Kemalist Aydınlanmacı devrimin ürünü olan Ulus devletlerinin, önümüzdeki dönemde öneminin daha da ortaya çıkacağı bir noktada; Avrupa Sosyalist Enternasyonel Birliğin Türkiye Planlama şefi, (Ultra Sosyal demokrat) Prof. İlhan Tekeli; İmamoğlu’nun katkılarıyla İBB' de düzenlenen belediyecilik ve planlama konferansında Türkiye'nin yönetilememesinin önünde gördüğü Ulus devleti günah keçisi ilan etmiş ve Dünya'da Küresel demokrasi krizine neden oluyormuş bu durum diyor.Komik..!

Artık büyük bir Megapolis olan İstanbul'un yönetiminin," Büyükşehir belediyeleri " gibi bir dar statüden çıkarılarak; "Ulus Şehirler" yeni (öneri) yönetim basamağı modeli mevzuatı altında yerinden yönetilebilirliğinin artırılması ve öz bütçe imkânları pekâlâ geliştirilebilir.

Öncelikle Yerel demokrasi demek; dışarıdan finanse edilen federatif yerel birliklerin önünü açmak değildir. Özgürlükçü (Halkçı değil) "Şehir devletleri" yönetimlerinin yaratılmasının salt gerekçesi olarak gördüğü Yönetişim savı da; aslında Küresel sermayenin, merkezi devlet dışı alanda uluslararası ve yerel sermaye işbirliğinde yerelde örgütlenmesi için sermaye paylaşımının sadece el değiştirmesinden ve mekân pazarlığından başka bir şey de değildir. Yönetimsel bazı sorunları; sözde bir yönetişim ?, Demokrasi ve Planlama krizi olarak görmek yada öyleymiş gibi abartılı bir bahane olarak gösterilmesinin yanıltıcı sonuçları olur.

Avrupa (ülkeler) birliğinin, Yerel (Şehir) devletler özerk birliğine dönüşmesinin planlandığı bir dönemde; Dünyadaki 40 Megapolis şehir öne çıkıyor. Bunların içinde İZMİR,DİYARBAKIR, İSTANBUL gibi büyük şehirlerimiz de var.

"Demokratik yerel yönetimler" kılıfı altında palazlanacak ve pazarlanacak şehir hükümetleri Ulus devletlerin varlık alanlarına ortak olacak bir dış güçler projesi mi acaba ? Dikkatle izliyoruz.

İstanbul ilinin ikiye bölünerek ; a) Anadolu yakası b) Avrupa yakası ve c) Doğu Trakya uzantısı olan Tekirdağ ilini de içine alacak iki İl Büyükşehir belediyesi daha oluşturulması "Yerinden Yönetim" için olumlu olabilir. Bunun için yeni bir Milli yasa çıkarılarak bu üçlü yerel yönetimin ANKARA Merkezli bir eşgüdüm Bakanlığına bağlanması gerekir

İstanbul'un, ehlileştirilmemiş küresel finans ve sermaye merkezlerinin ve şehir devletlerinin dolaylı da olsa özerk mekânsal taleplerinin tek yönlü inisiyatifine bırakılamaz. "İstanbul; İstanbul ve Türkiye'den yönetilir"

"ULUS (MİLLİ) ŞEHİR YÖNETİMLERİ BASAMAĞI

Ulus Devletlerin kurdu olan "Şehir Devletleri"; Neo-liberelizmin, ulus ötesi mekânsal yatırım açılımları olarak gündeme sokuluyor. Buna karşı;

"Büyükşehir" yönetim basamağını da aşan ve Ulus devletin ve Türkiye'nin tüm karakteristiklerini ve nüfus özelliklerini heterojen olarak içinde barındıran İstanbul gibi bir "Milli Şehir" Megapolis'in (öneri İstanbul Bakanlığı ile eşgüdüm içinde olacak şekilde) yeni bir kurumsal yönetim modeli üzerinde artık düşünmemiz gerekmektedir.

Tahir Çalgüner

Y.Şehir ve Bölge Plancısı.