Sağlam demokrasiler, “İktidar” ile değil muhalefetin kalitesi ve gücü ile inşa edilir.

Siyasetin ve siyasi partilerin temsili demokrasiyi gerçekleştirmede başarısız olması;  toplumsal hayatımızda görülen memnuniyetsiz durumlara neden olmakta ve bunun toplumsal faturaları gün geçtikçe ağırlaşmaktadır.

Demokrasilerin emniyet sibobu olan Kesim  “HALKIN” kendisidir. Bu görevi tekil parçacı ve atomize bireyler olarak yerine getirmesi de mümkün görünmemektedir.

Ne asker, Ne polis, Ne Parti devletleri ile Ne de Yargı devleti ve vesayetçileri ile bu misyon yerine getirilemiyor. Getirilemez de. Meselenin özü de bu.

Halkın Müdafa-i Milli(ilik) cemiyetleri olarak örgütlenmesi Halkçılık ilkesinin de bir öngörüsüdür.

Halklarcılık değil Halkçılık ve Millicilik ekseninde sivil toplumsal örgütlenmelerin siyaseti beslemesi demokratik döngüde sürekliliğe de neden olacağı için siyasi krizleri ve tıkanıkları da açmada dikey de değil yatayda örgütlenen bir model önerisi üzerinde durulmalıdır.

“Dernekler”  ve “meslek örgütlenmelerinin”  başına gelen ve siyasetin araka bahçeleri olması kötü örneğinden de yola çıkarak bu yapıların siyaset ve siyaset baskısından uzak olarak formüle edilmesi gerekmektedir.

Çağcıl demokrasi mevzileri olarak oluşturulacak bu toplumsal üniteler ve siyasetçi yetiştirmenin de bir rezerv alt yapı kuruluşları olabilirler.

Böylelikle taban tavanı besler.

Pragmatik ve oportünist siyaset yerini kolektif dayanışmaya bırakır.

Demokrasimiz gelişir ve renklenir.

Bölücü, etnik ve rant siyaseti yerini içselleştirilmiş Milli siyasete ve topyekun proaktif çözüm yollarına bırakır.

Kurtarıcı ve koruyucu bir melek aramaya gerek yok

Biz bize yeteriz.

Alternatifin var mı diyenlere Alternatif bir önerimiz olsun.