBT+’a pozitif ayırımcılık uygulama kararına karşı, “Bu fahişe ve türevlerine karşı, bunlar bunu yaparken, bizim yeşil sermaye ne yapıyor” diye, MÜSİAD çevresindeki bazı iş adamlarının sessizliğini eleştirirken, AK Partili kadınları örgütleyen birileri, size Fahişe diyor diye, 81 ilde basın açıklamaları ile, tek tip suç duyuruları ile savcılıklara başvurdular. Malum Media ve troller hakkımda günler süren yayınlar yaptılar. Beni söylemediğim bir sözden yargılarlarken, bana açıkça hakaret eden, “Kadın pazarlamacısı” diyen, (ki ben ailem dışında hanımlara dokunmam bile) kişi hakkında takipsizlik kararı verilebiliyor” dedi.

Davaya konu olan haber 8 Mart 2019 tarihinde “Parlemento Haber” internet sitesinde, Dilipak’ın LGBT’lilerin kendilerini Fahişe olarak tanımlayan pankartlar taşımaları üzerine yazdığı eleştiriyel yazı ile ilgili olarak  “Gerici Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak 8 Mart yürüyüşlerine katılan kadınlar için Fahişe dedi“ şeklinde verilince, haberle ilgili, haber altına eklenen yorumlar arasında V.B. imzalı birisi “onun ruhu fahişe, sözü fahişe, geleceği fahişe, geçmişi fahişe, gözünü açtığı an herşeyde fuhuş görüşor, beyni bulanmış garibimin” diye yazmıştı. Bu yazılar arasında Dilipak ve ailesine karşı daha ağır ifadeler de vardı. Eleştiriye konu olan Beyoğlu İstiklal Caddesindeki yürüyüşte LGBT örgütleri, eleştiri konusu olan sıfatlamayı, (Oro…) şeklinde pankart olarak taşımışlardı. 

27 Temmuz 2020 de de, bu tartışma “AKP’nin Papatyaları” başlıklı yazı ile yeniden gündem oldu ve farklı çevrede tartışma konusu oldu ve konu yargıya taşındı.