Hepimizin malumu bir adam vardır Kur’an’da anlatılan; şehre koşarak gelen bir adamın hikayesidir bu. Sevgili bir adamın hikayesidir. Adını işkence ile katledilen adaşı Habib(ra) hakkında Rasulullah(sas)’in buyurduğu “Yasin sahibinin ecrine ulaştı” ölçüsünden biliriz; Habib’tir o da.

Ne yapmıştır ve nasıl yapmıştır ki; kendisinden asırlar sonra gelecek bir başka şehidin ecrini tarif ederken, onun seviyesi kıstas alınmıştır.

Kıssa kısaca şöyle; şehre koşarak gelen bir adam, halkının taşlayarak öldürmek istediği peygamberlerin önüne geçmiş ve onlarla aynı sonu paylaşmıştır. Ayrıntılarını merak edenler Kur’an ayında olmamızın bereketiyle Yasin suresinden okuyabilirler.

Önemli olan o duruştur. Peygamberlerin önüne geçmek ve onların davasına omuz verip, birlikte cennete buyur edilmektir.

O mübarek adamın koşarak gelişi bir misal olmuştur hep; kim, nerede ve ne zaman, Allah(cc) için koştururken canını feda ederse, Yasin sahibinin ecrine denk bir dereceye ulaşması umut edilir.

Koşarak gelmenin bizzat Allah(cc) tarafından övülen bir yanı vardır. Gayretin Allah(cc) yanında bir değeri vardır. Allah(cc) kendi davası için koşuşturanı seçmiş ve Kitab-ı Kerim’inde bize örnek kıssa olarak aktarmıştır.

İşte Ramazan ayı da ayların koşarak geleni gibidir; gelip bize peygamberlerin yolunu hatırlatanı, kendini o yola feda edenidir ayların. Ramazan, zamanın Allah(cc)’in dinine adanan dilimidir.

İnsanlar zamanı içinde yaşanan olaylarla anarlar, bunun tek istisnası Ramazan ayıdır. Ramazan ayı, yaşananların tamamına galebe çalan bir üstünlükle anılır. Gündem ne olursa olsun, gelen Ramazan ayı ise; her şey ve herkes bir kenara çekilmek zorundadır.

Öyledir, zira kaçırıldığında bir yenisi gelene kadar yerine konacak başka bir eş değer vakit yoktur.

Şehirlerimize koşarak gelen bu mübarek ay, her yanımızı sardı hamdolsun. Her şeye ve herkese rağmen; caddelerimizde bile hissedilen bir Ramazan yaşıyoruz. İftar vakitlerinde adeta bütün şehir oruçlu imiş gibi bir sükûnet geliyor şehre ve Ramazan her gün bir kere daha hayatımıza, gündemimize, şehirlerimize ve en önemlisi de gönüllerimize koşarak geliyor.

Hep öyle bir büyük resim merakımız vardır ya, işte o büyük resim budur; hayata hükmeden bir Ramazan ayı yaşıyoruz.

Bu mübarek zaman diliminde esas gündemimiz Kur’an, oruç ve diğer salih amellerdir. Namazdır asıl gündem aynı zamanda, sadakadır, zekattır.

Günlük çekişmelere, politik tartışmalara feda edilemeyecek kadar büyük ve değerli bir zamandayız. Zamanın yani bu ayın kadrini bilenlerin, bu ay içinde Kadir gecesini bulma umudu ve ihtimali çok daha yüksek olacaktır.

Kur’an ile bağını bu ayda güçlendirenlerin, bu Kur’an’ın davasını idraki ve Rasulü(sas) ile irtibatını artıranların Yasin sahibi Habib(ra)’in yoldaşlığına olan arzusu ve derecesine ulaşma umudu artacaktır.

Yasin, Kur’an’ın kalbidir; Ramazan ise zamanın kalbi…