İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem büyük panik ve korku yaşattı. Söz konusu depremin ardından 266'dan fazla artçı sarsıntı meydana geldi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), internet sitesinde yer alan bilgiye göre; merkez üssü Marmara Denizi, İstanbul'un Silivri ilçesi açıkları olan 6,2 büyüklüğündeki deprem, beklenen büyük Marmara depremi ile ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. İşte ünlü profesörleri karşı karşıya getiren o açıklamalar...
"Asıl deprem daha büyük ve 7'nin üzerinde olacak"
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da Marmara Denizi'nde, Kumburgaz Fayı üzerinde çok deprem olduğunu vurgulayarak, "Bunlar, Marmara'da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem, daha büyük ve 7'nin üzerinde olacak. Deprem, deprem olduğu zaman konuşulmayacak kadar önemli bir konudur. Depremi, olmadığı zaman konuşup önlem almak lazım. Bunu başta hükümet, sonra belediye ve halk el ele vererek kenti depreme hazırlaması lazım. Kentsel dönüşüm, bina yapmak kenti depreme hazırlamak değildir. Depreme dirençli kent, apayrı şeydir. Artık gerekeni halk yapmalıdır. Yapacağı şey, gözetim ve denetimdir." ifadelerini kullandı.
"6'lık bir deprem daha ya da daha büyüğünü de üretebilir"
Prof. Dr. Ziyadin Çakır ise, "Deprem, Marmara Ereğlisi açıklarından başlayıp Boğaz'ın önüne kadar uzanan Orta Marmara Fayı üzerinde meydana geldi. Bu hareket, beklenen Marmara depremini zaman açısından öne çekmiş olabilir. Silivri merkezli 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul merkezine uzaklığı sayesinde daha az hissedildi. Silivri'den İstanbul merkeze 70 km. Adalar Fayı olsaydı bu büyüklükteki deprem daha yıkıcı olabilirdi. Bu deprem artçı olarak 6'lık bir deprem üretebilir ama daha büyüğünü de üretebilir. Artçılar konusunda dikkatli olunması, özellikle hasarlı binalara girilmemesi gerekir." dedi.
Boşalttığı gerginlik, boşatması gerekenin yaklaşık 22'de 1'i kadar
Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan; "6,2'lik depremle Kuzey Marmara'da Trakya kolunun Büyükçekmece- Kumburgaz-Silivri bölümü yaklaşık 25 km, sağ doğrultu atımlı yırtılmayla kırılmış olabilir. Depremin İstanbul önünü kırmadan sıçrayarak Trakya kolunu batıya doğru yırtıp kırılmanın durması can güvenliği bakımından uğurludur, sevinçlidir. Görünüş o ki gerginlik 23 Nisan bayram günü öğleden sonra hızla düşmüş, sönüme geçmiştir. Boşalttığı gerginlik, boşatması gerekenin yaklaşık 22'de 1'idir. Umarım parçalı kırılmalar ile işlem gelecekte de bu biçimde ölümsüz, yıkımsız tamamlanır. Depremin K45B gidişli Trakya-Eskişehir kırığı ile Kuzey Anadolu Kırıklarının kesim yerinde olması, deprem odağının kavşakta olma kuramını güçlendirdi, kanıtladı. Durum şunu gösterdi ki büyük bir depremle boydan boya kırmamasının nedeni, henüz M7,2'lik depremi oluşturarak 6 Giga tonluk kırılma direncini yenecek gerginliğe ulaşamamasıdır. Büyük deprem için beklentim henüz erken gibi görünüyor. " ifadelerini kullandı.
"7'nin üzerinde deprem potansiyeli var"
Prof. Dr. Okan Tüysüz: "Marmara Denizi içerisindeki faylara baktığımızda, 7'nin üzerinde bir deprem potansiyeli olduğu görülüyor. Her ne kadar bazı muhalif görüşler olsa da bilim camiasında genel kabul gören görüş budur."
"Daha büyüğüne hazırlıklı olmalıyız"
Prof. Dr. Şükrü Ersoy: "Bu büyüklükteki bir deprem bile zarar verebilir. Daha büyüğüne karşı hazırlıklı olmakta fayda var." ifadelerini kullandı.
"Fayın sadece bir yeri kırıldı"
Prof. Dr. Hasan Sözbilir: "Deprem, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana geldi. Fayın tümü büyük parça değil, sadece bir yeri yıkıldı. Tümünün kırılması daha çok 7,4-7,5 gibi kabul ediliyor. Dolayısıyla bu şekilde parçalı kırılması da aslında iyi bir şey. Ucuz kurtulduk, geçmiş olsun."
"Başka bir deprem riski yok"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: "Marmara'da 1894'te stres bitmiş. 1912'de Tekirdağ ve Silivri hattı kırıldı, o çukurda stres bitti. Bugün kırılan bölge de fayın ucunda kırılmayan noktaydı. Silivri'den kuzeye doğru gelen, doğuya giden bir faydı. Benim tam beş kitapta yazdığım haritadaki "deprem olur" dediğim yerde olan deprem. Bütün Doğu Marmara'da deprem bitti, başka bir deprem riski yok. Marmara'da bitti depremler. İstanbul'da bütün yanılgıların sebebi 17 Ağustos 1999'da kırılan fayın devamı olarak Adalar'dan Çekmece'ye kadar giden Marmara'nın kuzey kenar fayının esas alınmasından kaynaklanıyor. Bu, "Kuzey Anadolu Fayı'nın devamı" denilince "Eyvah! Burada büyük deprem olacak." sonucuna varılıyor. Oysa iki hata var: Bir o fay Kuzey Anadolu'nun devamı değil; iki o fay 1766 yılında kırıldı. O zaman, 'Bu fayda 250 yıllık stres birikmiş, yeni bir deprem olur.' tezi tamamen yanlış."