BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM. Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah (c.c) “Zalimlere meyletmeyin, yoksa ateş sizi de kaplar” buyurarak din, ırk, mezhep ve meşrep taassubu gözetmeden daima haklıdan ve mazlumlardan yana olmamızı emretmektedir. Biz İsrailoğulları’na “Yahudi” oldukları için düşman değiliz. Yahudi ırkına düşman olsaydık onlara zulmeden Firavun’u destekler ve tebrik ederdik. Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’in birçok suresinde tekrar edilen Ayeti Kerimelerde İsrailoğulları’yla Firavun arasındaki mücadelede tüm Müslümanlara mazlumdan yana tavır alınması öğretiliyor. Dinimiz İslam; Musa (a.s) liderliğindeki o devrin ezilen mazlum halkı İsrailoğulları’nı destekletirken Zalim Firavun’u lanetlettiriyor. Tıpkı Almanya’da Yahudileri yakan zalim Yahudi Hitleri lanetlediğimiz gibi. Bir Müslüman Kur’an-ı Kerim’in la

ise İsrailoğulları Firavun’laşarak zalimleşince, Filistin ve Lübnan’ın mazlum halklarını destekliyoruz. Sadece Müslüman oldukları için değil, mazlum oldukları için destekliyoruz. İran’da, zalim Şah rejimine karşı İmam Humeyni’nin 1979 yılında başlattığı mazlum halkların mücadelesini “Şia’nın kendi arasındaki hesaplaşmasıdır” demeden, imanımızın gereği bütün gücümüzle desteklemiştik. O devrim günlerinde ülkemizdeki malum masonik medyanın bombardımanıyla etkilenen şuursuz halk kitleleri İran’daki mazlum halk kıyamını imanlarının gereği destekleyen cemaatlere “Humeyniciler” diye iftira attırmışlardı. Emperyalist ülkelerin Ortadoğu’daki kahyalarından Zalim Saddam, İran’ın mazlum halkına 1980 yılında saldırdığında yine İran’ı destekledik. Olaya Sünni-Şii mezheb taassubuyla baksaydık Irak’ı destekleme gafleti, dalaleti ve ihanetine düşerdik. Irak, İran’a haksız yere saldırmanın ve zulmün bedelini ağır ödedi. Ülkesinin üçe bölünmesine zulmüyle sebep olan ve mal, makam ve gücüne güvenen Zalim Saddam’ın hayat filminin rezil ve zelil bir şekilde bitmesinden hâlâ ibret almayacak mıyız? Müslümanların tüm uyarılarına rağmen Suriye’de zalim Yezidi iktidarı desteklemeğe devam eden İran ve Lübnan Hizbullah’ı büyük bir ilahi imtihandan geçmektedir. Zalim Yezidi iktidarı mezhebi yaklaşımla desteklemenin vebalinin hesabını nasıl verecekler? Ateşle oynadıklarının farkına ne zaman varacaklar? Zulüm ateşinin Irak gibi bir gün kendilerini de yakacağını düşünüp yanlıştan, gaflet ve emanetlere ihanetten ne zaman dönecekler? Asırlardır sevdiklerini ve mücadelesini örnek aldıklarını söyledikleri Önderlerimiz Hz.Ali (r.a) ve Hz.Hüseyin (r.a)’in yüzüne ahiretteki büyük duruşma ve buluşma gününde nasıl ve hangi yüzle bakacaklar? Suriye’de Hıristiyan hatta Yahudi halklar aynı zulme uğrasaydı Sünni veya Şia iktidarı diye zalim yönetimleri destekleyebilir miyiz? Asla ve asla! İslam dinine kalben inanıyorsak ve Ehl-i Beytin yolundaysak, asla zalim iktidarı Müslüman da olsa destekleyemeyiz. Zalimin ve mazlumun dinine, ırkına ve mezhebine bakılmaz. Şah ve Saddam Suriye’de, kardeş İran nerede? İnsan kasabı Şaron Suriye’de, Lübnan Hizbullah’ı kardeşlerimiz nerede? Siyonist İsrail’in yıllarca mazlum Filistin ve Lübnan halklarına yaptığı zulümleri aratmayacak işkence, tecavüz ve katliamları kendi halkına acımasızca yapmaya devam eden günümüz Şah, Saddam ve Şaron’u Beşşar Esat’ın Yezidi iktidarına haddini bildirmek tüm Müslüman ülkelerin ortak görevidir. Zulme ve zalime karşı mazlumun yanında mücadele eden Önderimiz ve izinden gitmekle şeref duyduğumuz Başöğretmenimiz ve sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a)Efendimiz’in Suriye’deki mazlum ümmetine yardım etmek Allah’a ve Ahiret gününe inanan Şia ve Sünni tüm Mü’min ve Müslümanın imani ve cihadi görevidir. Suriye’deki mazlumların ciğerlerimizi dağlayan feryat ve çığlıklarını duyup yardıma koşan devlet ve sivil toplum örgütlerine selam olsun. Ve korkmadan, yılmadan din ve namusları için Yezidilere karşı Hüseyni ruhla mücadele eden mücahid ve mücahide kardeşlerimize selam olsun. Selam olsun. Allah yar ve yardımcıları olsun.