Seyr-u sülûk nedir?

Seyru sülûktasavvufta bir terbiye disiplinini ifade eder.

Eğitim gören her genç birer seyru sülûk yolcusudur. İlim ve hikmete ulaşmak için yürünen yola ayrılan zamanın adıdır.  Okumadan âlim, gezmeden seyyah olunamadığı gibi, mücadele ve murakabe olmadan tasavvufta yol alınamaz.(Eraydın, Tasavvuf ve Tarikat, s. 30) 

Talebelik, ilimde bir seyru sülûktur. Sekiz yıl ilk öğretim, üç yıl lise ve dört yıl üniversite tahsilinden sonra öğrenci, belli bir alanda yetişmiş olur. Bu on beş yıllık tahsil, ona hayli seviye kazandırır.

Onun gibi, tasavvuf yolunda ilmî, fikrî, riyazî bir seyru sülûktan geçen mürid, zamanla bir mürşit hâline gelebilir. Bu seyru süluk, kişiden kişiye farklılık arzeder. Bazıları kırk günde hakîkate ulaşır. Bir kısmı ise, kırk yılda... Elindeki demire şekil vermek isteyen birisi, hafif bir ateşte onu yumuşatmaya kalksa, belki de yıllarca bekleyecektir. Fakat bir başkası, o demiri altı bin derecelik fırına attığında, hemen ona şekil verebilecektir.

Akıl ve kalbin seyru sülûkleri çok mühimdir. Bu ikisi birbirine yardımcı olsalar, hakîkate çabuk ulaşırlar. Fakat, sadece birisinde ileri gidilse, hakikatin semasına kolayca kanat açamazlar.

Seyru sülûkun en ileri mertebelerine Peygamberimiz mazhar olmuştur. Onun mi’racının hakîkati, kemâlat mertebelerinde seyru sülûktan ibarettir.(Nursî, Sözler, s. 528) Bütün evliyaullahın seyru sülûkleri, Resulullah’ın mi’racının gölgesinde ilerlemek ve Onun mazhar olduğu İlâhî isimlere, bir derece mazhar olmaya çalışmaktır.