Ne kadar Sosyal-ist,  
Ne kadar "sosyal sol",
Bir o kadar da Kemalist mi ? !

İdeoloji Ķurultayına doğru:

Kemalist ideolojiyi betimleyen 6 okun ideolojik anlamı; “indirgemeci” değil “bütüncü” bir yaklaşımla açıklanabilir. Her okun birbiriyle karşılıklı ilişkisi ve bütün/parça ilişkisi ve kurgusu bu yüzden Kemalizm’i 3. bir ideoloji kategorisine sokmuştur. Dolayısıyla güçlendirilmiş bir ideoloji olarak sosyalizm ve liberalizmin eksik yönlerini de kapatan bir milli bir alaşımdır. Meselenin bu yönü tam olarak milletimize anlatılmadığı için Kemalizm’in kapanın elinde kalan bir ideolojik koltuk değneği olarak kullanıla gelmişti. Ancak şuan öyle değil. Kemalizm yeniden dirilmiyor. Âdete hiç ölmediğini ve yaşadığını ispat eder gibi günümüz Türkiye koşullarında da güncelliğini kurumaktadır.

“Emek -sermaye” süreçlerini; sürdürülebilir ve döngüsel ekonominin bir parçası ve bütüncü ekonominin bir anahtarı olarak tanımlayan bir tek “Devletçilik ilkesi” bile; Kemalizm’in top yekûn “sosyaldemokrasiye” indirgenmesinin ne kadar yanlış, gereksiz ve zorlama bir politik duruş olduğunu göstermektedir.
Günümüzde işçi (emek) kesimi içinde geçerli olabilecek bir görüşü;
Mustafa Kemal, çiftçiler için zamanında şöyle dile getirmektedir; “Milletimizin %80'i çiftçidir. Öyleyse Halk Fırkası dendiğinde bu asıl kitle kastedilmektedir.

Yalnız çiftçilerim ve köylülerin haklarını sağlamak için öbür sınıflara karşı parti mi kuracağız? HAYIR. Köylünün düşmanı olabilecek olanlar kimlerdir.? Çok çiftlikleri ve geniş toprakları olan insanlardır. Oysa, arkadaşlar bizim

ülkemizde böyle geniş toprakları olan kaç kişidir? Ve acaba mevcut olan geniş toprak ve çiftlik sahipleri düzeyinde her köylüye toprak vermek için ülkemizin

toprakları yetmez mi?” bu cümle aslında, Kemalizm'in, ideolojiler yelpazesinde

nerede olduğunun açık bir göstergesidir.
Kemalizm’de sınıf kavramı geniş kapsamlıdır. Sosyaldemokrasi de olduğu gibi kısmi bir işçi kesimini küreselci politikalarla ehlileştiren ve sarı sendikacılığa bağlı kılarak “kölenin mutluluğunu” vaad etmez. Başlı başına “Halkçılık ilkesi” bile tek başına, Batı-cı (batılı değil) ve emperyalist sosyaldemokrasi  söylemlerinin ve  yerli temsilcilerinin bileğini bükmeye yeter de artar bir kapsamdadır.

Sağ ve “sol” siyasi yelpazede ve hatta siyasi islam kanadı içinde bile yuvalanan ve kendisini “sosyaldemokrat” olarak tanımlayan bilumum siyasi maalesef attan inip merkebe binerek siyaset yapıyorlar. Bir kısımda Kemalizm ile ithal “sosyaldemokrasi” çiftleşmesi ürünü olan “Katır” sırtından Halka sesleniyor.