Soru: Hocam; son sohbetimizde üç çeşit rüyadan bahsediyorduk. Şeytanî rüyalar dikkatimi çekti. Herhangi birimiz kötü bir rüya görüp uyandığında o anda ne yapmamızı tavsiye edersiniz?

Cevap: Bu sorunuza yine Peygamberimizin (sav) verdiği cevaplarla yanıt vereyim: “Sizden biriniz korktuğu kötü bir rüya gördüğünde soluna üç kere tükürür gibi yapsın, sonra da onun şerrinden Allah’a sığınsın. Böyle yaptığı takdirde, rüyadan dolayı bir zarar görmeyecektir.” Ayrıca Peygamberimiz (sav) şöyle bir tavsiyede daha bulunmaktadır: “Biriniz beğenmediği bir rüya görürse kalkıp namaz kılsın ve onu kimseye anlatmasın.”

Soru: Kötü rüyaları kimseye anlatmayalım. Bunu anladım. Peki, bu durum güzel rüyalar için de aynen geçerli midir?

Cevap: Bir insan, etki altında kaldığı güzel bir rüyayı görürse, bilsin ki o Allah tarafındandır. Böyle bir durumda Peygamberimiz (sav), rüya sahibinin ilk önce Allah’a hamt etmesini tavsiye etmekte ve bu rüyayı, sevdiği ve güvendiği kişilerle paylaşabileceğini söylemektedir. Böylece Allah’ın sevdiği bazı kullarına manevî işaretler verdiği görülecek ve O’nun hükümranlığının halen geçerli olduğu tescillenecektir. Deizmin bir safsata olduğu sadık rüyalar üzerinden bile ispatlanabilir yani.

Soru: İlginç bir bağ kurdunuz Hocam! Ama bazı ilahiyatçılarımız, kısaca ifade edecek olursak “rüyalarla amel edilmez” diyor. Bu durum sadık rüyalar için de geçerli midir?

Cevap: Sadık rüyalar, manevî yönden en güzel ve en anlamlı rüyalardır. Müjde veya uyarı şeklinde manevî işaretler ihtiva eden sadık rüyalar, rüya sahibini en çok etkileyen rüyaların başında gelir. Allah’tan bir müjde, bir bilgi, bir haber, bir uyarı ihtiva etmeleri hasebiyle değerlendirmeye ve üzerinde yoğunlaşmaya en müsait sadık rüyalardır. İşte bu tarz rüyalar, dünyevî arzu ve isteklerden tamamen uzak olarak saf ruhun melekût âlemine doğru yaptığı kişiye mahsus çok özel bir manevî yolculuktur. Bu manevî açılımın boyutuna göre kişi, temiz ruhu sayesinde gayb âleminden daha önce bilgi hazinesinde olmayan bazı önemli gizli bilgiler Allah’ın lütfu ile elde edebilir. Bu bilgiler, bazen çok bariz bir şekilde, bazen de tabire muhtaç olarak rüya sahibine bir ikram olarak sunulur. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba sarf etmeden elde edilen bu tarz gizemli bilgiler, sadık rüyalar yoluyla ancak kazanabilir. İşte dinî ve ilmî kaynaklara ters düşmeyen sadık rüya kaynaklı bu bilgilerle kişi amel edebilir.

Soru: Hocam! Çok kesin konuştunuz. Her sadık rüya mutlak anlamda hep doğru mu çıkar?

Cevap: Ben Peygamberimizin (sav) sözlerine inanarak, sadık rüyaların doğruluğuna kanaat getiriyorum. Şu hadis de inancımı pekiştiren bir kaynaktır: “Ahir zamanda müminlerin rüyaları yalan çıkmaz çünkü müminlerin rüyaları, nübüvvetin kırk altı cüzünden biridir.”[4]

Soru: Peki Hocam! Sizin bir sosyal bilimci olarak şöyle bir özelliğiniz var. Siz görülen rüyaları topluyorsunuz, tasnif ediyorsunuz, ampirik yani deneysel teste tâbi tutarak, dinî kaynaklarla kıyaslıyor ve doğruluğunu böylece ortaya çıkartıyorsunuz. Kesin tespitleriniz herhalde buna dayanıyor. Rüya arşivinizden yola çıkarak, sadık rüyaların da yol gösterici olduğuna dair bir iki örnek verebilir misiniz?

Cevap: Elbette. Lisanstan beri tanıdığım çok çalışkan bir hanım öğrencim var. Sakarya Üniversitesinden mezun olduktan sonra başka bir üniversitede doktora öğrencisiyken gördüğü bir rüyasını benimle paylaştı. Yıl 2014. Prof. Dr. M. D.’nin Bilim Felsefesi dersinin final sınavı öncesinde (kendi ifadesiyle) şöyle bir rüya görür: ”Rüyamda kütüphaneme Bilim Felsefesi kitaplarımı almak için yöneliyorum… Kitapları alıp çalışma masama döndüğümde masanın üzerinde kocaman bir kâğıt buluyorum… Kağıtta sınav tarihi ile birlikte Bilim Felsefesi sınav soruları diye bir başlık var ve hemen altında sadece bir soru bulunuyor…Kağıtta yazan soruyu okuyorum ve ben bunun cevabını biliyorum diyorum kendi kendime…Soru: ‘Modern bilimin kültür alanları kapsamındaki ekollerden bahsedip desteklediğiniz ekolü neden desteklediğinizi gerekçeleri ile açıklayın.’ Soruyu okuyorum ve bir kağıda yazıyorum…Rüyam sabah ezanının sesi ile sona eriyor…Uyandığımda masamın üzerinde bulduğum bir kağıda sınav sorusunu kısaca not alıyorum.” Sonra bu öğrencimiz…

Soru: Eee, sonra ne oluyor Hocam?

Cevap: İsterseniz sonraki gelişmeleri yine öğrencimizin ağzından dinleyelim: “Sınav günü bölümüme gidiyorum, koridorda ders çalışan arkadaşlarımı görüyorum…Bana sınavda hangi sorular gelebilir diye sordular. Ben de iyilik olsun diye rüyamdan hiç bahsetmeden şu soru gelir dedim. Yoksa benimle alay ederlerdi. Ama arkadaşlar yine de güldü ve öyle bir soru çıkmaz dediler. Meğerse hoca her sene aynı klasik soruları sorarmış. Ben de ‘Siz sordunuz ben içimden geleni söyledim, siz bilirsiniz’ dedim. Sonrasında bayan arkadaşlarımdan birinin elinde karışık notlardan telaş içerisinde bir şey okumaya çalıştığını gördüm. O da bana ‘ne yapacağım bilmiyorum sence ne çalışayım son on beş dakikada?’ dedi. Bu arkadaşım, Bilim Felsefesi dersini ikinci defa aldığı için, ona acıdım ve ona ‘Ben dün akşam bir rüya gördüm. Rüyamda hoca senin dönem içerisinde bize hazırlayarak, sunumunu yaptığın soruyu soruyordu’ dedim. Arkadaşım, ‘O konuyu ben anlatmıştım, ama inan hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama o soru olmaz, ona gelene kadar sorulacak bir sürü şey var. Fazla çalışmaktan senin kafan iyice karışmış.’ dedi. Ardından hocanın ve asistanının koridorda görünmesi ile sınavın yapılacağı salona doğru ilerledik. Cevap kâğıtları dağıtıldı ve hoca ‘yazın bakalım’ dedikten sonra birden ‘durun durun, aklıma şimdi güzel bir soru geldi, sizlere özel’ demez mi. Soru, tam da benim rüyamda gördüğüm sorunun aynısı. Hoca bir de şunu dedi: ‘Bu soru ile kimin çalışıp çalışmadığını anlayacağız.’ Tam bu aşamada hocamızın her sene sorduğu klâsik soruları bekleyen arkadaşlarımın surat ifadeleri değişmeye başladı. Hemen yanımda oturan ve sınav öncesi benim rüyama az da olsa kulak veren arkadaşım, bana ‘inanamıyorum sana, daha önce hiç böyle bir durumla karşılaşmadım… bu nasıl bir şey?’ dedi. Ben de kendisine, ‘demek ki bazen rüyalara kulak vermek ve rüyaların izinden gitmek gerekiyormuş arkadaşım’ dedim.”

Soru: Hocam! Çok enteresan. Siz bunu şimdi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap: Böyle rüyalar, görüldüğü üzere Allah’tan gelen sadık yani rahmanî rüyalardır. Buradaki örnekte de görüldüğü üzere rahmanî rüyalar, çoğu zaman tabire ihtiyaç duyulmayacak kadar açık ve dolayısıyla rüya sahibi ve nasibi olan başkaları için de yol gösterici özellik taşır. Nitekim o sürpriz sınavdan sadece rüya sahibi geçebilmiştir. İşte sadık rüyalar, gizemli olduğu kadar ne hikmetse bazen de sosyal hayatımıza yön verecek kadar güçlü bir rehberdir. Sadık rüyalarla âmel etmek bu yönüyle mümkün ve görüldüğü üzere kişi için de faydalı olabilir.

 

[1] Buhârî; Kitâbu’t-Ta’bîr: 3–4. Muslim; Kitâbu’r-Ru’yâ: II: 1771–1773.

[2] Müslim; Rüya: 6. Buhârî; Kitâbu’t-Ta’bîr: 26, 46; Muslim; Kitâbu’r-Ru’yâ; II: 1773.

[3] Buhârî; Kitâbu’t-Ta’bîr: 46. Muslim; Kitâbu’r-Ru’yâ; II: 1772.

[4] Buhari; Tabir: 26. Müslim; Rüya: 6.