Milli Görüş hareketinin etkili isimlerinden, 20. Dönem Rize Milletvekili ve Rize eski belediye başkanlarından ilahiyatçı-hatip Şevki Yılmaz, "can ve ciğerparelerimiz bebeklere ve çocuklara kadar sirayet eden vahşi katliamları, hırsızlıkları, yolsuzlukları ve hakaret ve sövmeleri önlemek adına; çıkarılmakta olan 9. Yargı Paketi başta olmak üzere tüm hukuksal düzenlemelerle ilgili" görüşlerini aktardı. Yılmaz, İlahi hükümlerin, kısasın terk edilmesinin felaketlere sebep olduğunu vurguladı.
''Halkın Gerçek Gündemini Unutursak! Unutuluruz!'' başlığıyla kaleme aldığı yazısında Yılmaz, Türkiye'nin ve vatandaşın asli gündemine dikkat çekti ve mutfak yangınından adalete kadar bir çok başlığı elel aldı.
İşte o yazı:
Can ve ciğerparelerimiz bebeklere ve çocuklara kadar sirayet eden vahşi katliamları, hırsızlıkları, yolsuzlukları ve hakaret ve sövmeleri önlemek adına çıkarılmakta olan 9. Yargı Paketi başta olmak üzere tüm hukuksal düzenlemelerle ilgili; insani, imani ve ihvani uyarılarımızı ulaştırmak için daha evvel yayınladığımız "Halkın gündemini unutanlar, unutulurlar!" başlıklı yazımızı önemine binaen yeni ilavelerle tekrar yazıyoruz!
Gençliğimizde marketlerimizde ve mağazalarımızda “Müşteri Velinimetimizdir!” yazılı levhalar olurdu!
Müşterilerin memnuniyetine gayret edilirdi!
Esnaf, müşteri kazanmak için birbirleriyle sattığı mallarını indirim yarışına girerlerdi! Gündemleri sadece müşteri kazanmaktı!
Tıpkı bunun gibi İktidar ve Muhalefet Parti yetkilileri Siyasiler, Milletvekillerimiz ve Bakanlarımız Makam odalarına “Seçmen Velinimetimizdir!” levhasını asmalıdırlar! Ve Seçmen kazanabilmek için doğruluk ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda birbirleriyle hayırlı tüm işlerde yarışmalıdırlar!
Ve siyasetlerini halkın gerçek gündemine göre belirlemelidirler! Aksi durum, laf-ı güzaftır! Zaman kaybıdır! İsraftır! Ve sonu hüsrandır!
Vahşi Roma'ya dayalı Anayasa değişikliği halkımızın gündeminde yoktur!
Çünkü feraset, basiret ve hikmet sahibi olan her kişi bilir ki; Anayasa’nın Sivili ve Sivrisi olmaz! Anayasa’nın yerlisi yani Millisi ve ya yabancısı yani Gayr-i Millisi olur! İslamisi ve Gayr-i İslamisi olur! Hakk’a dayalı veya bugünkü anayasa gibi Bâtıla dayalısı olur!
Bu sebeble Emperyalist Haçlı Avrupalı'nın dinine, örf ve âdetine göre yapılmış Roma Merkezli Anayasayı Latin Harflerle Türkçeye çevirip Silahlı darbelerle zorla kabul ettirmekle, Siyasiler eliyle hileyle kabul ettirmenin zulüm olarak hiçbir farkı yoktur!
Bugün Merhamet sahibi ve duyarlı Halkımızın gündeminin başında Filistin kıyamı ve Filistin dramı gelmektedir!
Mazlum Filistin'linin feryatlarına ve çığlıklarına Amerika ve Avrupa Üniversitelerindeki Öğretim Üyeleri ve Öğrenciler gibi vicdan sahibi hiçbir fert ve toplum sessiz kalamaz! Zira Mazlumlara sessiz kalanların bir gün kendileri Mazlum duruma düşmeleri “Alma Mazlumun ahını çıkar aheste aheste!” gerçeği gereği kaçınılmaz bir Kaderi İlahidir!
Halkımızın gerçek gündeminin ana konularından bazılarına gelince;
- Faiz, İsraf, haksız ve adaletsiz Vergi benziniyle alevlenen Mutfak yangınıdır! Zamanında gereken tedbirler alınamadığı için önlenemeyen zamlar ve fahiş kira artışlarıdır!
-Halkımız 2002 yılında iktidarımızı, dönemin Hükümetinin batı dayatması yanlış programlarıyla oluşturduğu Mutfak yangınını söndürmek için görevlendirdi. Ve yıllarca başarıyla bu Ekonomik Yangını söndürmüşken, son yıllardaki darbe teşebbüsleri, savaş, pandemi ve depremlerin de etkisiyle oluşan Ekonomik sıkıntılara çözüm olarak ortaya konan Ekonomik programların yanlışlığı, faiz uygulamaları ve gelir dağılımına dayanmayan haksız vergi alma tuzağına düşürülerek Seçmen desteğinin azalmaYa devam ettiğini üzüntüyle müşahede etmekteyiz! Zira Mutfak yangının yakmadığı ve yıkmadığı İktidar, Dünya’da yoktur!
-Cinsi sapıklığı teşvik edici Filmleriyle, Aile temelimizi yıkıcı ahlaksız Dizileriyle ve Yuva yıkmaya teşvik edici arsız ve hayâsız programlarıyla topyekûn haçlı saldırılarına devam eden yazılı ve görsel şerre hizmet eden Medya’ya karşı “Önce Ahlak ve Maneviyat!” temelleri üzerine kurulan İktidarımızın Milli ve Ahlaki tedbirleri acilen alması da duyarlı halkımızın gündemidir!
-Materyalist, çarpık öğretim ve eğitim yangınlarının neticesinde oluşan Aile ve Ahlak yangınlarının söndürülmesi de duyarlı halkımızın ana gündemidir!
-Eşref-i Mahlûk olarak yaratılan Hz. Adem Atamız ve Hz. Havva annemizle kıyamete kadar devam edecek insan neslini Darwin Yahudi’sinin şeytani tuzağıyla Maymunlaştırmak isteyen ve Deist bir kafayla İnançsız hale getirilen bir nesil yetiştirmekte olan; taklidi, Gayr-i Milli tam materyalist ve maddeci bir eğitim modasını tarihin çöp sepetine atmak için çalışmamız halkımızın asıl gündemlerindendir!
-Ülkemizin dış düşmanları olan Haçlı Devletler kanlı tarihiyle ve katil ecdadıyla övünen nesiller yetiştirirken, şanlı tarihinden ve kahraman ecdadından utanç duyan nesiller yetiştirilmeye devam edilirse, halkımızın ilgilenmediği başka gündemlerle zamanlar israf edilirse; vurdumduymaz, modaperest, maddeperest, bencil, batı hayranı ve gâvur aşığı nesiller eliyle yıkılmaya mahkûm olurlar!
Gelmekte olan bu büyük tehlikeyi önlemek istiyorsak; Her zaman yazdığımız ve haykırdığımız gibi “Kentsel dönüşümden önce acilen Milli ve Ahlaki Gençsel Dönüşümü!” hayata geçirmemiz ana gündemimiz olmalıdır!
Vatandaşlarımızın en önemli gündemi de zalimleri koruyan mazlumları ağlatan zulme dayalı yargı sisteminin kökten değiştirilmesidir!!!
Bir çok tartışmayı beraberinde getiren 9. Yargı Paketi başta olmak üzere Meclis gündemine getirilecek olan tüm hukuki düzenlemelerde; çalanın, vuranın, öldürenin ve sövenin yanına kar kalmadığı, Roma'nın zulüm şirk kanunlarının terk edileceğini bekliyoruz!
Çeşitli yollarla haksız yere vatandaşın canına kıyan ve kıydıranlara acilen İslam Hukukunun Kısas (Cana can) Hükümlerinin uygulanması ve Vatandaşın malını gasb eden ve ettirenlerin çaldığı gasbettiği malları ödeyinceye kadar hapise (cezaevine) mahkum eden yasaların acilen çıkarılması halkımızın asıl gündemidir!
"Biz onda (Tevrat’ta şimdi de Kuran'da), cinayet ve yaramalarda onların üzerine şöyle yazdık (farz kıldık): Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (ve azalara karşılık) kısas vardır. (Bu Allah’ın adalet kuralıdır.) Ama kim bunu (kendi hak ve hukukunu, saldırgana acıyıp) sadaka (ve hayırhahlık) olarak bağışlarsa, bu da kendisi için (günahlarına) kefaret sayılır. (Artık) Her kim Allah’ın indirdiği ile (ve emrettiği şekilde) hüküm ve karar vermez de (bunları değiştirmeye ve dejenere etmeye yeltenirse) işte onlar zalimlerin ( Kafirlerin ve Fasıkların) ta kendileridir.'' (Ana hayat ve Anayasamız Kur’an-ı Kerim, Maide Suresi ve 45. ayet meali ve tefsiri) ilahi mesajında belirtilen hükümleri terk edeli, canlarımız yanmaya ve mallarımız yağmalanmaya ve Ocaklarımız sönmeye devam ediyor!
Allahım!
İkram ettiğin sayısız ve sonsuz nimetlerinin en büyüğü Din, Adil İslami devlet, vatan, can, namus, kısas, bereket, birlik ve kardeşlik nimetlerinden biz Müslüman kullarını hata ve yanlışlıklarımız sebebiyle mahrum eyleme.
Allah’ım!
Bizi Bize bırakma!
Bizi göz açıp kapayıncaya kadar bile azgın nefisimizin kölesi eyleme!
İşlerimizi ve halkımıza yapacağımız hizmetleri emin, ehil, sadık ve hasbi kadrolarla yapabilme feraset ve basıretini bizlere lütfeyle! Bize kuyu kazanları değil, Kuyudan çıkaracak yardımcıları İhsan eyle!
Amin.