Beşiktaş Kulübü Divan Kurulunun 2024 yılı 3. olağan toplantısında konuşan Adalı, bugün gerçekleştirilen toplantının aralık ayında yapılması gerektiğini ancak dönemin yönetimi tarafından engellendiğini ifade etti.

Mali durumla ilgili raporları zamanında görülmesi gerektiğini anlatan Adalı, "O gün söylemek istediğim bazı şeyleri bugün geç de olsa sizlerin huzurlarınızda ifade edeceğim. Başkan olmadan önce de her zaman söylediğim bir şey vardı; 'Ne zamanki mevcut başkan kendisinden önceki başkan ve yönetimlere dayanaksız bir şekilde sallamaya başlıyor, tahmin edin ki kendi yönetiminde bazı işler yolunda gitmiyordur.' demiştim. İşte bu yüzden seçim zamanı da sizlere hiçbir zaman enkaz edebiyatı yapmayacağımı söylemiştim" ifadelerini kullandı.

"Beyaz bir sayfa açacağız ama yanlış yapanlardan da hesap soracağız"
Beşiktaş'ın kandırıldığını anlatan Adalı, şunları söyledi:

"Divan önüne çıkma cesaretini gösteremeyenleri asla unutmayın. Sizden ricam o günleri bir daha gözünüzün önüne getirin. Saklanan gerçekler bir gece yarısı iki sportif direktörün aynı anda görevden alınmasıyla su yüzüne çıkmaya başladı. 1 senedir saklanan iç çekişmeler kamuoyu önünde yaşanmaya başlandı. Beşiktaş tarihinde hiç duyulmamış komisyon ve sahte imza gibi yakışıksız konularla karşılaşmak durumunda kaldık. Kalkışma ifadeleri, istifa eden ve geri dönen yöneticiler bu noktadan sonra hayatımıza girdi. Camiamızın illüzyonlar ve algı oyunları ile kandırılmış olduğunu gördük. Ben ve arkadaşlarım bu yıkıcı dönemin daha fazla devam etmesine müsaade edemezdik. Beşiktaş'ı 1 gün daha bu dönemin eş başkanına ve kadrolarına teslim edemezdik. Aksi takdirde yönetilemeyen, iyice borç sarmalına dolanmış bir Beşiktaş olacaktı. O zamanlar da söyledim; 'Beşiktaş'ı suistimal edenlerin yaptıklarının yanına kar kaldığı dönemi bitireceğiz, Beşiktaş üzerinden menfaat sağlayanlar bir değil, iki kez düşünecek, beyaz bir sayfa açacağız ama yanlış yapanlardan da hesap soracağız.' dedim. Biz bu olayların gelecekte de yaşanmaması için sağlam temeller atmalıyız. Beşiktaş'ı kurumsal ve denetlenebilir bir yapıya kavuşturmalıyız."

Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanan ilk ülke belli oldu Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanan ilk ülke belli oldu

"Tüm alanlarda çılgınca harcamalar yapılmış"
Beşiktaş tarihinin en zor dönemlerinden birinde göreve geldiklerini söyleyen Adalı, "Kulübe geldiğimizde ve işlerin içine girdiğimizde beklediğimizin çok ötesinde bir tablo ile karşılaştık. Her yerde kaos ve çok başlılık vardı. İş akışları tamamen bozulmuştu. Hem sporcularımızda hem de personellerimizde kafa karışıklığı, gelecek kaygısı ama hepsinden önemlisi aidiyet sıkıntısı vardı. Devraldığımız kulüpte bırakın bütçeye uygun hareket etmeyi, bazı alanlarda sağlıklı bir bütçe planlaması dahi yapılmamış. Tüm alanlarda çılgınca harcamalar yapılmış. Bu harcamalar yapılırken de satın alma prosedürlerimizi umursayan olmamış. Büyük meblağlı işler, ihalesiz, teklifsiz yapılır hale gelmiş. İç denetim ekibimiz verdiğimiz talimatlar doğrultusunda tüm bu konuları aydınlatmak için yoğun şekilde çalışıyor. Denetim kurulumuz kasım sonu itibarıyla raporunu az önce açıkladı. Hepimiz dehşetle izledik ve dinledik. Gördük ki seçim süresince ne söylediysek hepsi raporda yer alıyor. Sevgili Hüseyin Yücel de bugün aramızda, ona sorsam, eminim ki 'Raporda yazanların hiçbirinden haberim yoktu.' diyecek. Olmadığına da inanıyorum" şeklinde konuştu.

"Borcun yüzde 75 arttırıldığı gerçeği önümüzde durmaktadır"
Hasan Arat yönetimi döneminde yapılan harcamalarla Beşiktaş'ın borcunun yüzde 75 arttırıldığını kaydeden Adalı, şöyle devam etti:

"Yeni yönetim kurulu olarak ilk işimiz 31 Aralık 2024 itibarıyla Beşiktaş'ı hangi koşullarda teslim aldığımızı tespit etmek oldu. Bu durum tespitini, hem yol haritamızı belirlemek hem de sizlerle paylaşmak için yapmamız gerekiyordu. Bunun için RSM isimli bağımsız denetim firmasından, göreve geldiğimiz tarih itibarıyla nasıl bir mali tabloyu devraldığımızı bize raporlamalarını istedik. Bu çalışma da tamamlandı ve maalesef acı tablo bir kez daha ortaya çıktı. Bu rapora göre 31 Aralık 2024 itibarıyla Beşiktaş'ımızın toplam borcu, 15 milyar 100 milyon TL’yi aşmış durumda. Sadece 1 yıl önce 8.6 milyar lira olarak açıklanan borcun önceki yönetim tarafından yüzde 75 arttırıldığı gerçeği önümüzde durmaktadır. 13 ay gibi kısa bir sürede tarihimizin en büyük borç artışını yaşadığımız bir dönemi geride bıraktık. Buna karşılık önümüzdeki 3 yıl için mevcut gelirlerimizin neredeyse tamamının da kullanılmış olduğunu gördük. Yalnızca kendi dönemlerini değil Beşiktaş’ın geleceğini de ipotek altına aldırmışlar. Futbol takımımız için tarihin en yüksek bonservis harcamaları yapıldı. Bunların da takibi yapılıyor, yeri ve zamanı geldiğinde açıklayacağız. Ödemelerin çoğu da önümüzdeki mayıs ayından sonra başlıyor. Sadece futbol A takımı özelinde Mayıs–Aralık 2025 arası toplam yükümlülüğümüz yaklaşık 45 milyon euro, yani 2 milyar lira. Bunlara ilaveten amatör branşlarda da rekor zararlara ulaşılmış. Hentbol branşımızda 10 milyon lira olan zarar, 88 milyon liraya çıkmış. Voleybol branşımız aynı süreçte 3 milyon lira zarardan neredeyse 100 milyon lira zarara ulaşmış. Takımlarımızın performansında ise kayda değer hiçbir değişiklik olmamış. Tüm altyapı ve amatör branşlarımız ise bu sürede 104 milyon lira zarardan 739 milyon lira zarara ulaşmış. Gözüken o ki hepimiz futbola yoğunlaşmışken bu taraflarda da olanlar olmuş, yapılanlar yapılmış."

"Dosyaları savcılığa teslim ettik ve hukuki süreci başlattık"
Bir önceki yönetim zamanında fahiş bedelli ve ihalesiz alımlar yapıldığını da vurgulayan Adalı, hukuki süreci başlattıklarını söyleyerek şunları aktardı:

"Bu konuda en çok dikkatimizi çeken iki nokta, stat ışıklandırmaları ve çatı membran yenilemeleri oldu. Denetim kurulunun bize verdiği raporları ve iç denetim ekibimizin tespitlerini içeren dosyaları savcılığa teslim ettik ve hukuki süreci başlattık. Amacımız asla birilerini hedef haline getirmek ya da töhmet altında bırakmak değildir. Hiç kimsenin onuruyla ve gururuyla oynama niyetimiz yoktur. Bundan sonrası savcılığın işidir. Yüce Türk yargısına güvenimiz tamdır. Bizim görevimiz Beşiktaş'ın kuruşuna kendi paramız gibi sahip çıkmaktır. Bu hususta asla taviz vermeyeceğiz ve gereken ne varsa yapacağız. Savcılığa aktardığımız diğer bir konu da bilgi teknolojileriyle ilgili. Geçtiğimiz yılın kasım ayı içerisinde kulübümüzün bilişim sistemine bir saldırı düzenlendiğini tespit etmiş bulunuyoruz. Yaklaşık 20 gün boyunca kulübümüzün e-posta sistemi kapalı kalmış. Özellikle denetim kurulumuzun ihtiyaç duyduğu birçok evrak kayıtlardan silinmiş. Bilgi işlem sistemimiz kullanılamaz hale getirilmiştir. İlgili tüm bilgi ve belgeleri savcılığa teslim etmiş bulunuyoruz. Konuyla ilgili gelişmeleri büyük bir özenle takip ediyoruz. Benzer bir olayın tekrar yaşanmaması adına harekete geçtik. Uzmanlardan destek istedik. Gerekli teknoloji yatırımını başlattık. Kurumsal hafızamıza bu tarz saldırılar olmasını engellemek mecburiyetindeyiz. Göreve geldiğimiz günden beri elimizi attığımız her konuda tatsız hadiseler karşımıza çıkıyor. Biz konuların üzerine gittikçe de camia içinden farklı yerlerden bazı yarı tehdit yarı telkin çabalarıyla karşılaşıyoruz. Bize bazen 'Mayısta seçim var, konunun üzerine gitmeyin.' diyenler oldu. Bazen de 'Bir süre bu konuyu bekletin.' gibi şeyler söyleyenler oldu."