Şiir dışında başka edebi metinler yazan şairler arasında istikrarlı bir örneksiniz. Neden şiirle birlikte öykü de yazdınız?

Bende şiir ve öykü hep atbaşı gitti. Evet çok az öykü yayınladım ama zihnimin bir köşesinde hep öykü hatta tamamlayamadığım roman denemeleri hep oldu. Küçükken roman okumayı seven annemin hoşuna gitsin diye öyküler, romanlar uydurmaya çalışırdım. Hatta ortaokulda anneme bir polisiye roman bile hediye etmiştim. Başka metin yazmayı şiire ihanet olarak görmem. Nesirle uğraşmanın şair için gerekli olduğunu düşünürüm hatta. İlla öykü veya roman olması şart değil. Şiir hakkında inceleme ve eleştiri yazıları veya başka düzyazı türleri de yazmalı şair. Şiirleri işaret parmağım kalınlığında olan Asaf Halet Çelebi’nin nesirlerini düşünün, Ahmet Haşim veya Yahya Kemal’in nesirlerini yahut. Nesirle uğraşmayan şairlerin biraz eksik kaldığını görüyorum. Şiir ve şuur arasında irtibatı korumak için nesir faydalı bir yordam sunuyor bence. Elbette bunun da istisnaları var.

ŞİİR DÜNYASI DERİNLİKLİ

Şiir ve düzyazıda yazım sürecinde nasıl fark var?

Şiir ve düzyazı farklı zihinsel yoğunlaşmaları ve dikkatleri gerektiriyor. Ancak şiire emek vermeyi öğrenen, o disiplini edinen kişi düzyazıya da çok şey katar. Düzyazısını olgunlaştıran şairin şiir dünyası derinlik kazanır. Farklar bugüne kadar ciltler dolusu konuşuldu belki de benzerliklerden bahsetmeye sıra gelmiştir. Kim bilir?

Öykü sayısı ve yazarı arttı fakat metinlerin, romanların boyu kısaldı. Kitabınızda da kısa öyküler var. Bu değişimin çağımızla, özellikle twitter’la bir ilgisi olabilir mi?

Bu kitaptaki bazı öyküler 20 senelik ve twitter henüz ortada yoktu o zamanlar. Her ne kadar romanlar kısaldı diyorsak da beğenilen romanlar hala çok uzun. Bir Murakami’yi düşünün mesela. 1Q84 tam Twitter çağında yayınlandı. Ne dersek diyelim bir yazar çıkıp bizi tekzip etmeyi başarıyor demek ki. Evet, benim öykülerim kısa. Biraz da elimden bu geldiği için böyle. Kimbilir bir yolunu bulur ben de sizi tekzip ederim. Belli mi olur?

Gerçeği itiraf edemiyorlar

Artan ilgiyle birlikte öykü şiirin yerini alabilir mi? Şiir öldü tartışmaları için ne söylemek istersiniz?

Şiirin öldüğünü düşünmüyorum. Güzel şiirler yazılmaya devam ediyor ve her sene iyi şairlerin okuru olmaya devam ediyorum. Bu tartışmalarda şiir öldü diyenler kendi adlarına benim şiirle bağım kalmadı demek istiyor ama bunu itiraf edemiyorlar. İçimdeki şiir öldü diyeceklerine şiir öldü diyorlar bence. Öykü şiirin yerini alamaz bence. Romanın şiirin yerini alamayacağı, öykünün romanın yerini alamayacağı gibi. Ayrıca türlerin ölümü söz konusu olsa bile romanın veya modern anlamda öykünün ölme ihtimali şiirin ölme ihtimalinden daha yüksek bence.