Sağlık Bakanlığından 'yeni'doğan protokolü: Topuk kanı taraması yaptırmayan anne ve bebek taburcu edilmeyecek mi?
Yeni Çağ Gazetesi'nin haberine göre Bakanlık, yenidoğan servisleri için ''Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Hasta Kabul ve Taburculuk Kriterleri Protokolü" hazırladı.
Buna göre hazırlanan protokol de bebeklerin taburcu olup evlerine gitmelerinden, kilo alımlarına kadar pek çok nokta için düzenleme yapılacak. Bakanlığın yeni düzenlemesine göre yenidoğan bebeklerin evlerine gönderilirken araba koltuğu ile gitme şartı istenecek.
ARABA KOLTUĞU ŞARTI
Otomobili olan çiftler için yenidoğan servisinin çıkışında araba koltuğu şartı getiriliyor. Bebeği araba koltuğuna nasıl oturtulacağını öğrenmeden taburcu gerçekleşmeyecek.
Öte yandan araba koltuğundan hariç başka kurallar da var.
Genellikle 36-37 haftalık civarında ve akut yaşamsal sorunları ortadan kalkmış olacak.
Yeterli kilo alımı olacak. Topuk kanı ve rutin taramaları tamamlanacak ve vücut ısısı ayarlanacak.
Konuyu gündeme taşıyan hukukçu, avukat Cüneyt Bülent Şeker X paylaşımından habere tepki göstererek ''Protokolden maksadın, Topuk Kanı Dayatmasını hayata geçirmek olduğunu iddia etti ve:
''BİZDE ARTIK HASTANELERİ DOĞUM İÇİN KULLANMAYIZ...!
Topuk kanı vermeyen hastaneden taburcu edimeyecekmiş (Bebe koltuğu vs.garnitür, asıl mesele T.K.)
NE YAPACAKSINIZ, BİZİ HASTANEDE ESİR Mİ TUTACAKSINIZ?
Bunlar gerçekten haddi aştılar, çocuklarımıza malları gibi davranıp el koyma noktasına geldiler.
-Bu velayet hakkının ortadan kaldırılmasıdır!
-Bu vücut dokunulmazlığı, tıbbi müdahaleyi seçme-ret kabul hakkının yok sayılmasıdır!
Avukat Aysel Karakuzu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu protokolün insan haklarına aykırı olduğunu belirtti:
Sağlık Bakanlığı, yenidoğanlar için araç koltuğu ve topuk kanı zorunluluğu düzenlemesine gidiyormuş.
Şartları yerine getirmeyenler, tıpkı geçmişte borç nedeniyle hastanede rehin kalan bebekler gibi, taburcu edilmeyecekmiş.
Herhangi bir kanun maddesi ya da anayasa kuralı izahı yapmayacağım.
Zorunlu aşıya doğru gidiyoruz.
Kabul edilemez.
İNSAN HAKLARINA AYKIRI...
-Bu test ve iaç satışı için " Devlet" görevinin suistimal edilmesidir.
-Bu insan haklarına dayalı hukukun çiğnenmesidir.
-Bu devletin kendini inkâr etmesi ve meşruiyetini ortadan kaldırmasıdır.
-Bu insanı HAYVAN YERİNE KOYMAKTIR.
-Bu "Müstemleke olduğumuzun" ilanıdır.
-Bu dış kaynaklı, rant kokan baskıya boyun eğmeyeceğiz'' dedi.
Habervakti olarak sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Sağlık Bakanlığı'nın konu hakkında yapacağı açıklama merakla bekleniyor.
