Yaratan rabbinin adıyla oku!(Alak Suresi-1)

“Nüzûlü” bölümünde açıklandığı üzere bu âyetler Hz. Peygamber’e inen ilk vahiy olup ona ve onun şahsında bütün müslümanlara okumayı emretmiş, onları kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. İlk vahyin “oku” emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi, okumanın ve bilmenin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Kur’an’ın, canlılar arasında insanın farklı ve üstün yerini onun öğrenme özelliği ile tanımlaması son derece anlamlıdır (ayrıca bk. Bakara 2/31). Âyette Hz. Peygamber’e emredilen okumanın konusu belirtilmemiştir; çünkü başta kendisine indirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere, okunması yani üzerinde inceleme yapıp zihin yorarak hakkında bilgi edinilmesi, ders ve ibret alınması gereken her şeyi tanıması, hakikatini anlayıp kavraması istenmektedir.

Okumayan, körleşmiş ve duyarsız toplumlar aynı zamanda korkak ve unutkandır!…
Bir kısır döngüdür bu. Okumayan, araştırmayan, hakkını aramayan toplumlar körleşir. Körleşen toplumlar duyarsızdır. Duyarsız toplumlar ise korkaklık ve unutkanlığı bir yaşam biçimi olarak benimser.
Böyle bir toplumda alın teri ve emek, alıklık; onur ve erdem modası geçmiş, içi boş kavramlar olarak algılanır!.. Önemli olan, moda olan en çabuk şekilde köşeyi dönmek, yükselen değerlere ve Yeni Dünya Düzeni'ne adapte olmaktır. Bu düzenin satılık kalemşorlarının görevi, işte bu aşağılık sistemi bıkmadan usanmadan halka dayatmaktır.

Kitap Okumak Ne İşe Yarar Ki??

1-Pratik Düşünmeyi Geliştirir

Olaylara pratik bir açıdan yaklaşmak her zaman için doğru hamledir. Bu nedenle devamlı beyni çalıştırmak gereklidir. Zihniniz için yapacağınız egzersizler arasında kitap okumak iyi bir tercih olabilir. Bir konuda çabuk düşünüp çabuk yorum yapmanın çözümlerinden biri kitap okumak olacaktır.

2- Karar Verme Mekanizmanız Güçlenir

Bireyin yaşamı boyunca hayatının önemli dönemlerinde karar vermesi gereken konular oluşabilir. Bu tarz kritik durumlarda çok kitap okuyan bireyler artıyı eksiyi doğru şekilde ölçerek kararlarını en doğru şeklini belirleyebilirler.

3-iradenizi kullanma beceriniz gelişir.

Sizi  güçlü kılar, güdülen değil yöneten yapar.

Ezberci olmaktan,saplantılı bağımlılıktan kurtarır.

 (UNUTMAYIN! Bu durum dünyadaki siyasi yapıların,problemli liderlerin, günümüz siyasi partilerin çoğunun,saplantılı tarikatların ve cemaatlerin....vb işine yaramaz.)

Duyarsız ve kör bir toplumda düşüncelerin kontrol edilmesi, Milliyetçilik adına, Yaratıcı adına ,ideolojik söylemler adına,insanların acımasızca sömürülmesi vakayı adiyedendir!.. Ne yazık ki toplumun büyük bölümü bu durumun farkında bile değildir.


Kitap okumayı hiç ilaç olarak düşündünüz mü??

 Evet, kitaplar yaratıcıya erdemli bir birey olmak adına ,mutlu ve huzurlu bir topulm'a ulaşmak adına , savaşlara-Ölumlere,cinsiyetler arası zulme engel olmak adına harekete geçtiğinizde  çektiğiniz acılar için en sevimli ilacınız olacaktır. Anlamak, sorgulamak, bağımlı kişiliklere dönüşememek,birileri adına gereksiz bir düşünce ile ölmek ya da öldürmemek. İşte bu nedenle kitap okumak etkili bir ilaçtır.

Kitap okumaktan uzak  toplumlar, kendilerini daha rahat kandırabilmek,psikolojik açıdan mutlu olmak için atasözleri, deyimler bile icat ederler. 
Amaç sorumluluktan kaçınma ve suçu başkasına atma.Orta Doğu toplumlarının malesef en temel problemi budur sorgusuz teslim.
Örnek mi? Bol miktarda ne yazık ki;
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!”
–“Pişmiş aşım, ağrısız başım!”
“ Gelen ağam, giden paşam”
Ama o bin yaşayan yılan eninde sonunda dokunur!.. Dokunmakla da kalmaz ezer, yok eder, köleleştirir!.. Ortada ne pişmiş aş ne ağrısız baş kalır. Gelen ağanın da, giden paşanın da bu anlamda hiçbir farkı yoktur.

Oysa ki teslim oldukları din:

Taha Suresi, 113. Ayet: “Böylece Biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.”

Mü'minun Suresi, 68. Ayet:” Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?”

Duhan Suresi, 13. ayet: “Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.”

Kamer Suresi, 17. Ayet: “Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?”

En'am Suresi, 50. Ayet: “De ki: ‘Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.’ De ki: Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

Biz bakar kör bir toplumuz!..

Bir toplum nasıl olur da körleşir?. Nasıl olur da gözlerinin önünde söylenen yalanları, yapılan alçaklıkları, ihanetleri, işlenen cinayetleri göremez?.. Çok basit; eğer 80 milyonluk bir ülkede ortalama 3.5-4 milyon gazete o da fantastik gazeteler cogunluklu satılıyorsa, halkın yalnızca % 6.3'ü kitap okuyorsa, “ okumuş insan” oranı ilkokul mezuniyetiyle eşdeğer tutuluyorsa o toplum bakar ama göremez!
-Acı ama gerçek!

SONUÇ

 Yaratan rabbinin adıyla oku!(Alak suresi 1)

En'am Suresi, 126. Ayet:” Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.”

Düşünebilen,sorgulaya bilen yarınlara kavuşma özlemi ile...